Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        IŞİD’in lideri olduğu söylenen ve geçenlerde kendini halife ilân eden Ebubekir El Bağdadi var ya...

        Üstad, bizdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından bir açıklama yapmış, Türkiye’nin İslam’a dönmesini istemiş ve seçimin galibi Tayyip Erdoğan’ın da kendisine biat etmesini irade buyurmuş.

        Emrin olur yâ Emîrü’l- Mü’minîn! İstanbul’a gelir, asırlarca hilâfet merkezi olan şehrimizi şereflendirirsin, biat merasimini de eski zamanlarda olduğu gibi Topkapı Sarayı’nın avlusunda yaptırırsın. Padişahların cüluslarında oturdukları ahşap üzerine som altın plâkalarla kaplı merasim tahtı avluya çıkartılır, sen tahta bağdaş kurup yerleşirsin ve artık kime emredersen gelirler ve sana biatlarını ifade ettikten sonra tahtın üzerindeki örtünün saçağını öpüp üç defa başlarına götürürler...

        KILIÇ KUŞANMADAN OLMAZ!

        Ama bizde âdettir, biatın ardından mutlaka “taklîd-i seyf” yani “kılıç kuşanma” merasimi lâzımdır... Hani krallar ve imparatorlar tahta geçmelerinden bir müddet sonra büyük bir merasimle taç giyerler ya, kılış kuşanma töreni o işin bizdeki karşılığıdır.

        “Taklîd-i seyf” töreni asırlar boyunca Eyüpsultan Camii’nde yapılmıştır, efendi hazretleri de bu işi orada hallediverirler. Kılıcı halife-hükümdarın beline genellikle Hazreti Muhammed’in soyundan gelenlerin yani seyyidler ile şeriflerin İstanbul’daki reisleri olan “nakibüleşraf” bağlamıştır, bu işi bazen Mevlânâ’nın soyundan gelen Konya Çelebisi de yapar ama bir defasında da Libya’dan gelen Şeyh Sünûsî’nin de kuşattığı bilinmektedir.

        Mesele de, işte burada: Kılıcı önceki asırlarda gerçi Osmanlı halifeleri kuşanmıştır, kuşatan da Nakibüleşraf veya Çelebi Efendi’dir ama biatları kabul edecek kişi, yani yeni halife Ebubekir El Bağdadi olunca herşey değişmiştir ve onun şânına lâyık bir kuşatıcı bulmak şarttır. Artık El Kaide’nin meçhul liderlerinden biri mi teşrif eder, gaipten bir allâme mi bulunur, kerameti kendilerinden menkul efendilerden yahut kutuplardan biri mi lâyık görülür, yoksa kalkıp Obama mı gelir, bilemem. Son karar Halife-i Rûy-i Zemîn, Sahibu’s-Seyf ve’l-Kalem ve Zıllullahi fi’l-Arzeyn, yani yeryüzünün halifesi, kılıç ve kalem -ilim ve güç- sahibi, Allah’ın iki cihandaki gölgesi Ebubekir El Bağdadi Hazretleri’ne kalmıştır! Bu işe en lâyık olan her kim ise, nev-zuhur halife keramet gösterecek ve o zâtı bizzat bulup seçecektir!

        İslâm dünyasında bir halife için yapılan son biat merasimi: Son Halife Abdülmecid Efendi, Topkapı Sarayı’nda 24 Kasım 1922 günü bağlılıkları kabul ediyor.

        EVCİLİK OYUNU MU BU?

        İşin şakası bir tarafa, hilâfetin tarih boyunca üç temele dayandığını daha önceden de yazmıştım: “Devlet”, “kılıç” ve “bey’at”... Yani, halife olacak kişinin bir devletin başında bulunması, dünyevî güce sahip olması ve Sünnî İslâm dünyası tarafından halife kabul edilip bağlılık yemini olan biatın yapılması şarttır.

        Şimdi her nereye gitse ardında kanlı bir iz bırakan bir örgütün lideri kendi kendini “Halife” ilân ediyor ama İslâm dünyasının önde gelen dinî otoritelerinin gıkı çıkmıyor, bir kişi bile “Yahu, bu ne biçim hilâfettir? Evcilik oynarken baba rolünü üstlenmek gibi halifelik mi ilân edilir? Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?” demiyor.

        Korkudan mı, yoksa adamı ciddiye almadıklarından mı, orasını Allah bilir!

        Diğer Yazılar