Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Baştan belirteyim, yol haritasından vazgeçilmiş değil.

        Çıkabilecek risklere göre “kazan-kazan” anlayışına dayalı çift yönlü B planı yapılmış.

        Hem Anayasa değişikliğinin işlerliğe kavuşturulması hem de MHP’deki gelişmelerin genel merkez tercihi yönünde ilerlemesi amaçlanmış.

        Bunun için de güvenoyu alabilmesi için 41 milletvekili gibi ağırlıklı fazlası bulunmasına karşın, MHP ile koalisyonun getirileri tartışmaya açılmış.

        MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 2 gün önce parti okulundaki cümlesi de bunun yansıması:

        “Türkiye’nin milli ve tarihi çıkarlarını savunmak için düne kadar hükümete verdiğimiz fiili destek hukuki bir boyut alabilecek ve MHP yalnızca ülke ve milleti için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğunu kanıtlayacaktır...”

        “Koalisyona hazırız” diye okunan mesajın Meclis’teki en tecrübeli siyasi lider tarafından ifadesi dahi, durduk yerde söylenmediğini göstermeye yeterli...

        YENİ BOYUT

        Ayrıca, “çözüm süreci”nin bitmesiyle zaten iki parti arasındaki anlaşmazlıkların çoğu ortadan kalkmış, Bahçeli’nin de dile getirdiği gibi bir fiili destek artmıştı.

        Bu nedenle koalisyon arayışları kuliste tartışılır hale gelmiş.

        Nitekim, 2 hafta önce bunlardan birine tanıklık etmiş, sohbet fikir tartışması düzeyinde kaldığı için de önemsememiştim.

        İki tarafın etkin isimleriyle dünkü sohbetimde gördüm ki fikri boyutun ötesine geçmiş.

        Yeni boyut, “Meclis’te Anayasa değişikliğinde tek başına kalmaktansa MHP ile yol almak daha faydalı; taban desteği genişler” diye özetlenebilir.

        Çünkü, Anayasa değişikliğinin 330’un altında kalmasının yaratacağı sorunu AK Parti de görüyor.

        “Eldeki iki kuş, daldaki beş kuştan iyidir” bakışı da erken seçime gitmeyi zorlaştırıyor.

        PARTİLİ CUMHURBAŞKANI

        1961 Anayasası ile 101. maddenin son fıkrasına eklenen, “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilir” ibaresinin metinden çıkarılması en kolay yol görülüyor.

        Anayasa Uzlaşı Komisyonu’nda kabul edilen 70 maddeye, bu düzenleme ile üzerinde uzlaşılacak bazı maddelerin de eklenip 100 maddelik bir paketin Meclis’ten referandumlu da olsa çıkarılması hedefleniyor.

        İçinde “başkanlık sistemi” ve MHP’nin itirazına konu maddeler de yer almayacağı için “partili Cumhurbaşkanı modeliyle” hedefe yol alınması amaçlanıyor.

        Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop da dünkü sohbetimizde, “MHP ile yaşanan gelişmelerden haberdar olmadığının” altını özellikle çizip ekledi:

        “Başkanlık ideal model, bundan vazgeçmiş değiliz; tereddüt yok. Eğer olmazsa en azından sistemi iyileştirmek için partili Cumhurbaşkanı modeline geçilebilir. 1924 Anayasası’nda da ‘Partiyle ilişkisini keser’ cümlesi yoktu; Atatürk, İnönü ve Bayar da partiliydi. 27 Mayıs darbesi parlamentoyu Meclis ve senato; hükümeti de Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında bölüp çalışamaz yaptı.”

        Şentop, iki güçlü yapıda parlamentonun işlerliğinin tükendiğini, sembolik monarşilerde parlamentonun etkin olabildiğini de anımsattı; İngiltere, Hollanda örneğini verdi. Ancak başta da belirttiğim gibi AK Parti’deki beklenti, önce olabilecek olanı görmek.

        Eğer olmuyorsa MHP ile yola devam etmek.

        AK Parti, MHP ve CHP’de kongre süreçlerinin yaşandığı dönemde Ankara siyaseti ilginç gelişmelere tanıklık ediyor.

        Diğer Yazılar