Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye sınırımızdaki hava ihlâlleri, “bilinmeyen” savaş uçaklarının tacizleri, füze ve radar sistemlerinin savaş uçaklarımıza kilitlenmesi vesaire gibisinden yeni dertlerin yanısıra ortada şimdi apaçık bir gerçek var:

        Kuzey komşumuz Rusya, artık güney komşumuzdur ve bu gelişme, aynı zamanda Kont Christoph von Münnich’in hayalinin de gerçek olması demektir...

        Kont’un ismini daha önce işitmemiş olabilirsiniz, kim olduğunu kısaca anlatayım: Hani, Ruslar’ın meşhur Çar’ı Petro’ya atfedilen bir “sıcak denizlere inme” hayali vardır ya, o hayal aslında Petro’ya falan değil, aslen Alman olan ama Rusya’nın hizmetinde bulunan ve Rus ordusunu modernleştiren Maraşal Kont Christoph von Münnich’e aittir.

        1683 ile 1767 arasında yaşayan von Münnich, Almanya’nın elit bir asker ailesine mensuptu. Bir ara Fransızlar için çalıştı, Çar Petro’dan davet alınca Rusya’ya gitti, aynı zamanda mühendis olduğu için kaleler inşa etti, askerî birlikler kurdu, valiliklerde bulundu ve Çariçe Anna’nın tahta geçmesinden sonra Rus ordusunu organize etmekle görevlendirildi. 1735’te başlayıp dört sene devam eden Türk-Rus Savaşı sırasında Rus ordularının kumandanı olarak bize büyük zararlar verdi, sonra gözden düşüp sürgüne gönderildi, affedildi, yine önemli görevler aldı ve 1767’de Estonya taraflarında öldü.

        HARİTAYA BAKIP HATIRLAMAK

        Bizde asırlardan buyana “Çar Deli Petro’nun sıcak denizlere inme ruyası” diye yazılıp söylenenlerin Petro ile hiçbir alâkası yoktur, stratejiyi Kont von Münnich ortaya atmıştır ama Rusya hayalin gerçek olması için asırlar boyunca çaba göstermiştir.

        Kont’un önceleri kısmen gerçekleşen hayali, şimdi hakikat hâlini aldı. Rusya, Suriye sahillerinden bombardıman uçaklarını havalandırıyor, IŞİD’i vesaireyi günlerdir bombalıyor, hava sahamız taciz ediliyor, radarlarla füzeler uçaklarımıza kilitleniyor...

        Dolayısı ile şimdi bizim, Amerika’nın ve müttefiklerin karşısında artık Esed’in Suriyesi yahut öyle bir-iki örgüt falan değil, bal gibi Rusya var!

        Rusya’nın nasıl birşey olduğunu bilmeyip de merak ettiğiniz takdirde askerî gücünü araştırmanız yahut ekonomik bakımdan ne vaziyette olduğunu gözden geçirmeniz gereksizdir, yapmanız gereken iki basit iş vardır:

        İlki, haritaya bakmaktır!

        Baktığınızda kuzeydoğu sınırımız ile Karadeniz’in yukarısındaki topraklardan itibaren doğuya ve batıya doğru devâsâ bir memleketin uzandığını görürsünüz...

        Yapmanız gereken diğer iş, Rusya ile geçmişteki ilişkilerimizi, özellikle de tarihlere “93 Harbi” diye geçen 1876’daki Türk-Rus Savaşı’nın nasıl çıktığını ve neticelerini kısaca gözden geçirmektir.

        400 ÇADIR MASALI

        Suriye sınırımızda birkaç günden buyana Rus askerî varlığından kaynaklanan tatsızlıkların yaşanması üzerine önce bizim, hemen ardından da NATO’nun ve Birleşik Amerika’nın açıklamaları bana o meş’um 93 Harbi’nin patlamasından önceki konuşmaları ve temasları hatırlatıyor...

        Türkiye, Rusya’nın 1876’daki bütün kışkırtmalarına ve kaşımalarına karşı İngiltere’yi arkasına aldığını zannetmiş, bütün ümidini Londra’ya bağlayan zamanın sadrazamı Midhat Paşa da meseleyi “Asya’dan 400 çadırla geldik, gerekirse 400 çadır kalana kadar savaşırız” gibisinden şovenist ifadeler boyutuna indirmişti...

        Sonra ne mi oldu? Çar’ın ordusu saldırdı, önceden her türlü vaadi yapmış ve toprak bütünlüğümüz konusunda binbir garanti vermiş olan İngiltere kılını bile kıpırdatmadı ve Ruslar Ayastefanos’a, yani Yeşilköy’e kadar geldiler!

        Bugün gerçi herşey farklı; ne Rusya’da Çar’ın küstah generalleri, ne de bizde Midhat Paşa gibi dünyadan bîhaber hayalperest politikacılar var ama Ruslar artık Antakya ile İskenderun’a birkaç dakikalık uçuş mesafesindeler ve gözardı etmememiz gereken bir başka gerçek var:

        Vodka!

        Lazkiye’deki subaylardan biri vodkanın tesiri ile “Agon!” yani “Ateş!” diye haykırıp emrettiği takdirde olacakları düşünebiliyor musunuz?

        Diğer Yazılar