Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ASLINDA karar dört gün önceden alınmıştı.

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte İstanbul'dan Ankara'ya gelirken uçaktaki sohbetimizde gelişmeden haberdar etmişti.

        "Daha kesin değil ama bir görelim bakalım" deyip, Şam yönetimine ciddi diplomatik baskının başlayacağını söylemişti.

        "Arap Birliği de BM Güvenlik Kon-seyi'ne mektup yazıyor" dedikten sonra bunların bir sohbet olarak kalmasını istemiş, "hassas süreç" deyip yazılmaması ricasında bulunmuştu.

        Sonunda dediği oldu.

        Önce ABD, Japonya ve AB ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerden açıklama geldi.

        Hula katliamını neden gösterip Suriye büyükelçilerini sınır dışı etme kararını açıkladılar.

        Önceki gün 12 ülkeden gelen bu karara dün de Türkiye katıldı.

        Ankara'da bulunan Suriye Maslahatgüzarı ile diplomatik yetkililerin 72 saat içinde ülkeyi terk etmesi istendi.

        ANNAN'I BEKLEDİ

        Peki, Suriye konusunda oldukça aktif hareket eden Ankara, neden bir gün gecikmeyle hareket etti?

        Aktarıldığına göre BM ve Arap Li-gi'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın Şam'daki temaslarının sonuçlanması beklenmiş.

        Annan'dan çok sert bir açıklama gelmeyince harekete geçilmesi kararlaştırılmış.

        FARKLI POLİTİKALAR

        Aslında bu gelişme dünyanın Suriye meselesine nasıl baktığını da ortaya koyuyor.

        Çünkü, aynı kutupta oldukları varsayılsa da ülkeler Suriye konusunun çözüm yönteminde farklı düşünüyor.

        Örneğin ABD, bir süre önce ortaya çıkan Rusya görüşmeleri belgelerine de yansıdığı gibi "Beşar Esad'ın ülkeyi terk etmesine, hatta isterse yanına dilediği kadar para alıp Rusya'ya gitmesine" olumlu bakıyor.

        Esad'ın yakın çalışma arkadaşlarının yönetimde kalmasında da sakınca görmüyor.

        Avrupa da platonik yaklaşımla "Esad gitsin, her şey bitsin" diyor. Sorunu ambargoyla çözmeyi amaçlıyor.

        Arap Birliği ile ABD meseleye aynı paralelde bakıyor.

        Annan Planı ile sorunun çözülmesinin yeterli olacağına inanıyor.

        Ankara ise biraz daha farklı bir bakışla, Esad'ın gitmesinin yetmeyeceğini, rejimin halkın tercihine göre yeniden şekillenmesi gerektiğini vurguluyor.

        İlginçtir son dönemde Suriye üzerine konuşmaya başlayan İsrail de Ankara ile aynı paralelde bakıyor.

        ARAP MUHAFAZAKÂRLAR

        Arap Baharı ile güç kazanan geleneksel Arap muhafazakârlarının tutumu ise başka.

        Konunun uzmanı Ankara Strateji Enstitüsü'nden Doç. Mehmet Akif Okur, dün önemli bir tespitte bulundu:

        "Düne kadar 'Emperyalistler bu topraklardan gitsin' diyorlardı, bugün ise 'Gelsinler müdahale etsinler' noktasına geldiler..."

        Ancak bölgenin çok büyük ordusuna ve silahına sahip Suriye'de kimin nereye nasıl müdahale edeceği konusunda da kafalar karışık.

        Doç. Okur'un aktardığına göre Mısır'da etkin olan Müslüman Kardeşler, Şam yönetiminin tamamen ortadan kalkmasını istiyor; müdahalede bulunulması gerektiğini söylüyor.

        Bir süredir sakin görünen Suriye'de kaynama yeniden başlarken bölgede "itibarsızlaştırma" oyunu da yeniden sahneye konulmuş bulunuyor.

        Gelişmeler Şam yönetiminin çok uzun süresinin kalmadığını da sergiliyor.

        Diğer Yazılar