Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BRÜKSEL

        Aradan 3 yıl geçtikten sonra Avrupa Birliği sürecinde her şey tekrar yoluna girmiş.

        AB başkenti Brüksel’de esen hava, 1996 veya 2004’ten farklı değil.

        Her üç dönemde de AB ile ilgili önemli açılımlar yapılmış ve ciddi yol katedilmişti.

        Benzer bir hava bugün de hâkim; örneğin sorunların medya önünde yerine, yüz yüze konuşulup çözülmesi yoluna gidilmesi kararlaştırılmış.

        Konuyla ilgili çalışanların aktardığına göre, bir yandan en geç mayıs ayından itibaren verilmeye başlanacak ve sadece cüzdan bedeli alınacak yeni pasaportların hazırlığı bitmiş bile...

        Diğer yandan vetoların kalkması sonrası fasılların açılması ve ilk kez uygulanacak yeni platformların inşa edilmesi sağlanmış...

        Çok daha önemlisi, Kıbrıs sorununun çözümünde de önemli bir aşamaya ulaşılmış.

        AB Bakanı Volkan Bozkır, Brüksel’deki sohbetimizde, “10 sektörü tehlikeye sokmamak için ‘Kamu Alımı ve Rekabet’ fasıllarını tam üyelik başlayana kadar biz açmayacağız” dedi.

        Güney Kıbrıs’ın bugüne kadar koyduğu veto engellerinin de adadaki sorunun Mart 2016’da çözülmesiyle sona ereceğini vurguladı.

        3 NEDEN

        Kıbrıs sorununun çözümündeki umudunu da 3 nedene bağladı:

        “Görünen o ki 2004 yılındaki Annan Planı’ndaki ortamdan farklı olarak adanın iki tarafı da bu referandumu kabul yönünde oy verecekler. 2004’te AB üyeliğini garantilemiş bir Rum Kesimi vardı ve çözüme bu nedenle uzak bakıyorlardı. Şimdi ise Rum Kesimi ekonomik zorluklarla uğraşırken geçtiğimiz 11 yıllık süre içerisinde Kuzey Kıbrıs’ın gelir seviyesinde önemli artış yaşandı. İkinci olarak, adaya su götürmemiz ve birleşme durumunda bu suyu bütün adanın kullanımına açmamız önemli bir diğer faktördür. Üçüncü olarak doğalgaz rezervleri de bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye dışında herhangi başka bir tarafla bağlantı sağlayacak fizibilite oranları çok zor. Örneğin, Girit’e bağlanması için 1500 kilometrelik bir mesafe var ve denizin de 3 bin metre altından gitmesi gerekir. Bunun dışında İsrail bu rezerv için güvenli bir bölge değil ve oradan yapılacak nakil imkânları çok zor. Sonuç olarak bu 3 faktör ve KKTC Cumhurbaşkanı ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı’nın Annan Planı’nı desteklemiş olması ve aralarındaki güzel ilişki, birleşme konusundaki ümitlerimizi artırmaktadır.”

        AYAK DİRERSE?

        Güney Kıbrıs’ın yine ayak direyen bir tavır geliştirmesi halinde ne olacağı sorumuza ise Bozkır şu yanıtı verdi:

        “Kıbrıs sorununun mart sonu hedef alınarak çözümü konusundaki umutlarımız güçlenmekte. Bu olduğunda var olan sorun çözülecek ve 13 faslın Kıbrıs nedeniyle blokesi kalkacak. Ama Kıbrıs sorunu nedeniyle bunlar yine akamete uğrarsa AB’nin sorumluluğunu yerine getirip önlemler alacağına inanıyorum.”

        Bozkır ile sohbetimizin hemen öncesinde AB’nin genişleme müzakerelerinden sorumlu üyesi Johannes Hahn’ın şu sözleri de AB’nin bu konudaki bakışını yansıtmaya yeter:

        “Olumlu sonuç çıkacağından eminim. Bu yüzden bir B planı üzerinde düşünmeye gerek yok. Tek plan olan A üzerinde çalışmalıyız.”

        Yani yine çözüm olmaz ve ayak diremeyle karşılaşılırsa bu kez çözüm AB’ye kalacak.

        Diğer Yazılar