İhsanoğlu: Onlar tek partinin, ben 10 partinin

Ekmeleddin İhsanoğlu yazarımız Muharrem Sarıkaya’nın sorularını yanıtladı

“BİR Yozgatlı olarak benim de memleketim sayılır” dediği Kayseri’de karşılaştığı ilgiden oldukça memnun kaldığını belirterek sohbete başladı.

Akşam saatlerinde gün boyu sıcak, oruç ve yoğun programdan çıkmış olmasına karşın oldukça dinamikti.

CHP ve MHP’lilerin lobisinde kaynaştığı Kayseri’deki otel odasında sorularımı yanıtlarken temkinli, rakiplerine karşı nazik, bir o kadar da mücadeleci bir tavır sergiledi.

Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’na sorularım ve yanıtları şöyle oldu:

Bu süreçte sizi en çok hayrete düşüren ne oldu?

Kadınlar. Birçok kadın gelip “Size oy vereceğim” diyor. Çok güzel şeyler söylüyorlar. Yeni bir sesi fark ettiler. Onun hoşlarına gittiğini söylüyorlar. Tansiyon ve gerginlikten bıktıkları anlaşılıyor.

Rakibiniz size sert çıkıyor...

Benim tavrım; üslup ile beyan aynıyla insan. Benim tabiatım o. Dedim ki bu yüce makama giden bir yarış, ona uygun olmalı. Centilmence, seviyeli, medeni olmalı. Verdiğim sözü sürdürüyorum.

Kampanyanız salon toplantılarıyla mı sürecek?

Her şey bir aya göre ayarlı, oturtulmuş ölçülüp biçilmiş bir kaftan. Birine göre yapılmış. Bir konuttan bir konuta taşınma şeklinde düşünülmüş. Biz de elimizden geldiği kadarıyla bir ay içinde çok gönüllü insanlarla gidiyoruz. Evvelsi gün afişlerimizi astılar, belediyeler hepsini indirmiş.

Bunlar psikolojinizi nasıl etkiliyor?

Halk onun farkına varıyor. Herhalde bunlara tepkisini gösterecek.

Miting yapacak mısınız?

Bayramdan sonra yapabiliriz. Arkadaşlar çalışıyorlar. Bölge mitingi şeklinde

‘MAKAS DARALIYOR’

Anket yaptırıyor musunuz?

Anketler yapılıyor. Anketlerde trend yukarı. İlk başladığımda tanınırlığım % 30 idi, şimdi % 80’e geldi. Makas azalıyor.

Ne kadar?

Son rakamlar gelmedi ama makas azalıyor. Bütün devlet imkânları, bütün kanallar bakın Başbakan’ın Mersin konuşmasını veriyor. Bizim böyle bir lüksümüz yok. RTÜK’e şikâyet edildi, çok cüzi bir ceza vermiş TRT’ye. Maalesef bunlar beni hayrete düşürüyor. AB’ye girmek isteyen bir ülke maalesef böyle bir şeyin içinde olmamalı. Birisi anlattı, Suriye’de Beşar Esad ile seçime giren birisi daha varmış, ona da televizyonlar eşit davranmış. Mısır’da biri % 88 oy aldı. Sisi de % 96 oyla seçildi. Ama herkese eşit davrandılar.

İkinci tura kalırsanız nasıl sonuç çıkar?

Biz birinci turda kazanacağımızdan eminiz.

Anketler onu veriyor mu?

Anketler bir hassasiyet, dakiklik içinde yapılabiliyor. Türkiye bunları test etti 30 Mart’ta da ama bu kez yapılacak olan farklı bir durum. Burada millet parti adına oy vermiyor. Üç aday arasından seçim yapacak. Bu adayların ikisi partili, biri partisiz. Onu başlangıçta iki parti desteklerken bugün 10 partiyi aşan destek var. O zaman biz bir partinin siyasi programında değiliz. Biz bütün memleketin, milletin adayı olarak çıkıyoruz.

‘DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞÜYORUZ’

Diğer adaylarla ilişkiniz nasıl?

Gördüğünüz gibi kimseye kötü laf söylemiyoruz. Söylemeye de gerek yok.

Demirtaş “Konuşuyoruz” demişti, devam ediyor mu?

Elbette. Siyasi nezaket, kibarlık, efendilik, karşılıklı saygı.

Memleketi Diyarbakır’a giderken de (Demirtaş ile) konuştunuz mu?

Konuşamadık daha...Temennim de keşke Diyarbakır’da olsa da görüşsek diye. Kendi memleketi karşılasa beni keşke, Yozgat’a gelse ben onu karşılardım.

ÖCALAN KONUSU

Seçilmeniz halinde Öcalan’a ilişkin bir af önünüze gelirse ne yaparsınız?

Bu farazi bir soru bugün için. Türkiye’nin böyle bir noktaya gelmesi için çok uzun mesafe kat etmesi lazım. Ben böyle bir şey görmüyorum. Fakat Türkiye’de bu meseleler halledilirse, barış istenilen yere gelirse, problemler çözülürse, Meclis’in arkasında bir milli mutabakat olursa, Cumhurbaşkanı milli mutabakatın bulunduğu, Meclis’in ittifak ettiği konuda nasıl başka bir karar alabilir? Her şey Türkiye’de bir siyasi hesapla gidiyor. Ne kazanırım, ne kaybederim; bu adımı atarsam bana seçimde ne oy getirir, birinci turda ikinci turda falan diye gidiyor. Bu kadar değil. Bu Türkiye’nin birliğiyle ilgili bir mesele. Bu konuda toplumun bütününün mutabakatı lazım. Bir kesimin arzusuyla olursa topal bir barış olur, çok daha kötü neticeler çıkar. Türkiye’nin bir numaralı meselesi, gerçek demokrasiyi bulamaması. Türkiye bu sıkıntıyı yaşıyor. Türkiye’de seçimler var ve herkes rahat değil. Çünkü kutuplaşma üzerine kurulu bir seçim var. O kutuplaşmayla siz de iktidara geldiğiniz takdirde size oy verenlere göre hareket etmeyi tercih ediyorsunuz.

Erdoğan’ın 2002’den bu yana gelen başarısını neye bağlıyorsunuz?

Seçim sistemi öyle yapılmış ki aldığınız oyla ekseriyeti temin ediyorsunuz. Size oy verenleri dost, vermeyenleri düşman ilan ederseniz herkes sizi savunur.

Bu nasıl kırılır?

Bu seçimle kırılır, bu seçim kıracak. Çünkü millet istikrar, huzur getirecek değişim istiyor. Her gün öfkeden, gerilimden bıktı. Bu seçimde katılım % 90’ı geçer ve milletin istediği olur.