Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hürriyet’in ilân sayfalarında, dün, büyük boy ilânların arasında mütevazi bir vefat haberi vardı; “Armatör M. Ali İpar, 12 Haziran 2015 Cuma günü Brezilya’da vefat etmiş ve toprağa verilmiştir” deniyordu...

        Türkiye’nin bir zamanlar en güçlü sermaye prensliklerinden olan “İpar” ailesinin son çileli çocuğunun da hayata veda ettiğini bu ilândan öğrendim.

        İparlar’ın kim olduğunu bilmeyip de merak edenler kısa bir araştırma ile hemen herşeyi kolayca bulabilecekleri için ailenin geçmişini uzun uzun anlatacak değilim; sadece iki nesle sığan büyük bir yükseliş ile düşüşten, yaşanan felâketler ile gelen tuhaf uğursuzluklardan bahsedeceğim...

        Ailenin yükselişi 1882’de Mudanya’da doğan, İstanbul’da okuyan ve asker olan Mehmed Hayri Bey’in askerlikten ayrılıp 1918’den sonra, yani mütareke senelerinde iş hayatına atılması ile başladı...

        Cumhuriyet’in ilânının ardından Türkiye’nin ilk şeker fabrikasının kurucuları arasında yeralan Mehmed Hayri Bey zamanla Ankara’nın en gözde müteahhitlerinden biri olarak tanındı ve “İpar” soyadını aldı.

        DÖRT KIZ, İKİ OĞLAN

        Bir Osmanlı paşasının kızı olan Tevhide Hanım ile evlenen Hayri İpar’ın en büyüğü ile en küçüğü arasında 19 yaş fark bulunan dört kızı ile iki oğlu vardı. Geçen cuma günü vefat eden Ali İpar 1921’de doğmuştu ve ailenin üçüncü çocuğuydu.

        Çiftehavuzlar’daki Cemil Topuzlu Köşkü’nün ardından Galatasaray’da Mısır Hanedanı’na ait Mısır Apartmanı’nı da satın alan ve daha birçok gayrımenkule sahip olan İpar ailesi servetleri, hayat tarzları ve sık sık verdikleri mükellef davetler ile o günlerin fakir Türkiyesi’nin en meşhur simaları arasında idi.

        Aile, İkinci Dünya Savaşı senelerinde Amerika’ya gidip Los Angeles’a yerleşti; Hayri Bey’in büyük kızı Şaziye İpar’ın Amerika’nın en meşhur oyuncularından Gary Grant ile, büyük oğlu Ali İpar’ın da dünyanın en güzel kadınlarından Rita Hayworth’la beraber oldukları söylendi.

        İparlar, savaştan sonra Türkiye’ye yanlarında bir gelin ile döndüler! Hayri Bey’in Rita Hayworth’tan ayrılan ve film işine merak salan oğlu Ali bu defa kendinden 11 yaş büyük bir başka Amerikalı aktriste, o senelerin meşhur oyuncularından Virginia Bruce’a âşık olmuş ve evlenmişlerdi! Boşandılar, ama sonra tekrar evlendiler...

        Felâketler, memlekete dönüş ile başladı, Hayri Bey’in küçük oğlu Mehmet canına kıydı!

        Yaşlı ve üzgün Hayri İpar 1950’lerden itibaren işlerini oğlu Ali’ye devretti ve 27 Mayıs darbesi, sonun başlangıcı oldu. Demokratlar’a yakın olan Ali İpar’ı Yassıada’ya gönderdiler, Ali Bey’in yeni satın aldığı beş adet şilebe el koydular ve “İpar dâvâsı” Yassıada’da en ses getiren duruşmalardan oldu.

        Ali İpar iki sene ağır hapse mahkûm edildi, şileplerin âkıbeti senelerce tartışıldı ama Haliç’te gözler önünde çürütülüp hurdaya çıkartıldılar! Ali Bey 1962’de serbest bırakıldı ve hemen yurt dışına gitti. Memlekete seneler sonra dönebilecek, bir ara seçimlere de katılacak ama kazanamayınca gidip Brezilya’ya yerleşecekti.

        MAHKEMELİK OLAN RAPORLAR

        Yaşanan felâketlerin perişan ettiği Hayri İpar hayattan 1966’da ayrıldı, kızlarından Muazzez Hanım da 1972’de canına kıydı ve 1976’da İparlar’ın büyük kızı Şaziye Hanım vefat etti! Derken, ailenin Çiftehavuzlar’daki köşkünün satışı gündeme geldi, köşke Banker Kastelli talip oldu, hayatta bulunan iki kızkardeş, Muzaffer ve Selma Hanımlar birbirlerini dâvâ ettiler, artık çok yaşlanmış olan anneleri Tevhide İpar için akıl hastahanesinden “akıl sağlığı yerinde değil” raporu alındı, rapor sonra iptal edildi, iş mahkemeye düştü ve köşk neticede Kastelli’nin oldu!

        Oğlunu seneler önce kaybetmiş olan Muzaffer Hanım 2002 Haziran’ında vefat etti, kızkardeşi Selma Hanım da hayattan ondan üç sene sonra ve ciddî sıkıntılar içerisinde ayrıldı. Köşkü satın alan Banker Kastelli’nin, yani Cevher Özden’in âkıbeti ise mâlûm... İflâs etti,Tunus’a gitti, geri getirtildi, hapse düştü, çıktı, yeniden iş hayatına girdi ve 2008’de o da intihar etti!

        Brezilya’ya yerleşen ve elinde aileden kalan son gayrımenkullerden olan Galatasaray’daki Mısır Apartmanı’nı da elinden çıkartan Ali İpar’ın dün Hürriyet’teki vefat ilânını görünce, siyahbeyaz Türk filmlerindeki “fabrikatör” ve “zengin aile” imajına ilham veren İparlar’ı ve çocukluk senelerimden buyana işittiğim Çiftehavuzlar’daki felâketleri hatırladım...

        Bizde önemli ailelerin geçmişleri hakkında ciddî araştırmalardan sonra kaleme alınmış eserlerin sayısı hayli azdır ve Cumhuriyet Türkiyesi’nin seneler boyunca hem ekonomik, hem de sosyal alandaki değişimini ortaya koyacak kitap, belgesel yahut “ciddî” filmler için mükemmel örneklerden biri, şanssız ve bahtsız İpar ailesidir

        Diğer Yazılar