Senkronize kabine
Yeni kabine için söylenecek tek cümle var: “İvedi sorunları çözmek için tecrübeye başvuruldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi, “tek telden çalabilecek, neticeye odaklı, süratle senkronize olma yeteneği bulunan” kabine oluştu.
Halk tarafından yüksek oyla seçilen Cumhurbaşkanı’nın Anayasal haklarından da kaynaklanan belirleyiciliği ile seçimden başarıyla çıkmış AK Parti Genel Başkanı’nın tercihinin buluştuğu kabine yapısı öne çıktı.
Bu kabinenin yeni bir sistem platformu yaratmak yerine makro planda önündeki işlerine odaklanacağı anlaşılıyor.
İstikrarı öne alan, köklerden vazgeçmeyen, tecrübeyi hedefleyen isimlerin getirilmesi de bunun en açık göstergesiydi.
DÜŞÜRÜLEN RUS UÇAĞI
Sonunda istenmeyen durum senaryosu gerçekleşti.
İster Rus pilotlarının umursamaz tutumu, ister bölgedeki komutanlarının Türkiye’yi Ukrayna gibi algılama yanlışı, isterseniz Ankara’nın hoşgörü sınırını aşması olarak değerlendirilsin...
Sonunda kriz çıktı, hem de hiç de arzu edilmeyen bir noktadan baş gösterdi.
Bundan sonrasının daha da sıkıntılı olacağına dönük veriler fazla.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in “Sırtımızdan bıçaklandık” cümlesinin devamındaki, “Türkiye ile ilişkilerimizde ciddi sonuçları olacak” ifadesi ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un yurttaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” çağrısı sorunun boyutunu anlamak için yeterli.
Üst Düzey İlişki Konseyi’nin (ÜDİK) yıllık toplantısı hazırlığı için bugün İstanbul’a gelmesi beklenen Lavrov’un gezisini iptal etmesi de ilk yansıması...
ÜDİK İŞLEMEDİ
Oysa bu noktaya gelinmemesi için her türlü tedbir de mevcuttu.
Örneğin, 2004’ten bu yana iki ülke arasında işleyen Stratejik İşbirliği Ortaklığı söz konusuydu; 2010’da da Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) seviyesine yükseltilmişti.
Değişimli olarak her yıl bir ülkede yapılan ÜDİK’in son iki toplantısında da Suriye konusu masaya yatırılmış, yaşanabilecek krizleri önleme mekanizmaları oluşturulmuştu.
Haziran 2012’de Şam’ın Akdeniz’e düşürdüğü Türk F-4 uçağı, krizin boyutunu yükseltmişti.
Son olarak 3-4 Ekim’de Rus uçaklarının Suriye tarafından sınırı ihlal etmeleri üzerine Rusya Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tümg. Dranov başkanlığında bir heyet Ankara’ya gelerek yaşananların tekrar etmemesi için alınacak önlemleri belirlemişti.
Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan ABD ve Rusya uçaklarının karşılaşmaları halinde ne yapacakları da anlaşmayla protokole bağlanmıştı.
Ankara da Türkmenlere dönük saldırı artınca daha önce belirlediği angajman kurallarını genişletmişti.
Başbakan Davutoğlu’nun dün bu sütunda yer alan ifadesine de yansıdığı gibi “Her kim olursa olsun, sınırı geçen vurulur” şekline dönüştürülerek sadece Suriye değil bütün uçaklar kapsama alınmıştı.
Bir gün sonra da istenmeyen oldu.
Şimdi önemli olan, soğuk savaş sonrası yakınlaşan iki ülkenin bu sorunu hangi zeminde ve nasıl çözecekleri.
Yoksa Suriye sorununun çözümünü de Akdeniz’i de Karadeniz’i de karartır, başka bir boyuta dönüştürür...