Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Buna ister yeni bir sürecin başlangıcı, ister eskiden gelenin devamı deyin.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun önceki gün İstanbul’daki görüşmesiyle yeni bir dönemin aralanması için adım atılmasına karar verildi.

        Bunun da iki ayağı var...

        İlki, revizyon yerine bütünü yeniden yazılmış bir “reform Anayasa’sı”...

        İkincisi, Anayasa süreciyle birlikte yürütülecek “demokratikleşme” süreci...

        Ancak bu süreç terörle mücadeleden kopuk olmayacak, aksine birbiriyle ilişkili olarak sürdürülecek.

        Bir anlamda daha önce “Demokratik Açılım”, “Milli Birlik ve Kardeşlik”, “Çözüm” gibi isimler alan süreçlere benzerlik gösterecek, yasaların da demokratikleşmesini hedefleyecek.

        Konunun ilgilisinin aktardığına göre, yeniden canlanan AB sürecinden de kopuk olmayacak.

        NİHAİ HEDEF

        Konu üzerinde çalışanların aktardığına göre, Başbakan Davutoğlu bu hafta içinde görüşme trafiğini başlatacağı Meclis’teki muhalefet liderlerine Anayasa konusundaki görüşlerini aktaracak.

        Hedef ise bugüne kadar Anayasa üzerindeki tüm çalışmaların toplandığı Meclis Uzlaşı Komisyonu’nun havuzundan yararlanmak.

        Eğer Meclis’teki herhangi bir parti “reform Anayasa’sı” için hazırsa da ilk aşamada onunla yürümek.

        Olmuyorsa, nihai hedef “reform Anayasa’sı” olmak üzere, daha önce 60 maddesinde uzlaşılan ve 90 maddeye kadar sorunsuz bir şekilde çıkması olası Anayasa revizyonunu yapmak.

        KURUCU İRADE

        Beklentilerin giderilmesinin ardından da tüm kesimleri kapsayan bir “reform Anayasa’sı” sürecine geçmek.

        Bunun için “Kurucu Meclis” oluşturulması hedeflenmiyor; “Meşruiyet açısından asıl kurucu irade halkın kendisidir, 1970 model Kurucu Meclis arayışları bitmiştir, siyasal meşruiyet gerçekleşmiştir, hukuki, sosyolojik ve siyasi yapısını oluşturmuştur” bakışıyla hareket ediliyor. Dolayısıyla iki Meclis’li bir yapı yerine, partiler arasında teması da sağlayacak geçmişte de denenmiş olan bir “uzlaşma komisyonu” ile hareket edilebileceği de kayda geçiriliyor.

        Sistem tartışmasını ilk aşamada başlatmak yerine, nihai hedef olarak konularak yola çıkılması hedefleniyor; konunun referandumla sonlanması amaçlanıyor.

        KONTROLLÜ DİYALOG

        Bütün partilerin eşit katılımıyla sürecin işletileceği öngörülmüşken, HDP ile temasın kesilmesinin bu öngörüyü olumsuz etkileyip etkilemeyeceği sorusuna yaklaşım ise farklı.

        Ziyareti ilk adımda Anayasa müzakeresi olarak ele almamak gerektiği belirtilip, “HDP ile kontrollü diyalog” yürütüleceğinin altı çiziliyor.

        HDP’den Sırrı Süreyya Önder’in “Kaçak çay içer giderler” sözleri karşısında randevuya gitmenin doğru olmayacağına da vurgu yapılıyor.

        “Siyaset, terör ve şiddet sarmalını, Kürt sosyolojisinden ayıracak” bir yöntemle hareket edileceği belirtiliyor.

        Aktarıldığına göre Anayasa sürecinin ne kadar zamana yayılacağı konusunda ise farklı modeller var.

        Bu konuda henüz bir sonuca varılmamış, hangi koşulda nasıl bir yol izleyeceğinin planlamasıyla yetinilmiş.

        Muhalefet liderleriyle yapacağı görüşme sonrasında “reform Anayasa’sı” için öngörülen hedef sürecin Başbakan tarafından açıklanması kararlaştırılmış.

        Dönemin en önemli yeniliği ise yasaların yapım sürecine, onay makamı olduğu için müdahil olmayan Cumhurbaşkanlığı’nın da sürecin bir parçası haline gelecek olması...

        Diğer Yazılar