Kurultaylar daha çok su kaldırır
Oktay Vural’ın grup başkanvekilliğinden dün istifası da gösterdi ki MHP’deki kriz durmayacak.
Gittikçe derinleşen sorunu çözmek için çare gösterilen kurultaylar zeminleri de daha çok su kaldırır hale dönüştü, kriz içinde kriz yarattı.
Bunun en iyi örneği de Vural’ın görevinden istifası.
Kendisi dünkü sohbetimizde söylemedi, ancak anlaşılan o ki Vural önceki gün grup toplantısını yönettikten sonra Bahçeli’ye istifasını sunarken, “parti içindeki dedikodu, karalama, gıybetten yorulduğunu” söylemiş.
Şurası açık ki Oktay Vural MHP’nin değerli bir figürü ve toplumsal tabanı için de bir o kadar önemli rol model...
Eğer onu istifaya kadar götüren yönetim kadrosunun yanlış hukuki mütalaaları ve üretilen karalamaları devam ederse, sıkıntının daha da büyüyeceği kulis sohbetlerinde görülüyor.
TÜZÜK KARMAŞASI
Partide çatışma halindeki çıkarları uzlaştıracak kurultay zemini de üzerinde durulmaz hale geldi.
İlk olarak muhaliflerin imza girişimiyle hafta sonu yaptığı kurultay, kanunlar açısından sorunlu.
Nedeni de tüzüğün değiştirilmesi için değil, kurultayın yapılması için üçte ikinin bulunamamış olmasında.
Çünkü, Siyasi Partiler Kanunu (SPK 121), “Türk Kanunu Medenisi (TMK) ile Dernekler Kanunu’nun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu Kanun’a aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır” diyor.
TMK 81. maddesinde “toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğunun karar için yeterli olacağını” belirtiyor.
Ancak tüzük değişikliği için yapılan kurultayın toplanması için gerekli sayıyı da 78. maddesinde şu şarta bağlıyor:
“Genel Kurul (Kurultay) katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, ‘tüzük değişikliği ve derneğin feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır’; çoğunluğun sağlanmaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz.”
Yani muhalifler, 26 Temmuz’daki ikinci toplantıya kurultayı öteleseydi ulaştıkları 656 sayısı yeterli olacaktı.
Bununla birlikte Divan Başkanı Müsavat Dervişoğlu bunun sorun olmadığını belirtti, “Eğer SPK ve tüzük nisap belirlememiş ise TMK’ya, oysa SPK’da toplantı için yarıdan bir fazla istiyor, o da sağlandı” dedi.
Dervişoğlu, bu kapsamda genel merkezin çağrısını da örnek gösterdi ve “Eğer bizim yaptığımız tüzük değişikliği geçersiz ise genel merkezin çağrısı tamamen geçersizdir. Olağanüstü kurultayda seçim yapılamaz” anımsatmasında bulundu.
TMK’yı hazırlayanlardan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ise partilerin anayasası niteliğindeki tüzüğün kolay değiştirilememesi için toplantı yeter sayısını üçte ikiye çıkardıklarını bildirdi.
Sorunu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bağlayacak.
O DA OLMAZ
Genel merkezin kurultay çağrısı da sorunlu.
Muhaliflerin kurultayda alınan kararları yok hükmünde gördükleri için mevcut tüzüğün devam ettiği iddiasındalar.
Ancak devam ettiğini belirttikleri tüzük (63) de “Olağanüstü toplantılarda seçim yapılamaz” hükmünü taşıyor.
Buna rağmen genel merkez önceki günkü çağrı ilanında 8. sıraya genel başkan ve genel merkez organlarının seçimini koydu.
Aynı gün hem tüzüğü değiştirip hem de seçim yapmanın da imkânı yok; buna SPK (21) engel.
Çünkü seçimli kurultay yapılabilmesi için en az 15 gün önceden kongre üyelerinin listesini Seçim Kurulu’na sunmak ve kurultaydan 1 hafta önce de 3 gün boyunca askıda tutmak zorunda.
Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, bunun sorun olmayacağını, tüzüğe aykırı hükümlerin yaptırımının yüksek olmadığını vurguladı ve “Aynı gün içinde tüzük değişikliğiyle aykırılığı ortadan kaldıracağımız için sorun olmayacağı kanısındayım” dedi.
Tüzük değişikliğinin yapılacağının önceden garanti edilemeyeceğini anımsattığımda ise “Bu kadar yaşanmışlıktan sonra değişir” karşılığını verdi.
Sonuç olarak orada da karar Seçim Kurulu’na kaldı.
Özetle, MHP’de kurultay süreçleri daha çok su kaldırır...