Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DUYDUN mu, rehineleri Süleyman Şah yakınlarına, Rakka civarına getirmişler...”

        Düğün ortamının ilerleyen saati ve yüksek volümlü müziğinin arasında yanlış anladığımı sanıp kulağına ağzımı yapıştırarak sözlerini tekrar ettim.

        Aynı cümleyi bir daha yineledi. Musul ile Rakka arasının çok uzak olduğunu, çatışmalar nedeniyle risk taşıdığını belirttiğimde de ısrarını sürdürdü:

        “Ben de önce inanamadım, ama bana söyleyen güvenilir bir isim...”

        Durmadı, bir adım attı:

        “Bugün, yarın Suriye sınırına getirilip bırakılacaklarını da söyledi...”

        Eski Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin kızı Ahu’nun düğününden çıkıp geç saatte eve döndüğümde, eski milletvekilinin sözlerinin etkisiyle bilgisayara sarıldım.

        Yerli veya yabancı haber portalları, PYD-IŞİD çatışması dolayısıyla sınıra yığılan insanların Türkiye’ye geçişiyle ilgiliydi.

        Rehineler hakkında da tek bir haber yoktu.

        Sabah 06.24’te mesaj sisteminin uyarı ziliyle titreyen telefonumu açtığımda 6 saat önceki haber karşımda duruyordu:

        “Başbakan Davutoğlu, rehinelerin serbest bırakıldığını açıkladı...”

        IRAK’TAN ÇIKARILIYOR

        Rehine krizinin nasıl sonuçlandığı konusunda ise iki farklı anlatım var.

        İlki devletin ilgili birimlerine ait, diğeri yerel kaynaklara.

        Yerel kaynaklara göre, Musul’dan ramazan ayında çıkarılan rehineler Suriye içinde dolaştırılıyordu.

        Bugüne kadar da 8 kez yer değiştirildi. Son olarak Rakka ile Süleyman Şah Türbesi arasındaki bir yere yerleştirildi.

        MİT’in görüşmeleri ve Arap aşiretleri aracılığıyla yaptığı baskılar sonuç verdi.

        Önceki akşam MİT’in nezaretinde Rakka’dan Telabyad’a hareket ettiler, 05.00’te de Akçakale’den Türkiye’ye girdiler.

        Devletin ilgili kişilerinin anlatımında da benzerlik olmasına karşın Musul’dan çıkışlarına ilişkin veride farklılık var.

        Onların anlatımına göre, rehineler yakın zamana kadar Musul’daydı.

        Yerel aşiretlerle yapılan görüşmeler sonucu zaten IŞİD son bir ay içinde 7 kez salıverme kararı aldı.

        Ancak her birinde de son dakikada nedensiz vazgeçti.

        ANKARA’NIN RESTİ

        Ankara sonunda IŞİD’e karşı tutumunu sertleştirdi ve yerel aşiretler aracılığıyla restini çekti:

        “Ya bırakırsınız ya da Musul’a askerimizi sokup çatışarak alırız.” İddiaları o ki Türkiye’nin askeri harekâta girişebileceğine ilişkin sözleri IŞİD üzerinde etkili oldu ve Kurban Bayramı öncesi serbest bırakma kararı çıktı.

        Rehineleri başka gruplara kaptırma kaygısı ve Kürtler ile çekirdek koalisyon güçlerinin saldırılarının yoğun olması dolayısıyla, Türkiye’ye daha yakın olan kuzey yolu tercih edilmedi.

        Bunun yerine daha güvenli olan Telafer ve Sincar’dan Suriye’ye girip El Haseke yoluyla Rakka’ya ulaşıldı.

        MİT, Musul sonrası her adımı takip etti ve rehineler Rakka’ya getirildikten sonra da IŞİD ile görüşmelerini sürdürdü.

        Rehineler dün Türkiye’de yerleşik Arap aşiretlerinin önde gelenleri ve MİT elemanlarının nezaretinde gece yarısı Rakka’dan Akçakale’nin karşısında bulunan IŞİD kontrolündeki Telabyad’a gönderildi.

        Sabah Akçakale’den girişleri sağlandı. MİT’in yumuşak gücünü etkin kullanmasının rolü, rehine krizinin çözülmesinde en önemli faktör oldu.

        Diğer Yazılar