Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İnternette, İsmet Paşa’nın hatıralarında yeraldığı söylenen şöyle bir metin dolaşıyor:

        “...Harf devriminin tek amacı ve hattâ en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı”.

        Bu cümlelerin hemen altında da bir kitabın cild ve sayfa numarası veriliyor: “İsmet İnönü, ‘Hatıralar’, cild 2, sahife 223”.

        Kaynak gösterilerek nakledilen alıntıların önce doğru olduğunu düşünür ama aklınıza yatmadığı takdirde tekrar tekrar okur ve hâlâ kuşku hissediyorsanız künyesi verilen esere bakarsınız...

        Birileri bu metni bana da gönderdi, okudum ve hayli tuhaf buldum. İsmet Paşa’nın “Yazıyı dinin toplum üzerindeki etkisini azaltıp yayınları denetlemek için değiştirdik” demesi pek akıl kârı değildi, üstelik birkaç defa okuduğum hatıralarında bu şekilde bir ifade şayet mevcut olsa idi mutlaka hatırlardım.

        Hatıraların ikinci cildinin 223. sahifesini açıp orada yazılanları okuyunca sahtekârlı- ğın, yalancılığın ve belge tahrifinin bu kadarı- na “Pes!” dedim.

        DİN DEĞİL, KÜLTÜR ENDİŞESİ

        İsmet Paşa, aslında bakın ne diyordu:

        “...Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. ...harf inkılâbının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de ‘Sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapça’yı kabul etmeliydik’ derlerdi. Yani ‘Vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı’ görüşünü hararetle savunurlardı.

        Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk Beyi olarak devlet başına geçmiş- ler ve millî hususiyetlerini muhafaza etmiş- lerdir. Sonra, Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi millî kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur”.

        Gördünüz değil mi? İsmet Paşa hatıralarında harf inkılâbının dinî sebeplerle yapıldığına dair bir söz etmiyor; hattâ işin gerisinde senelerden buyana iddia edildiği gibi bir “okuma-yazma kolaylığının” da bulunmadığını, inkılâbın temelinde Türkçe’yi ve millî kültürü “kurtarmak” düşüncesinin yattığını söylüyor.

        BUNA AHLÂKSIZLIK DENİR!

        Harf inkılâbına karşı olabilirsiniz; eski yazı kaldırılınca eski kültürden uzaklaştığımızı iddia eder ve eski harflerin okullarda öğretilmesini savunabilirsiniz; bunlar tartşılabilecek farklı düşünceler ve yorumlardır...

        Ama başkasının sözlerini tahrif ederek tam tersi hâle getirip inandırıcı olmak için altına bibliyografya bilgisi de ilâve eder ve bir tarafınızdan uydurduğunuz yalanları etrafa gönderip milleti kandırırsanız, bu iş ahlâksızca bir sahtekârlıktır!

        Hanımlar, beyler ve özellikle de gençler! Internette gördüğünüz yahut mail ile aldığınız ve sizi ilk okuyuşta şaşırtan bu gibi çarpıcı iddiaları ciddiye almayın, doğruluklarını kontrol etmeden de sakın ha inanmayın. Zira, etrafımız milleti yalanları ile kandırmaya çabalayan bir sahtekâr ve ahlâksız güruh tarafından kuşatılmış vaziyette!

        Diğer Yazılar