Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de yeni bir partinin geleceğini, aynı tabana hitap eden köklü partinin durumu da şekillendirir.

        İlk sandık da geleceğine ilişkin önemli veriyi sunar.

        Tabii sandık öncesi de önemlidir.

        Eğer seçime girmeden fark yaratıyor, seçim ittifaklarının tarafı haline geliyorsa ve teveccüh oluşturuyorsa, sandık ve baraj sorgulaması da yok olur.

        Kamuoyu yoklamaları da bunu net verir.

        Yerleşik köklü partilerin oligopol anlayışla siyaseti paylaştığı zeminlerde bu veriler yeni bir parti için kıymetlidir.

        Çünkü ya köklü parti yönetimsel dönemini tamamlamış, tabanı yeni bir yapıya veya lidere ihtiyaç duymuştur...

        Ya da toplumsal tabanının hızla değişen taleplerini karşılayacak siyaset üretmekte zorlandığı için yeni olana teveccüh artmıştır.

        ANAP’ın ilk kuruluşu böyle oldu; köklü olan eskinin de yasaklı olması nedeniyle sahaya çıkacak hali yoktu.

        Yerine kurulduğunu iddia eden MDP’nin kadrosu da tabanın talebini karşılayacak siyaseti üretecek yapıda değildi.

        Toplumun beklentisine uygun proje ve kadro sunan ANAP, ilk seçimde iktidarı yakaladı.

        Ne zaman ki tabanın taleplerini karşılayacak siyaset üretmeyip kendi kadrolarının ikbaline yöneldi, o günden sonra da geri gitti, 1991’de yenilenen eskiye yenildi.

        DÖNÜŞÜM DÖNEMİ

        Sonrasındakiler de farklı olmadı.

        Partilerin iç mücadeleleri de ötekine olan ilgiyi yükseltti; DSP’nin yükselişi de bu döneme denk geldi.

        Ancak değişime direnç DSP’yi bitirdi; yeni kurulanlar da talebi üretemediği için bir şey ifade edemedi.

        Sandığa varmadan kendini tüketti.

        Değişim beklentisini karşılayacağına, her kesime eşit davranacağına ve toplumsal ayrışmanın tarafı haline gelmeyeceğine toplumu inandıran AK Parti, bu kez iktidarı yakalayan oldu.

        Türkiye bugün 2002’deki dönüşüm sürecinin yeni bir aşamasına geldi; buna bir de sistem değişikliğini ekledi.

        Yeni siyaset, yeni dönemin ortaya koyduğu parametrelerin zorunlu kıldığı yeni aritmetik içinde gerçekleşecek.

        Siyasal dönüşümün gereğine göre yapılanan partiler için aritmetik sonuç artı olacak.

        Değişemeyenler de eksilip yerini yenilere terk edecek ya da yeni çıkanları daha filiz haldeyken don vuracak.

        DEHŞETLER NET GÖRÜNÜR

        Çünkü Walter Benjamin ‘in dediği gibi, “Düzen hüküm sürdüğü müddetçe, dehşetler ve canavarlar normalize olur; ancak eski düzenin ölüp de yenisinin henüz belirmediği geçiş süreçlerinde dehşetler oldukları halleriyle görünür”...

        Böyle dönemlerde söylemi ve eylemiyle toplumun beklentisini yakalayan umut olur; başaramayan ise kaybolur.

        Bugün büyük kurultayını yapacak İYİ Parti, böyle bir dönemde doğdu.

        Toplumun talep edileni haline geldi; kamuoyu yoklamaları da bunu ortaya koydu.

        Ancak teveccüh gösterenlerin ağırlıklı bölümü İYİ Parti’den bireysel beklentilerine dönük arz talep ediyor.

        İYİ Parti açısından en büyük handikap da bu aşamada önüne çıkıyor.

        Ancak seçim sürecinin başlaması, muhafazakâr kesimin köklü partisi Saadet ile ittifak ihtimali, handikaplarını azaltıyor.

        Geriye nasıl bir ekip ve söylemle yol alacağı kalıyor.

        Bunun için de bugün yapılacak İYİ Parti Büyük Kurultayı’ndan çıkacak sonucu görmek gerekiyor.

        Diğer Yazılar