Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞTAN belirteyim, ekonomi yönetimi arasındaki "fren-gaz" çekişmesi duracak gibi değil.

        Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile dün Çanakkale yolunda yaptığım sohbetten yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, gerilimi beklemeye alma şansı da yok.

        "Çanakkale geçilmez" durumu var...

        Birçok bakanın doğum tarihi olan 1960'lı yılların ilk yarısında işçi olarak çalışmaya başlamış, alın teriyle kazanıp sanayicinin yöneticiliğine kadar yükselmiş, 5 yıldır da ekonomiyi yöneten siyasi kadronun içinde yer almış biri olarak Çağlayan sözlerinde haklı.

        Ekonomisi durağana girmiş Avrupa'dan kerteriz alarak dümen tutulması halinde rotanın şaşacağından çekiniyor.

        Dünyada yükselen piyasa ekonomilerine bakarak hareket etmenin daha sağlıklı bir sonuç getireceği görüşünü taşıyor.

        Örneğin, Merkez Bankası'nın yeni gerçekleştirdiği faiz indirimini aylar öncesinden önermişti.

        Bu kadar zaman direnç gösterilip ekonomide rahatlamayı da sağlayacak psikolojik eşiğin zamanında neden aşılmadığını sorguluyor.

        Birikimlerini koyarak yola çıkıyor.

        Sadece ekonominin devlet tarafıyla değil, reel sektör cephesini de her gün yoklayan biri olarak konuşuyor.

        Herkesin orta vadeli planları yapmaya bile cesaret edemediği süreçte uzun vadeli düşünüyor.

        Maliyetini bile karşılamayacak vergi borcu için saçma sapan mektuplar gönderilerek yatırımcının neden ürkütüldüğünü sorguluyor.

        ESKİ TÜRKİYE DEĞİL

        Baştan belirteyim, yolculuğumuz sürecinde bunların hiçbirini dile getirmedi.

        Aksine, "Sayın Başbakan'ın 'Ben kaptan köşkündeyim' diye kaşeyi bastığı bir yerde artık bana konuşmak düşmez" deyip sustu.

        Gelelim sohbetimize...

        Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile arasındaki atışmaya eski Bakan Kemal Derviş'in de dahil olup Babacan'a hak verdiğini anımsattığımızda tepkisi sert oldu:

        "Kemal Derviş'i tanırım, iyi bir insan. 2001'de önemli biriydi, ama şimdi tarih, mazi oldu. O günün şartlarında fikirlerini beyan edebilir. Ama Türkiye eski Türkiye değil."

        2001 krizini yöneten üç koalisyon partisine Derviş'in dördüncü kişi olarak ilave olduğunu vurgulayıp ekledi:

        "Türkiye o zaman 10 dakika sonrasının hesabını yapamazken, bugün 12 yıl sonrasını planlar hale geldi. Derviş arkadaşım, bu konuda söz söyleme hakkına da sahip ama söyledikleri mazide kalmış, tarih olmuş görüşler."

        Türkiye'nin Avrupa yerine yükselen ekonomilere bakarak hareket etmesi gerektiğini belirtti.

        Geçmişte, "Hasta ülke Türkiye diyenlere, ben şimdi Allah şifa versin" diyorum deyip ekledi:

        "Merkez Bankası geçmişte hep ısrarlı davrandı, faizi indirmedi. Avrupa şimdi daha mı iyiye gitti, Yunanistan krizden mi kurtuldu da Merkez Bankası o gün benim önerime karşı çıkarken bugün söylediğim noktaya geldi?"

        Ötesine de gitmedi...

        Sonrasında dönemin milletvekili amcası ŞefikÇağlayan'ın 1960 İhtilali'yle hapse atılmasıyla, zengin bir ailenin nasıl çöküşe gittiğinin acı ve hüzün dolu hikâyesini dinledik.

        Uçağımız Ankara'ya indiğinde söylediği şu söz her şeyi anlatmaya yeterdi:

        "Herkes yerini bilecek... "

        Diğer Yazılar