Dışarıda barış, içeride yarış
SİSTEM değişikliği, terör, ekonomi ve dış politikada ummadığı sorunlarla karşılaşması nedeniyle son 15 yılın en zor yılı tüketildi.
Zaten daha yılın ilk günü 39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısıyla başladı.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın tutuklanmasıyla içeride başlayan gerilim, referandum sürecinde Almanya, Hollanda ve Avusturya gerilimiyle sürdü.
Referandum sonrası da bitmedi, bu kez seçim devam ederken YSK’nın yaptığı değişiklik ve sandık sonuçlarının sağlıklı olmadığı tartışması başladı.
Buna Suriye’de ABD’nin PYD ile işbirliğini artırıp Deyrizor’a kadar ilerlemesi, Fethullah Gülen’in iade talebi nedeniyle gerilen kriz, Reza Zarrab davasının eklenmesiyle daha da derinleşti.
ABD Büyükelçiliği’ndeki yerel çalışanlar ile Evanjelik papazın tutuklanması ve vize işlemlerinin askıya alınmasına kadar vardı.
Bunun üstüne bir de Türkiye’nin Rusya’dan almaya karar verdiği S-400 füze savunma sisteminin yarattığı gerilim bindi.
ABD ile bunlar olurken aşırı sağcıların seçimlerde etkili olduğu AB ile gerilen ilişkiler daha da sertleşti.
İçerideki gerilim ise CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasıyla krize dönüştü.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü, tarihinin en büyük mitingiyle yeni bir aşamaya ulaştı.
Bunlar olurken, AK Parti ile MHP arasında Anayasa değişikliği referandum sürecinde başlayan işbirliği de en üst seviyesine çıktı.
Terörle başladı, ekonomik açıdan dövizin zirve yaptığı, birçok işletmenin sıkıntıya girdiği sonbaharla devam etti; sonunda bugüne geldi ve bitti.
ESKİYE DÖNÜŞ
Yeni yılın nasıl olacağının ilk işaretleri de aslında eskisi bitmeden geldi.
ABD askıya aldığı vize işlemlerini yeniden başlatırken, hem Ankara hem de AB başkentlerinden iyimser mesajlar gelmeye başladı.
Ankara da Astana süreciyle yumuşadığı Şam yönetimine karşı yeniden sertleşti.
ABD ile ilişkileri iyileştirme arayışının en açık mesajı da dün Erdoğan’dan geldi:
“(Suriye’de) Şayet Amerika bizimle çalışırsa memnun oluruz. Birlikte neler yapabileceğimize bakarız. Bize bir adım atana, biz misliyle mukabele etmekte çekinmeyiz. Esasen aramızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yoktur.”
Görünen o ki yılın ilk ayları Batı ile ilişkileri düzeltme çabasıyla geçecek, tabii Batı’nın buna nasıl yaklaşacağı da önemli.
KONGRENİN ARDI
Ancak 2018, dış gelişmelerden çok iç çekişmelere sahne olacak.
Bu hem partilerin kendisi hem de karşısındakiyle en yoğun yarışını da beraberinde getirecek çünkü hem kurultaylar süreci yaşanacak hem de muhalefetin beklediği milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin olup olmayacağına tanıklık edilecek.
Muhalefetin de Man Adası ile başlayıp Zarrab ile devam eden ve sonuçta KHK düzenlemesine kadar varan gündem enflasyonu içinde beklentisi, bu yılın sonbaharında milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin olacağı.
İktidar “Olmayacak” dese de muhalefet, yerel seçimde daha düşük oy alan AK Parti’nin, genel seçimi yerelin önüne koyacağına inanıyor.
MHP ise AK Parti ile yeni sistemin siyaset alanını yeniden tanzim edip ortaklığını geliştirirken, TBMM’de içtüzük düzenlemesi yapılmadan bir seçim sürecine girilmesinin sakıncalı olacağına dikkat çekiyor.
Yeni yılın 2017’den daha gerilimli, çok daha çekişmeli ve karmaşık olacağı bugünden görülüyor.