Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞEBBİHA; hayalet, hortlak demektir.

        Suriye'de ise anlamı değişir; derin devletin faili meçhul katliamcısının adı olur.

        Önceki akşam AK Parti'nin iftarında öğreniyorum ki son dönemde PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD için de muhalifler "şebbiha" demeye başlamış.

        Buna neden, Şam yönetiminin Türkiye sınırına PYD güçlerini getirip silahlandırması ve bölgeyi onlara bırakması.

        Masadaki aktarıma göre PYD bölgede geniş çaplı bir çatışma hazırlığında...

        Çatışmanın adresi ise bir kentin orta yerinden iki ülkeyi ayıran sınırın geçtiği ender coğrafyalardan biri olan Nusaybin'in öte yakası Kamışlı...

        Nusaybin ve Çatalözü'nde yaşayanların birinci derece akrabalık bağları olan Kamışlı'da bir çatışma çıkması halinde Türkiye nasıl bir tavır alır?

        300'E 900 EKLENDİ

        Söylenen o ki seyirci kalmayacak..

        Ancak doğrudan müdahil tavır da sergilemeyecek.

        Sınırı aşan terör eylemi halinde uluslararası yasalardan kaynaklanan hakkı çerçevesinde Kuzey Irak'ta ne yapılıyorsa, burada da aynı tavrı göstermekten kaçınmayacak.

        Bu, Kuzey Irak'ta kurulan Barzani denetimindeki Doğu Kürdistan'ın ardından, Suriye'nin kuzeyinde Batı Kürdistan'ı oluşturup denize açılmasına aracılık etmiş olur mu?

        Veya şöyle sorayım:

        Türkiye'nin Irak sınırındaki 300 kilometrelik sorununa 900 kilometre daha mı eklendi?

        TÜRKMENLER SORUNU

        Bir ay kadar önce emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, Suriye sınırı boyunca Türkiye'nin en büyük sorununun Kürtler, Türkmenler ve Araplar arasındaki çatışmalar olacağını söylemişti.

        Kürtlerin Irak sınırından Kamışlı'ya kadar olan bölgede yerleşik olduğunu belirtip, Urfa'dan Kilis'in karşısına uzanan coğrafyada da Türkmen ve Arapların yoğun yaşadığını söylemişti.

        Bu bilgilerle şunu sormak gerekmez mi?

        Bölgede çıkacak bir çatışmadan sınırın bu tarafındaki akrabalar hiç mi etkilenmeyecek?

        Konunun uzmanı Suriye Ulusal Cephesi'nin bu sorunu çözeceğini belirtti.

        Muhaliflerin PYD'yi düşman olarak gördüğünü vurguladı.

        Aslında sorun da tam bu noktada başlıyor.

        Çünkü sınırın öte yanında Barzani tarafından eğitilmiş, sınırın bu tarafındakilerle de Irak sınırından çok daha fazla akrabalık bağı olan bir nüfusun çatışmaya girmesinden söz ediyoruz.

        Sıkışan Esad yönetiminin Türkiye'ye yönelik bir çılgınlık yapması karşısında nasıl bir pozisyon alınacağı ise bugünden kestirilemiyor.

        Buna Esad'ın bilinmeyen iktidar ömrü eklendiğinde, yaklaşan sonbaharda kriz içinde yeni bir kriz karşımıza çıkmış bulunuyor.

        ABD VE İSRAİL

        Biz bunları konuşurken, gözüm biraz ilerimizde oturan konuyla ilgili diplomasinin etkin ismine takıldı.

        Yanına gidip aklımızdaki bu sorular arasında sohbete başladık.

        Suriye konusunda tavır alan ülkeleri, Esad'ın gideceğine inananlar, inanmayanlar ve "Biraz gözleyelim" diyenler olarak üçe ayırdı.

        ABD ve İsrail'i son haneye yerleştirdi.

        "Esad'ın gidişinin hızlandığını gören ABD ve İsrail geride kalmamak için oyuna girmek istiyorlar" dedi.

        AK Parti iftarı, Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in Adana yemekleri, masalardaki yoğun sohbet, sahnede müzik dinletisiyle tam doyurucuydu.

        Diğer Yazılar