Anayasal ayrılık
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun dağılmasının üzerinden 1 hafta geçti.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ertesi gün, “Komisyonun görevi bitmiştir” sözünü geri alıp partilere “Tekrar masaya dönün” çağrısı da bu sürede fayda etmedi.
Daha önce Kahraman tarafından dile getirilen, Başbakan Davutoğlu’nun da dün tekrar ettiği, “CHP masaya dönmezse 3 parti yoluna devam eder” yaklaşımının işlemesi de olası değil.
Ayrıca TBMM Başkanı, o günden bu yana Meclis’te grubu bulunan partilere bir yazılı çağrı da yapmadı.
AK Parti’nin kurmaylarına göre yakın gelecekte bulunması da henüz tartışmalı.
Bu durumda ne olacak?
Çünkü CHP, komisyonda başkanlık sisteminin ele alınmasına karşı çıkıyor, “Hedeflerine ulaşmaları için bizi kullanmalarına müsaade etmeyeceğiz” tavrını sürdürüyor.
MHP ise masanın işlevine kavuşmasından yana.
Nitekim MHP Lideri Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında çağrısını yineledi.
AK Parti’nin başkanlık sistemi, CHP’nin de “Başkanlık konuşulacaksa ben yokum” yaklaşımını eleştirdi, Meclis Başkanı’nın da tavrına tepki gösterip şu önemli tespitte bulundu:
“Yeni Anayasa yapılmasının ertelenmesiyle görüş ayrılıkları artacaktır...”
Bu noktada durmadı, CHP’nin masaya döndürülmesi gerektiğini belirtip ilk günkü tavrını sürdürdü:
“Tam mutabakat olmadan kapsayıcı olmaz. Anamuhalefet partisi olmadan yeni Anayasa yazımı sakıncalıdır. CHP’nin ikna edilip masaya daveti sağlanmalıdır. Aksi takdirde Anayasa ölü doğacaktır.”
“CHP’NİN FORMÜLÜ
“Bahçeli haklı, çünkü yapılacak olan toplumsal mutabakatın en üst belgesiyse her kesimin ortak katılımının sağlandığı bir Anayasa olmadan adım atmak olası değil.
“CHP de yeniden toplanabilmesi için bir ara formül üretmiş.
“Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ilişkin 2010 referandumuyla yapılan düzenlemeden hiçbir partinin hoşnut kalmadığını belirtip şu öneriyi getiriyor:
“HSYK konusundaki düzenlemeye, geçmişte uzlaşılmış 60 madde de eklenir. Ortak yakınmalar olan diğer maddelerde de bir uzlaşı sağlanır ve 110-120 maddelik yeni bir paket çıkar.”
ARA GÜÇLER
Ancak AK Parti bu yaklaşıma çok sıcak bakmıyor.
Revizyon yerine bir reform Anayasa’sı yapmanın çok daha faydalı olacağını vurguluyor.
Parti yönetiminden bazı isimler bunu dile getiriyor olsa da AK Parti’de bu konuda bütüncül tavırdan söz etmek de zor.
Ayrıca unutulmamalı ki, 2010 referandumu sırasında mobilize olmuş, o gün “Yetmez ama evet” diyen ara güçler de bugün Anayasa değişikliğiyle ilgili cevval tutum sergilemiyor.
Bu durumda Anayasa’nın geçmiştekiler gibi bir ferman olma yapısından çıkarılıp meşruiyet ve momentini kaybetmeyen bir zeminde ilerlemesi nasıl sağlanacak?
Başbakan Davutoğlu dün, CHP’nin darbe yasalarının ayıklanmasına ilişkin önerisinin bir komisyon kurularak yerine getirilmesine olumlu baktığını söyledi.
Anayasa Uzlaşı Komisyonu’nun yoluna devamı için çağrısını yineledi.
Dilerim bu çağrı diplomatik süreci çalıştırır.
Bütün partilerin eşit düzeyde ortaklaşıp bir araya geldiği tek nokta olan komisyon tekrar çalışır.
Yoksa ortak paydalar son dönemde çok daha hızlı eriyor.