Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İZNİNİ almadığım için adını yazmayacağım.

        Ancak bize çok uzak bir okyanus ötesinin büyükelçisi olduğunu söyleyebilirim.

        Suriye veya Irak’a 10 bini aşkın kilometre uzakta olan ülkenin büyükelçisinin sözleri aynen şöyleydi:

        “Ülkemizden gelip IŞİD’e katılan sayısı 100’ü aştı. Devamının gelebileceğinden endişeliyiz...”

        Sözleri bu noktada bitmedi, asıl sorunun bu kişilerin ülkeye döndükten sonra başlayacağına dikkat çekti.

        Verdiği örnek ise etkileyiciydi:

        “Norveç’te bir ruh hastasının kızları öldürdüğünde neler yapabileceğine tanıklık ettik. Benzer şekilde İngiltere’de, ABD’de de sapkın bir kişinin neler yaptığını okul baskınlarında gördük.”

        Bir nefes aldı:

        “Şimdi bunlardan yüzlercesi dönüş yapacak. IŞİD ile savaşmak tek başına sorunu çözmüyor. Asıl sorun onlara katılmış olan gençlerimizin geri dönüşünün radikalizmi artırıp iç güvenlik sorunu yaratmaya başlamasıyla ortaya çıkacak...”

        SINIR İŞBİRLİĞİ

        Sorunun ortadan kaldırılması için ne gibi önlemler aldıklarını sordum.

        “Aslında yapabileceğimiz bir şey yok” diye söze girdi.

        Tespit ettikleri kişilerin dönüşlerini kontrol etmek için çaba gösterdiklerini belirtti.

        “Avrupa ülkeleri, transit ülke olarak görülen Türkiye’yle sınır işbirliğine gitmeli” önerisini getirdi.

        Nasıl olacağını sorduğumda ise 900 kilometresi Suriye ve bir yarısı kadar Irak sınırından bu kişilerin rahatlıkla geçişlerinin kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.

        “Çok hassas bir konu” deyip ekledi: “Vizesini alıp gelmiş insanlar var. Bunun dengesini iyi kullanmak lazım. En iyisi, şüphelendiğimiz isimleri Türk yetkililere verirsek işbirliğimiz çok daha verimli olur.”

        Almanya Başbakanı Merkel’in, “Bizden gidenlerin sayısı 4 haneli rakamlara ulaştı” dediği, İngiltere’nin gençleri için çare aradığı IŞİD’e katılımın durdurulması konusunda tablo böyle.

        KASTAMONU’DAN GİDEN

        Türkiye’nin ocak ayından bu yana IŞİD’e katılmaları olası gördüğü 7 bin yabancı uyruklu genci yakalayıp ülkelerine gönderdiği anımsanırsa aslında üzerine binen yükün ne boyutta olduğu da anlaşılır.

        Bu aşamada bölgeyle bugüne kadar herhangi bir ilgileri olmamasına, herhangi bir aşamasında bile ilgi alanlarına girmemiş olmasına rağmen IŞİD’e karşı oluşabilecek bir koalisyonun içinde yer alacaklarını da açıkladı.

        NATO’nun veya BM’nin IŞİD’e karşı mücadele konusunda bir organizasyon yaratıp yaratamayacağını sorguladı.

        Bütün bunları yazmamın nedeni, aslında sorunun boyutunun bırakın karasal sınırları, okyanus aşıp alakası olmayan ülkelere ulaşmış olması.

        Büyükelçiyi uğurladıktan sonra sohbet ettiğim öğretim üyesi dostuma şaşkınlığımı anlatınca gülümsedi.

        “Biliyor musun, Kastamonu’da çarşıda oturan bir ihtiyar amca, IŞİD’e İslam’ı kurtaranlar olarak bakıyor. Bölgeden giden çok genç var” dedi.

        Bırakın Doğu, Güneydoğu’dan katılımları, Kastamonu’da bile durum böyleyse Türkiye’nin duyması gereken kaygı, okyanus ötesinden çok daha fazla olmalı.

        Unutulmasın ki bu kişiler döndüklerinde Irak veya Suriye’de karşı karşıya çarpıştıkları hemşerileriyle sokakta yüz yüze gelecekler.

        Diğer Yazılar