Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜN itibarıyla yeni bir tartışma konumuz doğdu.

        O da AK Parti grup başkanvekillerinin bugün siyasi partileri ziyaretlerinde önerecekleri yerel seçimin, zamanından 6 ay erkene, 27 Eylül 2013'e alınmasıyla ilgili önerisi.

        Geçmişte MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açık desteği, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da "Eğer uzlaşırlarsa biz de destek veririz" açıklamasına bakılırsa aslında sorun yok gibi gözüküyor.

        Ancak işin çözümü için yasama Meclis'inde görev yapan siyasi partilerin uzlaşması yetmiyor.

        Yüksek yargının da kararını revize etmesi gerekiyor.

        Çünkü buna ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 1988 tarihli kararı hâlâ geçerliliğini koruyor...

        ÖZAL DA İSTEMİŞTİ

        Anımsatmak gerekirse...

        Dönemin başbakanı merhum Turgut Özal da seçimleri bugün olduğu gibi 6 ay erkene almak istemiş, SHP Anayasa Mahkemesi'ne gitmişti.

        Amaç da ANAP Grup Başkanvekili Mükerrem Taşçıoğlu ve arkadaşlarının Anayasa'nın 127'nci maddesinde yer bulan, "Yerel seçimler beş yılda bir yapılır" hükmünü farklı bir şekilde yorumlayıp Seçim Yasası'nda değişikliğe gitmeleriydi.

        Onlara göre Anayasa'nın bu hükmü, "beşinci yıla girilmesini ifade ediyor, 6 ay erkene alınmasında sakınca görülmüyordu"...

        Ancak Anayasa Mahkemesi öyle yorumlamadı.

        Anayasa'nın 127'nci maddesindeki "Beş yılda bir yapılır" hükmünün "beşinci yılın sonuna" işaret ettiğini kabul etti.

        Seçimin 6 ay öne alınmasına ilişkin yasayı da 13 Haziran 1988'de iptal etti.

        Özal'ın yerel ve genel seçimleri birleştirmek amacıyla attığı adım bir anda boşa çıktı.

        ANAP'ın tüm hazırlıkları altüst olmakla kalmadı, zamanında yapılan seçimde de oyları % 21.75'e indi.

        Hafızamda kalana güvenmeyip, Anayasa Mahkemesi'nin seçimlerin beş yılda bir yapılması gerektiğine ve erkene alınamayacağına hükmeden kararını bulup bir kez daha okudum.

        Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesini yerel yönetimlerin yapılarının "nispi özerkliğine" dayandırıyor.

        Seçilmiş bir organın, seçilmiş bir başka özerk organın süresine hükmedemeyeceğini kararlaştırıyor.

        Bununla birlikte seçimin dört yılda bir yapılmasına hükmedilecekse Anayasa değişikliğiyle bu kararı alma hakkını da yine TBMM'ye tanıyor.

        Ancak bunun sonraki seçimde uygulanabileceğini vurguluyor.

        NE OLACAK?

        Aslında Anayasa Mahkemesi bu tutumunu bugün de değiştirmedi.

        Abdullah Gül'ün 7 yıllığına Cumhurbaşkanı seçildiğine hükmederek Anayasa değişikliğiyle görev süresinin 5 yıla inmiş olduğuna ilişkin itirazı kabul etmedi.

        Ayrıca Anayasa da bir yasa olduğuna göre seçimlerle ilgili hükmünün üzerinden bir yıl geçmedikçe uygulanamayacağı da ortada duruyor.

        Bu durumda ne olacak?

        Meclis, "Biz aramızda anlaştık" deyip özerk durumdaki yerel meclislerin seçime gitmesine hükmedebilir mi?

        Anamuhalefet gitmese bile, yerel yöneticilerden birinin Danıştay yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne açacağı dava nasıl sonuçlanır?

        Anayasa Mahkemesi eğer iptal etmezse geçmişteki kararları nasıl yorumlanır?

        Sorular uzatılabilir...

        Yanıtının ne olacağını öngörmek ise bugünden olanaksızdır.

        Diğer Yazılar