Tuhaf bir yarışma!
TÜRK Eğitim Vakfı ile Mehmetçik Vakfı, bu sene de "Safiye Ayla ve Zeki Müren Ses Yarışması" düzenledi. Dördüncüsü yapılacak olan yarışmaya başvurular bugün sona erecek; Safiye Ayla'nın adını taşıyan yarışmaya hanımlar, Zeki Müren'in hatırasına düzenlenenine de erkekler katılabilecek.
Yarışmacıların en fazla 35 yaşında olmaları gerekiyor...
İki farklı vakfın beraberce böyle bir ses yarışması açmalarının sebebini, merak edenler için hatırlatayım: Her iki ismin de miraslarını bu vakıflara bağışlamış olmaları... Elinin sıkılığı, tasarrufu ve yatırımcılığı ile bilinen ve birinci derecede mirasçısı olmayan Safiye Ayla vefatından seneler önce yaptığı bir vasiyetname ile nesi var nesi yoksa herşeyini Türk Eğitim Vakfı'na bırakmıştı. Aynı işi aynı şekilde birinci derecede mirasçısı bulunmayan Zeki Müren de yapmış, mal varlığını ikiye ayırmış, yarısını Türk Eğitim Vakfı'na, diğer yarısını da Mehmetçik Vakfı'na vasiyet etmişti.
Bırakılan miraslarda öyle küçük meblâğlar falan değil, zamanına göre ciddî sayılabilecek birer servet idi. Zeki Müren'in mirasının yarısını alan Mehmetçik Vakfı'nın bu serveti nasıl değerlendirdiğinin ayrıntılarını bilmiyorum fakat ciddî bir vakıf olduğu için düzgün şekilde sarfettiğinden eminim ama Türk Eğitim Vakfı'nın Safiye Hanım'ın mirasını ne şekilde kullandığından az-çok haberdarım: Serveti fon şekline getirip işlettiler ve daha da arttırdıkları meblâğdan yetenekli ve başarılı öğrencilere burs verdiler. Aynı fonlama Zeki Müren'den kalan mirasa da tatbik edildi ve burs olarak dağıtıldı...
AYNI KEFEYE KOYAMAZSINIZ!
Böylelikle şimdiye kadar binlerce yetenekli öğrenci çok iyi bir eğitim yapabilme imkânını elde etti ve kendileri çocuk sahibi olmayan Safiye Ayla ile Zeki Müren'in sayesinde bundan sonra da daha binlerce genç çok iyi bir tahsil görme imkânını bulacak...
Türk Eğitim Vakfı ile Mehmetçik Vakfı'nın beraberce düzenledikleri ve bu sene dördüncüsü yapılacak olan ses yarışması, bu iki ismin bıraktıkları servetin vârisi olan her iki vakfın "vefa" kavramına gösterdikleri saygıyı ifade etmesi bakımından gayet şık bir harekettir. Her iki vakıf, kuruluş maksatlarını daha yaygın şekilde uygulayabilmelerini sağlayan Safiye Ayla ile Zeki Müren'e bir yerde manevî borçlarını ödemektedirler...
Yapılan herşey buraya kadar iyi, hoş, güzel amaaaaa....
Bir yarışmada Safiye Ayla ile Zeki Müren'in adlarını beraberce kullanmak, yani her ikisini aynı kefeye koymak, hatâdır, zira bu iki ismin sanat hayatları birbirinden ak ile kara, gece ile gündüz ve hattâ iyi ile kötü gibi tamamen farklıdır. Türk Müziği'nin son büyük kadın sesi olan Safiye Hanım ciddi bir musiki çizgisinde yürümüş, Zeki Müren ise klasik benzeri bir icra ile başladığı meslekî hayatına çok uzun seneler piyasa sanatçısı kimliği ile devam etmiş ve kariyerini maalesef baygın bir arabesk şarkıcısı olarak noktalamıştır!
CALLAS VE MERCURY
Daha önce yapılan üç yarışmada ödüle lâyık görülen gençlerin, özellikle de Safiye Ayla ödülünü alan hanımların icra şekillerini, bu icranın Safiye Hanım'ın tavrı ile bir alâkasının bulunup bulunmadığını ve her iki vakfın ille de bir iş yapmak istediler ise Safiye Ayla ile Zeki Müren'in hatırasına neden iki ayrı yarışma açmayı düşünmediklerini, vesâireyi bir tarafa bırakıyorum... Ama, Safiye Ayla'nın hatırasına ve hizmetlerine vefâ göstermek için de olsa, isminin onun musiki çizgisinin tamamen dışında kalan bir başka icracı ile birarada kullanılması, emin olun, emsâlinin yetişmesi bundan böyle artık imkânsız olan rahmetli Safiye Hanım'ın hatırasına saygısızlıktır!
Herhangi bir batı ülkesinde birbirinin tamamen zıddı olan iki sanatçı için bu şekilde ortak bir organizasyon yapıldığını, meselâ "Maria Callas ve Freddie Mercury Ses Yarışması" açıldığını hayâl edin... Böyle bir işe kalkışmayı orada kimseler düşünmez, mümkün bile değildir ama, aklıevvelin birinin kalkıp da bu şekilde bir yarışma açması hâlinde işitenler şaka yapıldığını zanneder ve bir tarafları ile gülerler!
"Safiye Ayla ve Zeki Müren Ses Yarışması"nın da böyle bir komediden maalesef hiç farkı yoktur!