Kadro kurultayı
Genel başkan seçildiği günden başlayarak son 5 yılı seçimlerle geçirdi.
Üstüne 4’ü olağanüstü, 2’si olağan 6 kurultay yaşadı; 1 olağanüstü kurultay denemesi de muhalifler yeterli sayıya ulaşamadığı için yapılamadı.
7’nci kurultayını da yarın gerçekleştirecek.
Parti içi muhalefetin gücü de dikkate alındığında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin kaptanlığında gösterdiği başarının kolay kazanıldığı söylenemez.
Çünkü, sürekli karşılaştığı seçimlere ve kadro olumsuzluklarına rağmen bu noktada durabildi.
Her bir seçimde de partiyi 1 puan daha artırıp yüzde 25 seviyesine kadar çıkarmayı başardı.
Aslında, yapılan araştırmalara bakıldığında partinin potansiyel oyunun yüzde 30 civarında olduğu rakiplerince de kabul gören bir gerçek.
Yakın geçmişe kadar “CHP’ye asla oy vermem” noktasında bulunan kitlenin “Evet verebilirim” aşamasına gelmesi de dikkate alındığında, Kılıçdaroğlu 5 yılı başarılı tamamladı.
Adaylık için yola çıkan rakiplerinin, dün vazgeçme açıklamalarına da bakıldığında, yarınki kurultayda Kılıçdaroğlu’nun tartışmasız tekrar genel başkan seçileceğini söylemek olası.
PARTİ SİSTEMİ
Kılıçdaroğlu’nun 5 yılına bakarak bundan sonra olabilecekleri de öngörebiliriz.
Şöyle ki...
Partiyi teslim aldığında skandalla çalkalanıyor, çıkış yolu aranıyordu.
Katı ulusalcı kadro yönetimindeki CHP de seçime giderken toplumsal kabullerin uzağına savrulmuştu.
Kılıçdaroğlu böyle bir süreçte partinin dümenine geçti, üst üste yapılan kurultayların yanında partiyi seçime de hazırladı.
Kavgasız gürültüsüz seçimi geçirdiği varsayıldığı sırada yeni bir kurultayın kapısı aralandı, yerel seçim de kapıya dayandı.
Aile sigortasının da aralarında yer aldığı projeleri, bu dönemde propagandasının ana unsuru yaptı.
Ancak gündem farklılaştı, parti teşkilatı ve tabanı da yeterince güç vermeyince iyi anlatılamadı.
CHP’nin başörtüsü ile sorununu kaldırdı, üniversitelere öğrencilerin başörtüsü ile gidebilmesinin yolunun açılmasında destek veren tarafta yer aldı.
Partinin mütedeyyin kesimle barışması için çaba gösterdi.
Sadece mütedeyyin kesim değil, Güneydoğu’da gittikçe eriyen CHP’nin, Kürt politikasını da “üçüncü yol” zeminine oturttu.
Bölgede oy olmasa da sempati topladı.
TOPLUMSALLAŞMA
Bu süreçte bir olay karşısında genel merkezin de ötesinde her biri ayrı tepki veren teşkilatını da düzene koymaya çalıştı.
CHP’nin 1970’lerden kalan söylemlerini yeni dünya düzenine uygun, yeni sosyal demokrat zemine taşıdı.
Parti ilk kez reklam vererek propaganda yaptı.
Ecevit’in 1970, Erdal İnönü’nün de 1989’da yaptığına benzer politikalar üretti; ama seçim süreçleri parti teşkilatına odaklanmasının önünde hep engel oldu.
Geçmişteki gibi son iki seçimde de çok iyi seçim bildirgesiyle seçmenin karşısına çıktı; hatta diğer partilerin CHP bildirgesi doğrultusunda seçmene vaatlerini değiştirmelerini sağladı.
Ama bütün bu süreçlerde içe dönük parti teşkilatını dışa açamadı.
Görünen o ki bu kurultayı takip edecek tüzük kurultayının ardından Kılıçdaroğlu örgüte de neşter vuracak, hatta kurumsallaşan kurallar koyacak.
CHP’de değişim çift yönlü olacak.
Tabii bu sürede yeni bir erken genel seçim kapıyı çalmazsa...