Tabut mu, reklâm panosu mu?
VATANDAŞ rahmet-i Rahman’a kavuşuyor, cenazesi namazının kılınması için camiye götürülüyor ve reklâmlar geçidi başlıyor!
Tabutun üzerinde “Bilmemne Belediyesi” diye koskoca bir yazı var, musalla taşı da reklam panosu niyetine kullanılıyor!
Artık tabuttan bile medet umarak reklâma kalkışılmasının gereksizliğini söylemeye gerek yok ama ismini mutlaka duyurma merakı öyle bir hal almış vaziyette ki, bu kadarına bile eyvallah diyeceksiniz fakat devamı var...
Rahmetliyi uğurlamaya gelen cemaatin beklediği gölgeliklerin üzerinde çok daha büyük boyda harflerle, yine belediyenin ismi yazılmış!
Namaz kılınıyor, tabut sırtlanıyor ve dört bir tarafına aynı belediyenin isminin nakşedildiği cenaze arabasına konuyor. Arabanın üzerinde sadece belediyenin adı yazılmamış, “cenaze nakil aracı” ibâresi de konmuş...
Memlekette sanki koskoca cenaze aracını itfaiye yahut allı-morlu güllerle süslenmiş düğün arabası zannedecek kadar dünyadan bîhaber zavallılar ve arka taraftaki tabutu da göremeyecek derecede bakar-körler mevcutmuş gibi işte böyle yazıyorlar!
GÖREVİ KONSER VERMEK Mİ?
Bazı belediyelerin halkla ilişkiler servisleri hemen hergün sıra sıra e-mailler gönderir ve sağolsunlar, başkan beyefendinin o gün yaptığı büyük işlerden haberdar olmamızı sağlarlar. Bütün bu birbirinden önemli haberlerle beraber, belediye başkanının o gün çekilmiş sıra sıra fotoğrafını yollamayı da ihmal etmezler!
Reis beyefendi o gün hakikaten çok önemli faaliyetler, tarihî temaslar yapmıştır. Meselâ ilkokul çocuklarını makamında kabul edip başında bulunduğu belediyenin çalışmalarını anlatmış veya düzenlediği mandolin festivalinde konuştuğu halkı mandolinin faziletleri konusunda irşad etmiş yahut çarşıya çıkıp esnafla sohbet tenezzülünde bulunmuştur.
Diyelim ki o gün yağmur fazla yağdı ve bazı işyerleri sular altında kaldı...
Başkan beyefendi suların bastığı mekânda incelemelerde bulunmuş, zarar gören esnafı ziyaret etmiş, sıkıntılarına derhal çare bulunacağını müjdelemiştir diyelim... Belediyenin basın bürosu beyefendinin bu fedakârlığını, koşuşturmasını, dert dinlemesini, vesairesini hemen çarşaf gibi açıklamalarla ve kilobayt değil, megabayt dolusu fotoğraflarla gönderip cehaletimizden sıyrılmamızı sağlar.
Başkanın vazifesi sanki bu değil de başka şeymiş, meselâ elinde bağlaması yahut viyolonseli ile konser salonuna gidip sahneye çıkması gerekirmiş gibi...
TANITIM DEĞİL, İKRAH ETTİRME!
Artık dijital taciz hâlini alan ve hemen her gün gönderdikleri e-maillerle “tanıtım” yaptıklarını zanneden belediyelerin basın bürolarındaki arkadaşlara açıkça söyleyeyim: “Bizim başkan ne büyük belediyeci! Bakın, bugün pazara gitti ve satılan domatesleri çok beğendi ama cücüklü soğan satanları fırçaladı, sonra da binlerce liraya mâlolan belediye helâlarını teftiş etti” gibisinden illâllah dedirtecek mesajlar göndermenin halkla ilişkiler ile alâkası yoktur. Böyle mesajlar tanıtıma yahut reklâma falan değil, sadece bıktırmaya ve nihayet ikrah ettirmeye yarar!
Belediyelerden biri geçen gün ucuz mu ucuz bir başka reklam maili gönderdi ki, uzun zamandır yollanan mesajların hepsinin üzerine tüy dikiyordu:
Başkan beyefendi, 15 Temmuz darbe girişiminde şehid olanlar için yaptırılan anıtı ziyaret buyurmuşlardı! Ama yalnız değillerdi, belediye meclisi üyeleri ve bazı şehid aileleri de kendilerine refakat etmişlerdi. Beyefendi o gün poz poz fotoğraflar çektirmiş ve halkla ilişkiler bürosu, “Başkanımız şehid aileleri ile şehidler anıtında” diye bu fotoğrafları lûtuf buyurmuştu.
Tabutu, musalla taşını ve cenaze arabasını bile reklâm vasıtası yapmanın ardından artık şehidlerin ruhlarından bile istifadeye çalışmak, en hafif şekli ile ifade edeyim, ayıptan da öte bir iştir!