Bu yazarlar hangi dilde yazmışlardı?
İnternet sitelerinde önceki gün “Çocuğunuzun 12 yaşına kadar okuması gereken 25 kitap” başlıklı ve 25 tıklamalık listemsi bir yazı vardı.
Jules Verne’in çocukluğumuzda mutlaka okumuş olduğumuz romanlarından “Üç Silâhşörler”e, “Define Adası”ndan “Robin Hood”a, “Peter Pan”dan “Don Kişot”a kadar asırlardır eskimemiş olan ve hemen her çocuğun mutlaka zevk alacağı kitapların isimleri...
Listede yeralan yabancı yazarların eserleri arasında biri, Antoine de Saint- Exupéry’nin “Küçük Prens”i biraz tuhafıma gitti, “Bu kitap acaba hakikaten çocuklar için mi? Bunu okuyan çocuk anlayabilir mi?” diye düşündüm. Zira, Küçük Prens her ne kadar çocuk kitabı gibi algılansa da aslında büyüklere hitap ediyordu! Gerçi ben ve bazı arkadaşlarım çocukluğumuzda Saint- Exupéry’yi okumuştuk ama kitap bize biraz “soğuk”, daha doğrusu “sıkıntılı” gelmiş, ancak çok seneler sonra tekrar elimize aldığımızda anlayabilmiştik...
Ve, listede sadece iki Türk yazar vardı: Zülfü Livaneli ile Elif Şafak; Livaneli’nin “Son Adanın Çocukları”, Elif Şafak’ın da “Sakız Sardunya” isimli kitapları...
BU KADAR KÖKSÜZ MÜYÜZ?
Mesele, işte burada idi: Türkiye’de “Çocuğunuzun 12 yaşına kadar okuması gereken 25 kitap” diye bir liste yapılmış, listedeki 25 kitaptan 23’ünü yabancı yazarlar teşkil etmiş ve lûtfetmiş sadece iki Türk yazara yer vermişlerdi!
Tamam, çocuk edebiyatımız Batı’ya göre zayıftır, hattâ mukayese yapılamayacak kadar zayıftır ama 25 eserlik bir listeye Zülfü Livaneli ile Eli Şafak dışında girmeye lâyık başka yazarımızın bulunmadığı iddia edilecek kadar da fakir değildir!
Mâlûm listeyi hazırlayanlara birkaç isim ile eseri hatırlatayım:
“Ömer Seyfeddin” diye bir ismi bilmem işittiniz mi beyler? “Kaşağı”, “Diyet”, “Pembe İncili Kaftan”, vesaire gibi dünya kadar hikâye yazmış, bu hikâyeler birkaç nesil boyunca hep okunmuştur ve günümüzde listelere alınmamış olsalar bile hâlâ okunmaktadırlar...
Eserlerini Türkçe ile, hem de mükemmel bir Türkçe ile kaleme almış olan Refik Halid Karay adında bir başka yazarımız daha vardır. Kitaplarının çoğu yetişkinler içindir ama çocuklar en azından “Memleket Hikâyeleri”ni okudukları taktirde, Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens”inden edecekleri istifadenin daha fazlasını sağlarlar.
Ve bir zamanlar “çocuk kitabı” dendiğinde akla gelen ilk isim olan Kemalettin Tuğcu ile tarihî romanın üstadlarından olan Abdullah Ziya Kozanoğlu...
AMAN YERLİ OLMASIN DA...
Beyefendiler, hanımefendiler... Ne buyurdunuz? Ömer Seyfeddin’i, Refik Halid’i Abdullah Ziya’yı fazla “millî”, Kemalettin Tuğcu’yu da “alaturka” ve “karamsar” mı buldunuz? Çocukların “çağdaş, evrensel ve insancıl” olduğuna inandığınız başka kitapları okuyarak yetişmeleri gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Haklısınız! Tavsiye buyurulan “Üç Silâhşörler” Fransa’daki güç kavgalarını falan anlatmaz, uzayda kurulacak kolonilerden bahseder! Charles Dickens’in “Oliver Twist”i de nasıl iç açıcı, sıkıntıdan ne kadar uzak ve okuyana “Ah! Keşke ben de böyle mutlu bir yetimhanede büyüseydim!” dedirtip iç çektiren huzur dolu bir eserdir değil mi?
Dolayısı ile Dede Korkud’dan ve Nasreddin Hoca’dan falan bahsetmeyeyim, ağır olacak!
İşin şakası bir tarafa 25 kitaplık bir “çocuk kitapları listesi” hazırlarken listeye sadece iki Türk yazarının alınması ve çocuk edebiyatımızın en önemli isimlerinden olan Gülten Dayıoğlu’nun isminin bile şakır şakır atlanması ayıp, hem de büyük ayıptır!