Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YEREL seçimin öne alınmasıyla ilgili süreç dün yeniden hareketlendi.

        Aslında dün yaşanan, referandumdan Çankaya sayesinde kurtulan siyasetin, Meclis'te içine düştüğü pozisyondan kendini çıkarma manevrasından başka bir şey değildi.

        İktidar partisi dünkü manevrayı yaparak, "Kararlılığımı devam ettiriyorum; dik duruşumu sürdürüyorum" mesajını verirken, MHP de "sözünün arkasında duran" pozisyondan geri atmadığını gösterme çabasındaydı.

        CHP işin üzerine kalmadan çıkış yolu üretmenin arayışındaydı.

        Bu süreçten kamuoyu nezdinde kazançlı çıkan taraf ise soğukkanlı şekilde süreci yöneten, hem ülkeye, hem de siyasetin üzerine herhangi bir yük getirmeden sorunu çözen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den başkası değildi.

        YETİŞMESİ ZOR...

        Baştan alırsak...

        İktidar partisi dün son bir hamlede daha bulunarak, 27 Ekim 2013 yerine 17 Kasım 2013 için nabız yokladı.

        AK Parti'nin bu tarihi tercih etmesinin nedeni bayram dolayısıyla milletvekillerinin çoğunun hacda bulunması nedeniyle oylamanın 3 Kasım'a yetişmeyeceği, 10 Kasım'ın da Atatürk'ü Anma Günü olması...

        Bu nedenle 17 Kasım'ın en uygun tarih olduğunu düşünüyor.

        Ayrıca yeni bir tarih öne sürerek, bu işteki kararlılığını ortaya koyup geri adım atmayan tutumunu da kamuoyunda sergilemek istiyor.

        Eğer olmaz ise de meydanlarda "Ben zorladım, onlar kaçtı, sözlerinin ardında durmadılar, bunlara güvenilmez" demenin peşinde...

        MHP ise benzer bir tavırla "27 Ekim için söz verdim, gereğini de yaptım" diyerek üzerindeki yükü atmak istiyor.

        Nitekim dün Meclis kulisinde karşılaştığımız MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, aynen şunları söyledi:

        "Biz 27 Ekim için söz verdik. Sözümüz söz, bir tek geri adım atmış da değiliz. 27 Ekim'e daha çok var. Getirsinler bugün hemen girip oyumuzu verelim, sözümüzü yerine getirelim... "

        27 Ekim dışında bir tarih önerilmesi halinde tavırlarının ne olacağını sorduğumda yanıtı değişmedi:

        "27 Ekim için söz verdik. Bize de yeni bir tarih getirilmiş değil. O ayrı bir şey... "

        CHP ise yeni bir tarihle ilgili olarak başta olduğu gibi kendini bağlamak istemiyor.

        Kendisiyle bir tarih belirlenip MHP'ye gidilmesi yerine; daha önce bu konuda ittifak yapmış AK Parti ile MHP'nin bir tarihte uzlaşıp kendisine gelmesini öneriyor.

        Bu tartışmanın sonucunda 17 Kasım'a seçimin alınması da daha zorlaşıyor.

        ZOR HESAP

        Zaten AK Parti ile MHP anlaşsa bile 367'yi tekrar yakalamanın garantisi de bulunmuyor.

        Çünkü Meclis'te TBMM Başkanı hariç AK Parti'nin 325 milletvekili bulunuyor.

        Düzenlemenin referandumsuz geçmesi için gerekli 367 rakamına ulaşılması için AK Parti 42 oya daha ihtiyaç duyuyor.

        MHP'nin ise bir milletvekili cezaevinde olduğu için 50 milletvekili bulunuyor.

        AK Parti ve MHP'den toplam 9 milletvekilinin fire vermesi halinde oylamanın tekrar referandumla sonuçlanacağı da gün gibi ortada duruyor.

        Bu kez Cumhurbaşkanı'nın Meclis'e bir daha gönderme imkânı da bulunmadığından ilkinde olduğu gibi geri dönüş yolu kapanıyor.

        AK Parti bugün CHP ile bu zeminde görüşmeye gidiyor...

        Diğer Yazılar