'Herkese dokunur'
Eğer son açıklanan metninde değişiklik yapmadıysa AK Parti’nin bugün sunacağı Anayasa teklifi ile bütün milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkabilir.
Bu görüş sadece bu satırların yazarına değil, AK Parti’de bu konuda emek sarf etmiş birden fazla hukukçuya da ait.
Çünkü teklifin kamuoyu ile paylaşılan metni şu cümleden oluşuyordu:
“Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte soruşturma veya kovuşturma izni vermeye yetkili mercilerden Cumhuriyet savcılıklarından ve mahkemelerden Adalet Bakanlığı’na, Başbakanlık’a, TBMM Başkanlığı’na veya Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığı’na intikal etmiş olan yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında Anayasa’nın 83. maddesinin 2. fıkrasındaki birinci cümle hükmü uygulanmaz.”
HER İLDE BAŞVURU
AK Partili hukukçu milletvekili metni okuduktan sonra ilginç bir öngörüde bulundu.
Teklifin görüşülmeye başlandığı anda, bir siyasi parti veya sivil toplum kuruluşunun, vilayetlerdeki Cumhuriyet savcılıklarına yapacakları suç duyurusunun bütün milletvekilleri hakkında dokunulmazlığın kaldırılmasına neden olacağını iddia etti.
Öngörüsünde de haklı, çünkü bugüne kadarki uygulamalarda Cumhuriyet savcıları suç duyurusu halinde bir hazırlık soruşturması dosyası hazırlayıp Adalet Bakanlığı’na yolluyor.
Dolayısıyla bakanlığa intikal etmiş dosyalar, geçici Anayasa değişiklik teklif metni ile bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının önünü açacak.
GEÇMİŞTE YAŞANAN
Eğer teklif bu haliyle gelirse TBMM’nin önünde üç seçenek var.
Ya bütün partiler ortak metinde uzlaşıp 367’yi bularak konuyu Meclis’te çözecek, ya 330 oyda kalıp kararı halka bırakacak.
Veya 1998’de yaşandığı gibi 330 altında oyda kalırsa konuyu kapatacak.
Eğer ilk ikisi olursa sorun bitmeyecek; dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilinin Anayasa ve AİHM’ye gitme yolu açık...
Anayasa Mahkemesi 1994’te Selim Sadak’ın dokunulmazlığını kaldıran Meclis kararını iptal ederken, “Suç isnadının da ciddi olması gerektiğine” hükmetmişti.
Anayasa, milletvekiline kürsüde söylediğini dışarıda söyleme hakkı da veriyor; yani kürsü dokunulmazlığı tanıyor.
Milletvekillerinin hakkındaki dosyaların bazıları da bu hakkı kullanmış olmasından kaynaklanıyor.
O nedenle bu dosyaların öncelikle Karma Komisyon’da ayıklanması gerekiyor.
Toptancı yaklaşımla gidilen düzenlemenin Anayasa veya AİHM’den döneceği bugünden görülüyor.
Ayrıca unutulmasın ki dokunulmazlık konusu ne zaman Meclis’e gelse dışarıda söylenenle, sandığa atılan oy da aynı olmuyor.
Son örneği 1998’de yaşandı: Meclis’te temsil edilen partilerden birinin diğer bir partinin neredeyse tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin verdiği teklife 292 imza konuldu, 100 milletvekili de oy vereceğini bizzat açıkladı.
Meclis’teki oylama 330’un altında kaldı; konu kapandı.
NOT: MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya aradı, önceki yazımdaki sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirtip açıklık getirdi: “Olağanüstü kurultay talebi tüzüğe aykırıydı; yanlış yol olan mahkeme de Medeni Hukuk’tan yola çıkarak yanlış karar verdi. Bu yanlış karara rağmen diyoruz ki Medeni Hukuk’taki şahsın hukukuna uyulup temyiz süresi beklenmeli.”