'En Önemli 100 Sanat Eseri' imiş!
HÜRRİYET arada bir yaptığı “En İyiler” anketine şimdi de “Türkiye’nin En Önemli 100 Sanat Eseri”ni ilâve etmiş.
Dün yayınladıkları ve ilk sıraya İlhan Koman’ın “Akdeniz” isimli heykelini koydukları “Türkiye’nin En Önemli 100 Sanat Eseri” listesinde Türk resminin Osmanlı zamanından günümüze kadar gelmiş ve hâlen yaşayan birçok önemli ismi ile beraber bazı heykeltraşlar da sıralanıyor.
Hatırlatma bâbında yazayım: Hürriyet bu “En İyiler” serisinde daha önce “Türk Edebiyatı’nın En İyi 100 Eseri”nin listesini de yapmıştı, listede kimi ararsanız vardı ama jüri Refik Halid Karay’a, Hüseyin Rahmi Gürpınar’a, Attila İlhan’a ve edebiyat tarihimizin okuyucusu senelerdir azalmayan çok önemli daha başka isimlerine yer vermeye tenezzül etmemişti.
Son listede ise Halife Abdülmecid’den Kuzgun Acar’a, Şeker Ahmed Paşa’dan Erol Akyavaş’a, Üsküdarlı Ali Rıza’dan, Avni Lifij’den yahut Mihri Müşfik’ten Burhan Uygur’a, Tankut Öktem’e ve Mehmet Güleryüz’e dünya kadar ressamın ismi ile bazı heykeltraşların eserleri de sıralanmış ve “Türkiye’nin En Önemli 100 Sanat Eseri”nin arasında Kanunî Sultan Süleyman zamanının büyük hattatı Ahmed Karahisarî’nin iki eserine de yer verilmiş.
İSLİMYELİ’Yİ ÖRNEK ALIN
Mesele işte burada, yani “sanat eseri” dendiğinde bugün neyin anlaşıldığında yahut anlaşılması gerektiğinde...
Hürriyet’in jürisine göre “sanat eseri” sadece resim ve heykelden ibaret, zira hazırladıkları 100 parçalık seçkideki 98 eseri resim ile heykel teşkil ediyor, sonra listeye iki adet de hat ilâve ediliyor ve liste kapatılıyor!
Türkiye’nin sanatından bahsediyorsanız sadece resim, heykel ve tek bir hattattan değil, sanatın her alanını, geçmişteki dallarını da sözkonusu etmeniz gerekir ve bu sanat dallarının içerisinde minyatür ile tezhip de vardır.
Bu şekilde bir tasnife örnek mi istiyorsunuz? Nüzhet İslimyeli’nin 1967’den itibaren yayınladığı üç cildlik “Türk Plâstik Sanatçıları Ansiklopedisi”ne nazar buyurun: Resimden heykele, hattan minyatüre, hattâ grafikten karikatüre kadar plâstik sanatların bütün dallarına yer vermiştir ve işin doğrusu da budur.
Birilerinin “Aman canım, artık çağdışı olmuş bu işleri ve isimleri mi sanat olarak kabul edeceğiz?” diyeceklerini bilerek söyleyeyim: “Türkiye’nin En Önemli 100 Sanat Eseri” listesinde en azından başka hattatların ve bir-iki minyatür üstadının ismine, meselâ minyatürcülerden Levnî’ye tesadüf etmeyi arzu ederdim ama yok! Jüri, bütün dünyada “Osmanlı Sanatı” dendiğinde ilk akla gelen isimlerden olan Levnî’yi önemli bir sanatkâr olarak görmemiş ve hazırladığı listeye lâyık bulmamış!
2018’DEKİ ZİHNİYETE BAKIN!
Lâyık mı bulmuyorlar, yoksa klâsik sanatlarımızı sanat kabul etmiyor ve eski devirde yaşamış bir-iki eski ressamın ve resim galerilerinin çağdaş kahramanlarının adları ile beraber klasik sanat üstadlarının isimlerini zikretmeyi zül yahut sanat dışı bir iş mi görüyorlar, ne dersiniz?
“100 Önemli Sanat Eseri” listesinde klâsik sanatlarımız ile ilgili olarak bir tek Ahmed Karahisarî’nin adının geçmesi ama eserlerinin isimleri verilirken sadece “Besmele” ile “Kıt’a” denmesi bile sanatkârın isminin listeye “ayıp olmasın, eskilerden biri de bulunsun” kabilinden konulduğunu gösteriyor. Hattatın herbiri birbirinden meşhur besmelelerinden ve dünya kadar “kıt’a”sından hangisinin kastedildiği de muamma!
Böyle bir liste yapılacaksa, Türk Hat Tarihi’nin daha başka önemli isimlerinin de zikredilmeleri şarttır ve hat tarihimiz sadece Karahisârî’den ibaret değildir! Şeyh Hamdullah, Hafız Osman, Mahmud Celâleddin, Râkım, Şefik, Halim ve Necmeddin Efendiler ile daha başka sanatçılar Hind, Japon yahut Hotanto sanatının değil, Türk sanatının zirvesini teşkil eden üstadlardır.
2018’deyiz ve “Türk Sanatı” dendiğinde kuratörlerimizin, galericilerimizin, ressamlarımızın, üniversite hocalarımızın, mezat şirketi sahiplerimizin ve “eleştirmen” denen zevâtın hatırına sadece resim ile heykel geliyor!
Bir memleketin sanatını bir, haydi bilemediniz bir buçuk asır öncesinden başlatıp daha öncesini yok saydığınız yahut eski devirlerin eserlerinden haberdar olmadığınız takdirde, yere-göğe koyamadığınız “Türk Resmi”nin evrenselleşmesi ruyalarını daha çooook görürsünüz!