Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PARTİLERİN beyannamelerinin de ortaya koyduğu gibi bu seçimin ikili ana aksı var: Ekonomi ve demokrasi...

        Hedef kitlesi de ortadirek diye adlandırılan kısım ile gençler ve Kürtler...

        Geçen hafta İYİ Parti’nin, hafta ortasında AK Parti’nin, dün de CHP ve MHP’nin açıkladığı seçim beyannameleri de bunun göstergesi.

        Dikkat çeken ise bu seçimde vaatlerin çok daha ağırlıkta olması...

        Ancak unutulan bir nokta var...

        Toplumu en iyi okuyan sosyologlardan olan Prof. Dr. Sencer Ayata’nın da dünkü sohbetimizde dikkat çektiği gibi, bu seçim vaat seçimi değil.

        Çünkü, Türkiye’nin sistem değişikliğine devam edip etmeyeceğine son mührün vurulacağı seçim olacak.

        Yürütme iktidarı ile yasama iktidarının nasıl şekilleneceğini de bu sandık belirleyecek.

        Ayrıca seçim sonrası da ekonominin bugünkü durumu devam edeceğine göre vaatlerin bir önemi kalmayacak...

        İster 3600 gösterge denilsin, ister 2 bin 200 lira asgari ücret, ister vergisiz asgari ücret...

        Bugün verilenler yarın bitecek, hatta kesinti yapılacak dönemin kapısı çok daha çabuk açılacak.

        CHP’NİN YOLU

        CHP bunu görmüş olacak ki seçim bildirgesini vaatlerin yanında vizyoner bir zemine de oturtma gayreti göstermiş...

        Oluşumuna büyük katkı verdiği Millet İttifakı’na da uygun bir seçim bildirgesi çıkarmış.

        CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun söylemi de buna uygun bir zemine oturtulmuş.

        Bunun en iyi örneği de işsizlikten çocuğunu okula gönderemeyen kişi isimlerini seçerken, daha çok muhafazakâr ve milliyetçi kesimde kullanılan “Muhammed ve Ökkeş” isimlerini tercih etmesiydi.

        Bunun ötesindekiler de merhum Ecevit, Özal, Demirel ve Erbakan’ın projelerini andırıyordu.

        Anadolu Kalkınma Kuşakları, Ecevit’in “Köy-Kent” projesinin modernleştirilmiş haliydi.

        Giresun fındığını işleyecek fabrika parçalarının Konya, Diyarbakır gibi dağınık kentlerde yapılanması ise Erbakan’ın “ağır sanayi” hamlesini çağrıştırdı.

        “Türkiye’ye çağ atlatacağız” cümlesini de 1983’te Özal söylemişti.

        Köylü ve esnafa yönelik projeler ise Demirel’in 1991’de iktidara gelirken söylediklerini anımsatıyordu.

        Vaatler bir kenara konulursa CHP’nin seçim beyannamesi iyi planlanmış...

        Özellikle dış politikaya ilişkin bölüm, herkesin anlayacağı bir dilde kaleme alınmış.

        Kürt sorununun çözümüne dönük ise 2011’den bu yana sergilediği tutumunu korumuş, bir adım ötesine gitmemiş.

        CHP’nin dünkü seçim bildirgesi için söylenecek tek cümle şu olabilir:

        “Günün ruhuna uygun...”

        MHP ise ağırlıkla yoksul ve sıkıntılı kesimleri hedef aldı; vaatlerin ağırlıkla yoğunlaştırıldığı bir seçim bildirgesiyle çıktı.

        Seçim dün itibarıyla sahaya da indi...

        ***********

        RAPORTÖR ‘RET’ DEDİ

        ANAYASA Mahkemesi, çarşamba günü CHP’nin itirazı doğrultusunda seçim konusunu masaya yatıracak.

        Bu durum dün siyasi kesimleri biraz hareketlendirdi, “Seçim iptal olur mu?” sorusunu gündeme getirdi.

        Öncelikle bilinmeli ki CHP’nin Seçim Kanunu’nun iptalini istediği maddeleri, zarfların düzenlenmesi, oy kullanım alanları gibi teknik konuları kapsayan hususlar.

        Aktarıldığına göre de CHP’nin bu taleplerini içeren dosyayı inceleyen Anayasa Mahkemesi raportörünün görüşü “ret” yönünde olmuş...

        Özgür iradeleriyle davranacak Anayasa Mahkemesi üyelerinin, raportörün görüşüne katılıp katılmama kararlarını kestirmenin dahi olanağı yok.

        Ancak iptal kararı çıksa bile seçimi kapsamıyor; YSK tarafından yerine getirilebilecek teknik düzenlemeleri içeriyor.

        Diğer Yazılar