Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SARAYBOSNA

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir "Yeni CHP"ye ilişkin bazı söylemleri getiriyor ancak altını çok doldurmuyordu.

        Küçük adımlarla hedefe varmayı tercih eden tavır içindeydi.

        CHP tabanındaki, köklerine yeniden dönmeyi arzulayanlar ile dönüşüm isteyenler arasındaki çekişmeyi krize dönüştürmeden, makası ağır ağır dönüşümden yana çeviriyordu.

        Saraybosna gezisinde ise değişimden yana daha büyük adımlar attı.

        Önce Saraybosna Devlet Üniversitesi'nde İktisat Fakültesi'nde Yeni CHP'nin ekonomiye bakışını ortaya koydu:

        "Eskiden sendika ve patron vardı; önce ortak paylaşım derdik. Şimdi ise önce üretelim sonra paylaşalım; önce ekonomi, sonra sosyal demokrasi diyoruz. Türkiye'deki sanayicileri ben ekonominin kamu görevlileri olarak görüyorum."

        "Meclis resepsiyonunda türban sorununun çözülmesinden mutlu olduğunu" söyledi, programının ağırlıklı bölümünde de dini motiflere yer verdi.

        Mevlit okuttu, Diyanet İşleri Başkanı'na gitti, medreseyi ziyaret etti.

        YENİLENMELİYİZ

        Bosna denildiğinde görüntüsü savaşın simgesi haline gelen ve bugün otel olan binanın çatı katında sohbet ederken konuya bu noktadan girdik.

        "Siyasal partiler kendilerini sürekli yenilemeli" deyip ekledi:

        "Yoksa statükonun tutsağı olursunuz. Ekonomik ve sosyal konularda da yenilenmeli. Geçmişte patron ve sendika vardı. Mesela IMF vardı. Ama şimdi BRICS bir finans gücü olmaya başladı. Çin, Amerika'dan parasını çekerse ekonomisinin sarsılacağı söyleniyor. Sosyal demokrasiyi 1970'ler çizgisinde savunamazsınız. Dünya bunların önüne geçti. Artık beyaz yakalılar, yeni bir oluşum var. Buna uygun dönüşümü mutlaka yapacağız. Parti programını yenileyeceğiz."

        Geniş kapsamlı bir tartışmayla CHP'nin yeni programının hazırlanacağını söyleyip sözlerini sürdürdü:

        "Seçim bildirgesi gibi 350 sayfayı kim okuyacak? Daha kısa ve net yazılması lazım."

        Saraybosna gezisinde dini motiflerin ön plana çıkmasını da ülkenin özel sosyal koşullarına bağlayarak açıklama getirdi:

        "Aliya İzzetbegoviç'in savaş sırasında dayandığı güçlere bakın. Burada Türklük ve Müslümanlık eş olarak algılanıyor. Düşman gördükleri gruplar, Boşnaklara Müslüman olduğu için Türk diyor."

        ECEVİT GİBİ YAPAR MI?

        23 Nisan resepsiyonunda türban sorununun çözülmesinden duyduğu memnuniyeti anımsattık.

        "Bugün olsa Ecevit gibi Kavakçı'ya Genel Kurul'da karşı koyar mıydınız?" diye sorduğumda yanıtı şöyle oldu:

        "Onu Türkiye'ye dönünce konuşuruz. Türkiye'nin bütün meseleleri getirilip yine türbana takılmamalı. Hangi parti inançlara saygı duymaz ki... "

        Başbakan'ın son dönemde dile getirdiği, "CHP camileri ahır yaptı" iddiasıyla ilgili sorular gelince, "Alaaddin Camii ile ilgili söyledi. Yalan söylüyor" dedi. Kanıt olarak Diyanet İşleri'nin Din Tarihi kitabını gösterdi.

        TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesinin değişmesi için ilk öneriyi getirenin SHP olduğunu, geçen dönem ve bu yıl yenilediklerini anımsattı.

        CHP'nin geçmişiyle ilgili eleştirilere, "Tek parti hepimizin ortak tarihi. Menderes'in, Demirel'in, Erbakan'ın, hatta Erdoğan'ın ortak tarihi. Herkes gidip o dönem tek partiye oy veriyordu" yatınını verdi.

        'MİT'E TALİMAT VERMEMİŞ'

        Erdoğan'ın, "Kasetle geldi" suçlamasına ise şu yanıtı verdi:

        "Başbakan MİT'e, Emniyet'e talimat verdiğini söylemişti. Sonra öğrendim ki MİT'e böyle bir talimat vermemiş. Daha önce de söyledim ve kimse yalanlamadı. Hem ben hem de Baykal ortaya çıkarmaz ise komplonun bir parçası Başbakan'dır dedim. Bundan daha ağır ne olabilir. MİT, TİB bana bağlı değil ki... "

        Silivri'de çekilenlerin aynı İkinci Dünya Savaşı'nda toplama kamplarındaki gibi filmlere konu olduğunu söyledi.

        Kılıçdaroğlu ayrıca şekil yönünden Anayasa Mahkemesi'ne götürdükleri 4x3 eğitim yasasının içerik yönünden de iptalini isteyeceklerini açıkladı, "Seçmeli ders kanunla olmaz" dedi.

        Ardından düzenlediği basın toplantısında da Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın sözlerinden, Erdoğan'ın Suriye söylemine kadar uzanan sorulara yanıt vermek istemedi.

        Türk işadamlarından Bosna'ya yatırım yapmaları çağrısında bulunurken, TİKA'nın da daha fazla destek vermesini talep etti.

        Birçok olayın ilk başlangıcı olan Bosna-Hersek, Kılıçdaroğlu için de yeni açılımın ilk kapısı oldu.

        Diğer Yazılar