Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FRANSA’da bir grup karikatürist ve mizah yazarı, 1960’tan itibaren “Hara-Kiri” adında bir dergi yayınlamaya başladılar. Kapaktaki başlığın hemen altında “Aptal ve saldırgan dergi” ibaresi vardı.

        Hara-Kiri’nin özelliği, önüne gelen herkesi ve herşeyi, özellikle de kilise ile devleti hedef alması idi. Fransa’nın en çok satan mizah dergisi olamadı ama gene de hayli okuyucusu vardı. İpin ucunu kaçırdıklarında hükümet dergiyi birkaç defa kapattı ve yayın 1970’e kadar bu şekilde, aksayarak devam etti.

        Dergi tirajını bir ara yükseltti ve bu yükseliş yayınladığı “Jodell’in Maceraları” isimli erotik çizgi roman sayesinde oldu. Hara-Kiri’nin “seks devriminin sembollerinden olduğunu” iddia ettiği çizgi romanın kahramanı Fransa’nın o günlerdeki en meşhur okuyucularından Sylvie Vartan’ı andıran Jodelle adında genç bir kadındı, Jodelle hiçbir erkeği reddetmiyor, hattâ Papa ile bile yatağa giriyordu.

        Hara-Kiri böyle hem tepki çekip hem okunduğu sırada, 1 Kasım 1970’te Fransa’nın güneydoğusundaki Saint-Laurent-du-Pont kasabasındaki bir gece klübünde yangın çıktı ve çoğu genç 146 kişi yanarak can verdi. Klübün ismi “Cinq-Sept” yani “Beş-Yedi” idi, bu ismi aslında “akşam yemeği öncesinde buluşma” demek olan ama Fransa’da vârolduğu söylenen eski ve tuhaf bir başka âdeti hatırlatmak için almıştı: Güya evli çiftlerden biri yahut her ikisi hergün öğleden sonra saat beş ile yedi arasında canlarının istediği herşeyi ayrı ayrı yapabilirler ve eşler birbirlerine o saatte nerede olduklarının hesabını sormazlardı!

        İÇİŞLERİ BAKANI YASAKLADI

        Klüpte yaşanan facia Fransa’yı şoka soktu, Saint- Laurent-du-Pont kasabasının bağlı olduğu Isere vilâyetinin birçok yöneticisi görevlerinden alındılar, soruşturma aylarca sürdü, sonra herşey klübün idarecisinin üstüne yıkıldı ve adamı iki sene hapse mahkûm ettiler.

        Yangının hemen ardından bir başka şaşkınlık geldi: Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı kahramanı olan ve senelerce cumhurbaşkanlığını yapan General Charles de Gaulle, Colombey-les-Deux Eglises kasabasındaki evinde 9 Kasım 1970’te karısı, doktoru ve papazı başucunda beklerken öldü ve vasiyeti gereği köyüne defnedildi.

        Asıl şaşkınlık, de Gaulle’ün cenazesinden sonra yaşandı: Millî kahramanın vefat ve cenaze haberini kapak konusu yapan Hara-Kiri, de Gaulle’ün ölümü ile diskotek yangını arasında güya mizahî bir bağ kurmuş ve sabık cumhurbaşkanı ile ilgili haberi “Colombey’de Trajik Balo: Bir Ölü Var” başlığı ile vermişti!

        Hara-Kiri’nin manşeti büyük tepki yarattı ve o günlerin güçlü politikacılarından olan İçişleri Bakanı Raymod Marcellin derginin küçüklere satılmasını, reklâmının yapılmasını ve tezgâhlarda görünmesini yasakladı.

        Getirilen yasakların tirajı fena halde düşürmesi üzerine, yayıncılar derginin ismini değiştirmeye karar verdiler ve “Charlie Hebdo” yaptılar. Hara-Kiri’nin başlığının altındaki “Aptal ve saldırgan dergi” ibaresinin yerini bu yeni yayının başlığının hemen altında “Journal Irresponsable”, yani “Sorumsuz dergi” ibaresi almıştı!

        ‘CHARLIE’ İSMİNİN ASLI

        “Hebdo” Fransızca “haftalık” demek olan “hebdomadaire” kelimesinin kısaltılmışı, “Charlie” de Hara-Kiri’nin batmasına sebep olan manşette yayıncıların ölümü ile alay ettikleri eski cumhurbaşkanı de Gaulle’ün ilk ismi “Charles”ın İngilizce versiyonu idi. Hara-Kiri’nin yayıncıları yeni dergiye “Charlie” adını her ne kadar Amerikan çizgi romanı “Peanuts”un kahramanı Charlie Brown’dan ilham alarak verdiklerini söyledi iseler de, Fransızlar bu ismin Charles de Gaulle’ün hatırasından da olsa intikam almak maksadı ile konduğunu biliyorlardı.

        Yayınına 1981 ile 1992 arasında ara veren Carlie Hebdo önceki günkü facianın ardından gündeme getirildiğinin aksine sadece İslamiyet ile değil, bütün dinlerle ve aşırı sağın her çeşidi ile alay ediyordu. Katolik Fransa’nın inancını da diline dolamış, meselâ Hristiyanlık’ın temelini teşkil eden “teslis”, yani “baba-oğul-kutsal ruh” üçlemesi hakkında bile cinsel karikatürler yayınlamıştı ama dini bütün hiçbir Hristiyan eline silâh alıp dergiyi basmaya tevessül etmemişti!

        Bu yazıyı “Charlie Hebdo eskiden şunu şunu, şunu yapmıştı” demek için değil, bundan böyle maalesef “İslâmî terör” diye bilinecek olan ama İslâmiyet ile hiçbir alâkası bulunmayan bir saldırının hedef seçtiği derginin bizde pek bilinmeyen ve dile getirilmeyen taraflarını anlatmak masadı ile yazdım. Paris’te önceki gün meydana gelen saldırının insanî değerler çerçevesinde tartışılmasına zaten gerek bile yoktur; hadiseye sebep olanların psikolojilerinin hayvanî davranışlardan bile çok gerilerde olduğu apaçık ortadadır.

        Diğer Yazılar