Karabağ'ın karası
Ateşkese karşın çatışmalar dün de devam etti.
Bölgeden gelen haberler de savaşın artacağına işaret ediyor.
Karabağ dışına taşıp, 1994’te ilan edilen ateşkes öncesine dönüleceğine yönelik şimdilik bir işaret vermese de kaygı yüksek.
Nitekim Karabağ’daki Ermeni güçlerinin işgal altında tuttukları bölgeden cuma gecesi Azerbaycan’a ateş açmalarıyla başlayan çatışmaların dünkü seyri de bu kaygıyı artırdı.
Belki de bundan dolayı, AGİT ve AB’den dün yapılan açıklamalar teskin edici mesajlarla doluydu.
ENERJİ OYUNU
Aslında böyle bir gelişmenin yaşanması bekleniyor, sadece dillendirilmekten çekiniliyordu.
Çünkü, Rusya’nın Suriye meselesine bu kadar muhatap olmasının çevre etkisi yaratması kaçınılmazdı.
Son dönem petrol fiyatlarının aşağı inmesi, Azerbaycan’ın yatırımlarına fren koyması da beklentiyi tetikledi.
Oysa, 1994 ateşkesi Azerbaycan’ın 1999’da uluslararası enerji piyasasına girmesinin, 2004’te de uluslararası oyuncu olmasının önünü açtı.
Petrol fiyatlarındaki yükselmeyle de yüksek kâr elde etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de kazancı yatırıma dönüştürdü, ülkedeki sosyal hoşnutsuzluğu tüketti, uzun vade için güç kazandı.
Ancak Azerbaycan’ın bu pozisyonu Karabağ sorununun çözümüne katkı sağlamadı.
Batılı aktörler Dağlık Karabağ topraklarının Azerbaycan’a ait olduğunu, Ermenilerin işgalci durumunda bulunduğunu kabul etmesine rağmen, 22 yıldır çözüm üretemedi.
Bunda Rusya’nın Ermenistan’da iki üs kurup S-300 savunma sistemlerini yerleştirmesi, Karabağ işgalci güçlerinin silahlanmasına da el altından desteği etkili oldu.
Yetmedi 2002’de Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan arasında Kolektif Güvenlik Anlaşması imzalandı ve NATO’nun benzeri olan CSTO kuruldu.
Azerbaycan ve Gürcistan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) dışında kaldı.
Bu da Ermenistan’ı hoyratlaştırdı.
TANAP’I ETKİLER
Gelelim asıl soruya; Ermenistan Azerbaycan’a niye şimdi saldırdı?
Bölgeyi iyi bilen, bir ay önce Habertürk’te Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında bugün yaşananları o günden öngören Prof. Dr. Mitat Çelikpala’ya dün bu soruyu yönelttim.
“Ruslar istemezse iki taraf da daha ileri gidemez; ama Ruslar ne kadarına izin verecek onu görmeliyiz” dedi.
İki tarafın da zafer kazanma psikolojisi içinde hareket ettiğine dikkat çekip ekledi:
“Azerbaycan son olayla işgal edilmiş topraklarından bir bölümünü geri aldı. Buralardan Ermenilerin saldırısıyla çıkartılırsa bu Karabağ sınırının kesin çizilmesi anlamına gelir. Azerbaycan bunu bildiği için kazandığı yerleri sonuna kadar koruyacak, bu da çatışmaları yükseltecek.”
Çatışmaların 1994 öncesi şartlara dönmesi halinde Azerbaycan’ın Türkiye ile yürüttüğü 2018’de bitmesi hedeflenen Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projenin etkileneceğinin altını çizip devam etti:
“Sadece TANAP değil, Bakü Tiflis Ceyhan (BTC) ve Bakü Tiflis Erzurum (BTE) hatlarını da sıkıntıya sokar.”
Prof. Dr. Çelikpala’nın vurguladığı gibi çatışma 10 gün daha devam ederse, öngörülmedik sonuçları beraberinde getirir.
Ruslar buna ne kadar izin verir şu an kestirmek zor ama bölgenin ısınmasından en çok Türkiye etkilenir.