Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN süre önce AK Parti'nin etkin bir isminden duymuştum.

        Zemin yaratma, üzerinde tartışma başlatma hedefinde olduğunu düşünerek bir kenara bırakmıştım.

        Geçen hafta bu kez AK Parti'nin bir başka önemli ismi dile getirince hafızamda canlandı.

        Sanki aynı metni okur gibi, ertesi gün devletin önemli makamında oturan bir başka ismi benzer ifadeyi söyleyince "Yazmak farz oldu" dedim.

        Buna ister "yeni Osmanlıcılık", ister "hafızadaki hayalin dile getirilmiş özlemi" deyin; cümle aynen şöyle:

        "Irak artık parçalandı, Suriye'nin kaderi de benzer. Bu durumda Türkiye merkezli yeni bir federasyon yapılanmasına gidilir..."

        Kuzey Irak'ta yerleşik halkın yeni gelişme karşısında nasıl bir devlet modeli arzuladığına ilişkin yaptığı çalışmaları aktarıp ekledi:

        "Irak halkı, Suriye, İran'dan katılımların bulunduğu bir federatif yapı yerine, Türkiye ile kol kola girmiş, onun bir unsuru olmuş federasyonu daha çok istiyor."

        Durmadı, Barzani'nin de "Bağdat orijinli bir federasyon olmak yerine, Ankara bağlantılı bir federasyonu" tercih edeceğini vurguladı.

        Bölgeyi iyi bilen biri olarak yaptığı görüşmelerden aldığı sonuçları sıraladı.

        Sözü Suriye'ye getirdi:

        "Kuzeyde oluşacak yapı Türkiye'yle hareket eder. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngilizlerin çizdiği sınır, şimdi gerçek sahibi olan halkları tarafından yeniden çizilir..."

        EN ÇOK BİR YIL

        Belirttiğim gibi meseleye siyasi arzular olarak baktım.

        Ancak ertesi gün devletin önemli makamında bulunan kişiyle yaptığım sohbet de bu noktaya gelince bunun bir hükümet politikasına dönüşmekte olduğunu fark ettim.

        Etkin ismin de bakışı aynıydı...

        Irak'ın yakın gelecekte parçalanmasının kaçınılmaz olduğunu belirtip ekledi:

        "Herkes üçe parçalanır diyor ama bize göre ikiye ayrılır. Şii blok güneyde kopar, geri kalan ortak bir federasyon kurar, Türkiye ile birlikte yola çıkar..."

        Bunun Suriye için de geçerli olacağını belirtti; Sünni ve Nusayri olarak ikiye bölünme ihtimalinin yüksek olduğunu kaydedip ekledi:

        "Kuzey bizimle birlikte hareket eden federasyona dönüşür... "

        Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın 6 ay ile en geç 1 yıl içinde yıkılacağını öngördü.

        Esad sonrası da ülkenin yeniden şekilleneceğini belirtti.

        Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin'e önerdiği Suriye için yeni modelin ne olduğunu sordum...

        "Baş başa görüşmede ele alındı; Erdoğan ve Putin dışında kimse yoktu. Ne konuştuklarını bilmiyoruz" demekle yetindi.

        YEŞİL HAT DA ISINIRKEN

        Bütün bunlar iyi niyetli beklentiler olarak yorumlanabilir.

        Ancak Akdeniz'in doğusunda ısınan sular başta Kıbrıs olmak üzere herkesi etkiliyor.

        Bunun en iyi göstergelerinden biri de Kıbrıs'taki BM Barış Gücü'nün süresi.

        Her dönem en az 3 gün önceden onaylanan BM Barış Gücü'nün Kıbrıs'ta yeşil hattaki görev süresi, İngilizlerin ağırdan alması nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'nde son güne kalmış bulunuyor.

        Bu da "Barış Gücü Ada'dan gidiyor mu? 1964 şartlarına mı dönülüyor?" sorularını canlandırıyor.

        Akdeniz'in doğusunun hikâyesi görünen o ki yeniden yazılıyor...

        Diğer Yazılar