İngiltere 'kuşunu' arıyor!
BAŞLIKTAKİ “kuş” sözünü görüp de İngilizler’in argoda “kuş” kelimesi ile ifade ettiğimiz “saf”, “enayi” yahut “ebleh” cinsinden adamları yahut yine bizim argoda kullanılan ama burada yazmam ayıp kaçacak olan mâlûm organı aradıklarını zannetmeyin...
İngiltere hakikaten bir “kuş”, yani o iki ayaklı, kanatlı ve uçan yaratıklardan kendilerine lâyık olanını arıyor!
Bu iş için ülke çapında anket düzenleyecek, üzerinde karar kıldıkları kuşu da “ulusal sembol” yapacaklarmış!
Arayışlarının sebebi şu: İngilizler “Birçok devlet, değişik kuşları sembol olarak kullanıyorlar. Amerikalılar’ın, Almanlar’ın ve Ruslar’ın kartalları, Fransızlar’ın horozları, Avustralyalıların kivileri var ama bizim böyle bir kuşumuz yok” diye hayıflanıp kendilerine lâyık kuşu seçmeye karar vermişler ve anketi düzenleme işini bir milyon üyeye sahip olan “Kuşları Koruma Kraliyet Topluluğu” üstlenmiş. Topluluk sadece üyelerinin katıldığı bir ön eleme yapmış, elemede onbinlerce kuş cinsinden altmış adedi finale kalmış.
İKİ OYLAMA YAPILACAK
İngilizler, işte bu altmış kuştan hangisinin ülkelerinin sembolü olacağını belirlemek için bu hafta sonunda sekiz ay boyunca devam edecek bir oylamaya gidiyorlar. Önümüzdeki senenin Nisan’ında tamamlanacak olan oylamada en fazla oyu alan altı adet kuş son finale kalacak, Mayıs’ta yapılacak bir başka oylama ile de İngiltere’nin sembolüne karar verilecek!
Bahis hazır açılmışken, bugün bazı memleketlerin resmî arması olan ve hattâ spor klüplerine kadar daha birçok yerde kullanılan bu kartal figürünün nereden çıktığından da kısaca bahsedeyim:
Kartalın aslı, tâââ eski Mezopotamya medeniyetine kadar uzanan, Anzu yahut İmdugud isimli fırtına ve yağmur tanrısıdır. Sonraki asırlarda bir horozun yılan yumurtasının üzerine kuluçkaya yatması neticesinde dünyaya geldiğine inanılan değişik bir hayvan olarak düşünülmüş, bazen tek ve bazen de çift başlı olarak sembolize edilmiş, vücudunun yılandan, kartaldan ve daha başka yırtıcı hayvanların değişik yerlerinden meydana geldiği, nefesinin de öldürücü olduğu söylenen “basilisk” ismi verilen efsanevî bir kuş hâlini almış, Hazreti Süleyman ile ilgili bahislere de girmiştir.
ROMA’DAN SELÇUKLU’YA
Basilisk zamanla Roma’da ve Bizans’ta çift başlı kartal şeklinde kuvvet ve iktidar sembolü olmuş, Selçuklu, Kutsal Roma-Germen, Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Ermenistan, Sırbistan, Arnavutluk ve Karadağ gibi daha birçok devlet tarafından arma olarak kullanılmıştır. Hattâ, bizim padişahların saltanat kayıklarına kadar uzanmış ve kayıkların baş tarafında heykel şeklinde yeralmıştır. Polis teşkilâtımız ile bazı spor klüplerinin armalarında ve Türk Tarih Kurumu’nun logosunda da yeralan çift başlı kartal, işte bu basilisktir; bütün bunların yanısıra tıbbın ve eczacılığın da sembolüdür ve ölümsüzlüğe çare aranmasını temsil eder.
İngilizler vakti zamanında kartalı ellerinden kaçırdıkları için şimdi devlet arması olarak başka bir kuşun peşine düştüler. İngiliz gazeteleri, sayfalarında birkaç günden buyana “İngiltere’yi kanatlarının altına hangi kuş alacak?” yahut “Kartalı başkaları kaptı, bize ne kaldı?” gibisinden başlıklarla bu kanatlı yaratık seçiminden bahsediyorlar.
Biz aylardan buyana cumhurbaşkanlığı seçimi ve seçim sonrasının bitmeyen tartışmaları ile meşgulken adamlar ne kadar ciddî ve önemli bir başka seçim ile uğraşıyorlar değil mi?
Ve, unutmadan söyleyeyim: Hani biz millî sembolümüzün “bozkurt” olduğuna inanırız ya... Doğu Türkleri, yani şimdinin “Türkî” devletlerinin halkları bozkurttan pek değil, neredeyse hiç haberdar değillerdir ve millî sembolümüzün “keçi” olduğunu söylerler.
İnanmayan bir Özbek’e, Türkmen’e yahut Kırgız’a sorabilir...