İngiltere, sanal serseriliğin cezasını dörde katlıyor
GEÇEN hafta, hükümetin yeni hazırladığı yargı paketinde sosyal medya üzerinden etrafa ağız dolusu küfürler yağdıranlara beş sene hapis cezası öngörülmesinden bahsettim, tasarının bu hükmünü desteklediğimi söyledim ve “demokratik eleştiri” adı altında artık halkın en manevî değerlerine bile nasıl küfredildiğinin bazı örneklerini verdim.
Okuyuculardan yazdıklarım ile ilgili bir hayli mesaj aldım. Çoğunluk haklı olduğumu söyleyip bu işin zapt u rapt altına alınmasının zamanının çoktan geldiğini söylüyorlardı ama o entellektüel ve demokratik saflık yok mu? Az da olsa “Allah’a da küfretseler sana ne? Sen Allah mısın, o küfürleri neden üstüne alıyorsun?” yahut “Küfrederse etsin ama belki de etmiyordur. Ortada küfür mü yoksa eleştiri mi olduğuna hâkim karar versin” diyenleri mi ararsınız, yoksa “Hapis cezasını desteklemek bir aydına hiç mi hiç yakışmaz” gibisinden entelcilik oynayanları mı?
Bu arkadaşlar küfür dolu mesaj hiç almamış olacaklar! Ama çoğunun bu sözünü ettiğim edepsizlikten de öte ifadelerden birine muhatap oldukları takdirde nezaketlerini ve özgürlükçü havalarını bir tarafa atıp o sözü edenlere odunla ve hattâ satırla bile girişebileceklerinden eminim!
POLİSİN YETKİSİ ARTIYOR
Sosyal medyadaki bu küfür ve ağır hakaret meselesi son zamanlarda İngiltere’nin de başını ağrıtmaya başladı. Twitter’de, zwitterde, vesair yerlerde son zamanlarda “yorum” diye edilen hakaretler, küfür ile gerçi bizler kadar içli dışlı olmayan ve dillerinde Türkçe’deki gibi aslı astarı açılmadık ifadeler zaten bulunmayan İngilizler’i de çileden çıkartmış olacak ki, cezaları arttırmaya karar verdiler. Adalet Bakanı Chris Grayling geçen gün “Sanal ortam haydutluğunun artık İngiltere’yi zehirler hâle geldiğini” söyledi ve insanlara sosyal medya üzerinden aşağılayıp küfreden trollere verilen altı aylık hapis cezasının az olduğunu, cezanın dört kat arttırılıp iki seneye çıkartılacağını duyurdu.
Bakan bu kadarla da kalmadı, “Sosyal medya haydutları etrafa zehir saçan korkaklardır ve yaptıklarının bedelini ödeyeceklerdir. Sanal ortamdaki ağır hakaretlerin, cinsel aşağılamaların, küfürlerin ve tehditlerin bundan böyle hiçbiri cezasız kalmayacak. İki sene parmaklıkların gerisinde yaşamak onları akıllandırır” dedi.
İngiliz Ceza Kanunu’nda yapılacak olan değişiklik, polise internet haydutları hakkında daha fazla bilgi toplama yetkisi verecek ve bu dâvalara bakan asliye hâkimleri, suçun ağır olması halinde dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderecekler. Bu değişikliklerle beraber sanal ortamdaki hakaret suçları “online terörizm” diye algılanacak, cezalar da dört katı arttırılıp iki seneye çıkartılacak!
İT GİRİP LORD ÇIKACAKLAR!
İngiliz hapishanelerinde hayatın nasıl geçtiğini en azından filmlerde görmüşsünüzdür! Adalet Bakanı Grayling’in “korkaklar” dediği ama klavyenin başına geçtiklerinde mitolojik kahraman kesilen sanal serseriler içeride iki sene kaldıkları takdirde nasıl “lord”, “kont” yahut “prens” hâlini alırlar, kimbilir!
Söz bugün İngiltere’den açılmışken, Londra’nın sosyal medyasında geçen gün yaşanan küfürsüz ve hoş bir hadiseyi de nakledeyim:
Kraliçe Elizabeth, Londra Bilim Müzesi’nin yeni bir galerisinin açılışını yaptıktan sonra “bizzat” hayatının ilk tweetini atmış. “Dünyanın e-mail gönderen ilk hükümdarı” unvanını taşıyan Kraliçe tweetinde “Bilim Müzesi’nin ‘Enformasyon Çağı’ sergisini açmak benim için zevk oldu. Burayı ziyaret edecek olanların da zevk alacaklarını düşünüyorum” demiş ve bir saat içerisinde tam 3 bin 600, yani dakika başına 60 defa re-tweet edilmiş.
İşte, Majesteleri’ne verilen cevaplardan bazıları:
“Twitter’e hoş geldin, tahtı artık bıraksana!”, “Hey, Liz! X Factor’daki favorin kim?”, “Majesteleri, ne zaman selfie çekeceksiniz?”, “Kraliçe imparatorluğu da, web’i de, kalplerimizi de yönetiyor”, “Prens Philip de Twitter’e girecek mi? İşte o zaman korkunç olur!”...