Şahin: Kamikaze gibi saldırıyorlar
TESADÜF bu kadar olur.
BM Gönüllüsü Angelina Jolie’nin, Mülteciler Yüksek Komiseri ile birlikte ziyareti yeni tamamlanmış. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile ziyaret üzerine telefonda sohbet ediyoruz.
Türkiye hakkında hem yüksek komiser, hem de Jolie’nin iltifatları kendisini memnun etmiş. Bu sırada anlıyorum ki önüne acil kodlu bir not konuluyor.
Bakan telefonda kısa bir duraksamada bulunuyor. Ne olduğunu soruyorum, “Hani siz son dakika diyorsunuz ya bu da öyle bir şey” diyor.
Her zamanki sade, rahat, samimi ve içten tavrıyla “Güzelkonak’ta karakola canlı bomba saldırısı yapılmış, çatışma başlamış” diyor.
Kısa süre içinde saldırıda bulunan 3 canlı bombayla çıkan çatışmada 10 kadar PKK’lının öldürüldüğü bilgisini aktarıyor. Anlıyorum ki Türkiye’nin neresinde bir mermi patlasa Bakan Şahin’in anında bilgisi oluyor.
Uzaktan da olsa gelişmeleri adım adım takip edip gerekli lojistik ve moral desteği anında veriyor. Bu da bölgede çatışanlar için ciddi bir moral oluyor.
ÖRGÜT İÇİN EN AZ RİSK
Bakan Şahin ile bu noktada bölgede son dönemde yaşananları da konuşmaya başladık.
“Neden Şemdinli?” dedim.
Yanıtı aynı netlikte geldi: “PKK orada varlığını kalıcı kılmak istiyor. Bu alanda tutunmayı, varlığını sürekli hale getirmeyi hedefliyor.” Bu noktada durmuyor, Şemdinli’nin coğrafi özelliğini önce anlatıyor: “İki ülke, Irak ve İran ile sınırı var. Bölücü örgütün ikmal kaynaklarına en yakın yerde bulunuyor. Akıllarınca bir an için başarırlarsa, konum olarak en uygun yer. Çünkü onlar için en az riski olan bölge.”
DÖNERSE ÖLECEK
Bundan dolayı PKK’nın bütün gücüyle Şemdinli’ye yüklendiğini vurguluyor.
Güzelkonak’taki saldırıya konuyu getirip önemli bir tespitini de paylaşıyor: “PKK son dönemde fedai, kamikaze tipi saldırılara başladı. Örgüt militanlarını bu şekilde davranmaları konusunda baskı altına almış durumda. Kamikaze saldırısı yapmalarını istiyor, dönerlerse hayatlarını orada alacaklarını söylüyor.” Son dönemde örgütün çok sayıda kayıp vermesinin nedeni daha iyi anlaşılıyor.
Bakan Şahin, örgütün bu baskıyı devam ettirme şansının olmadığını da kayda geçiriyor.
“Son dönemde ciddi sayıda militan gelip teslim oldu” diyor. Hatta bölgede bir süredir tersine bilgi akışının başladığını da açıklıyor.
“Devlet öyle 30 değil, 130 yıl da devam etse bu mücadeleyi yapacak” diyor. Öldürülen militanların aileleriyle temas edilip edilmediğini soruyorum.
“Toplu olarak değil, ama bire bir görüşülmesinin daha doğru olduğuna inandık” diyor.Anlıyorum ki bir süredir yürütülen proje çerçevesinde, öldürülen PKK’lıların aileleriyle de temas başlamış.
“Eğer dönseydi, pişmanlığını söyleseydi evladınız hukukun güvencesi altında olacaktı” söylemine vurgu yapılır olmuş.
Bunlar önemli gelişmeler. Ancak bir diğer önem ölüm olmadan, çatışma çıkmadan çözüme ulaşabilmek.
Her evden bir cenaze çıkmadan sorunu çözebilmek.
Yoksa her ölümün, çözümsüzlüğe vurulan bir kazma olduğunu anlamak için daha fazla denemeye de gerek kalmıyor.
