Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi, kimin devletin zirvesine çıkacağını belirlemenin yanında, siyasetin geleceğini de dizayn edecek.

        Hem iktidar partisinde, hem de muhalefette liderin yanı sıra, parti yönetim kadrolarının da yeniden düzenlenmesini sağlayacak.

        Partilerde son dönemde seçim sonrasına dönük hesapların, pusuda beklemelerin gerekçesi de bundan.

        Bu hesapların tutup tutmayacağını, Cumhurbaşkanı adaylarının aldığı oy belirleyecek.

        İktidar partisinden başlarsak...

        Erdoğan sonrasına dönük hesaplar yapılırken iki görüş çatışıyor.

        Bir yanda üç Başbakan Yardımcısı’nın da arasında bulunduğu, “Erdoğan’dan sonra Gül partinin başına geçerse başarımız sürer” diyenler...

        Diğer yanda “Erdoğan sonrası kadro hareketiyle partinin yönetilmesinin yararlı olacağına” inananlar.

        Erdoğan da yardımcılarının aksine bu görüşü savunuyor ve “Genel Başkan ile Başbakan aynı isim olmalı” diyerek Gül’e kapıları kapatıyor.

        Erdoğan’a yakın isimler de Gül’ün gelmeye karar vermesi halinde seçileceğini gördüklerinden, önünü kesmek için kongreyi görev süresinin dolacağı 28 Ağustos öncesinde yapabilmenin yolunu arıyorlar.

        Bunlar olurken de hiç kimse “Gül’ün de partinin başına dönmek için şartları var mıdır?” diye sormuyor.

        Ayrıca aktarıldığına göre Gül ile Erdoğan da henüz bu konuda görüşmemiş.

        Taraflar 10 Ağustos’ta çıkacak sonuca endekslenmiş sandık sonucu gözlüyor.

        CHP’DE DURUM

        Muhalefet açısından da durum farklı değil.

        CHP’de daha açıklandığında İhsanoğlu adına muhalefet yapanlar, seçim sonucuna göre harekete geçmek için apartta duruyor. Peki, İhsanoğlu’nun aldığı oyun başarılı olup olmadığını hangi oran belirleyecek? Çünkü milletvekili genel seçimine göre CHP (25) ile MHP’nin (12) toplam oyu % 37.

        Beş ay önce yapılan yerel genel seçime bakıldığında da % 44.21...

        Muhalifler kendileri için geçerli eşiğin % 44 olduğunu söyledi.

        Bütün bunların yanına bu yılın haziran ayında yapılması öngörülen, ancak seçim dolayısıyla bir yıl ötelenen CHP Kongresi’ni de katmak gerekir.

        Ayrıca CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da önceki gün CNN’deki röportajında bugüne kadar rastlanmadık bir demokratik tavır sergiledi.

        Seçim sonucunun bütün sorumluluğunun kendisine ait olacağını belirtti.

        “Siyasette her karar bir risktir, Ekmeleddin Bey seçilirse başarılıyız, seçilemezse başarısız olduk anlamına gelir” dedi.

        Bir adım daha atıp, “Gerekirse kongeye gideriz” diyerek demokratik bir duruş sergiledi.

        Ancak CHP Lideri kapısını sonuna kadar açmış olsa da kongreye gidilebileceğini sanmıyorum.

        Nedeni de Haziran 2015’te yapılacak genel seçim.

        Buna rağmen yönetimde bir değişikliğe gidilmesi istenirse bu da CHP’nin kongreden tek parça çıkamayacağının kanıtı olacak.

        MHP’DEKİ DURUM

        Benzer durum MHP için de geçerli. Normalde bu yılın sonunda kongresini toplaması gereken MHP, seçim dolayısıyla bir yıl öteleyeceğe benziyor.

        Cumhurbaşkanlığı seçim sonucunun da kongre sürecini etkileyebileceğine kimse ihtimal vermiyor.

        Ancak şu da bir gerçek ki, genel seçimde alınacak oylar, muhalefet partilerinde direksiyonun kimin idaresine verileceğinin belirleyicisi olacak.

        Diğer Yazılar