Eski Türkiye'nin günahlarını FETÖ üzerinden temize çekmek
FETÖ bu ülkeye sayısız fenalık yaptı. Somut delil ve olayların etrafına sahte deliller üretti, çok önemli davaları sulandırdı, gerçek bir temizlenmeyi engelledi, yalancı tanıklar buldu, korkunç bir kumpas örgütü olarak devletin kurumlarını sardı, Türkiye tarihinin en kanlı darbesi olacak bir girişimde bulundu, yüzlerce kişiyi hunharca katletti.
Öte yandan bu devletin içine konuşlanmış tek suç örgütü FETÖ olmadığı gibi, bütün yanlışlıklar da onunla başlamadı. Aksine, var olan yanlışlar olmasa bu kadar azgın ve güçlü bir FETÖ de olamazdı.
Halbuki şimdi bakıyorum, herkes sütten çıkmış ak kaşığa dönmüş! Sanki FETÖ öncesinde devlet pür-i pak bir yapıydı! Eski askeri darbeleri bile FETÖ yaptı, demeye başladılar. El insaf! Son iddia şu: Meğer 28 Şubat’ı Kemalizm adına hareket eden darbeci generaller değil, Fethullahçı polisler yapmış!
O GÖRÜNTÜLERİ YAYINLAMANIZ İÇİN KAFANIZA SİLAH MI DAYADILAR?
Yahu bu FETÖ elemanlarının suçları zaten ortada. Ancak onların suçları üzerinden 28 Şubat darbesinin aktörleri kendilerini temize çekemezler. Neymiş? Müslüm Gündüz’le ilgili görüntüleri bugün FETÖ’den tutuklu polisler organize etmiş! İyi de o görüntüleri büyük bir iştahla ekranlarda döndürün diye başınıza silah mı dayadılar? Her gün Erbakan’a karşı o iğrenç manşetleri atın diye size bunlar mı baskı yaptı? MGK kararlarını da mı bunlar hazırladı?
Evet,Fethullah Gülen ve örgütünün mensupları Erbakan ve Milli Görüş’ün pasifize edilmesi ve kendilerinin güçlenmesi için önceleri 28 Şubat’ı desteklediler ancak daha sonra devletin içindeki güçler bunlara da yöneldi. Hatta Erbakan ve Milli Görüş hareketi, Gülencilerin 2 sene önceki kaypaklığına rağmen 1999 yılında askerin baskılarına karşı onların yanında yer aldılar. Gülen ise o sıra eski devletin baskısından korktuğu için ABD’ye kaçtı.
Şimdi hepimizin aklı ve hafızası ile alay edercesine, sanki hiç birimiz bu ülkede yaşamamışız gibi kendinizi FETÖ üzerinden temize çekmeye kalkmayın!
BARİ TAM OLSUN
Şunları da söyleyin tam olsun:
- 90’lı yıllarda İzmit-Adapazarı- Düzce üçgeninde bazı tanınmış Kürt işadamlarını öldürüp gömenler de FETÖ’cü müydü?
- Binbaşı Cem Ersever ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım da Fethullahçı mıydı yoksa?
- Acaba JİTEM, FETÖ’nün bir yan kolu muydu?
- Merve Kavakçı’yı linç edenler ve onu kendi ülkesinde yaşayamaz hale getirenler de mi Fethullahçı’ydı?
- 17 bin faili meçhul cinayetin hepsini de bunlar mı işledi?
- Dün 24. yılını hüzünle andığımız 2 Temmuz 1993 Madımak katliamı da ya da 1978 Maraş katliamı da mı FETÖ organizasyonu idi?
BOGOTA GÜNLERİ VE FARC
Geçen yıl temmuz ayında FARC ve Kolombiya devleti arasında çift taraflı ateşkes üzerine uzlaşıldığında bu ülkenin başkenti Bogota’daydım. Bir Güney Amerika seyahati yapıyordum ve ne ilginç bir tesadüf ki tam da Kolombiya ayağında böyle tarihi bir süreç gerçekleşti.
52 yıldır süren çatışmaların ardından gelinen nokta, sokağın her zerresine yansıyordu. Yaklaşık 220 bin kişinin yaşamını yitirdiği, 6 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığı çatışmalar dönemi iniş ve çıkışların ardından bitmek üzereydi…
Kolombiyalılar zor şartlara ve talihsiz öykülerine inat neşeli insanlardır. Ancak o günlerde karşılaştığım neşe yalnızca doğalarından kaynaklanan neşe değildi. Başkent Bogota hep birlikte, sokaklarda ateşkese dans ediyordu. (Arşivimde bulduğum Bogota sokaklarından bir videoyu HT Dokun’da sizinle paylaşıyorum)
Ancak… Bu tabloya rağmen, kasım ayında referanduma sunulan barış anlaşması aynı halk tarafından yüzde 50.24 ile reddedildi. Ve hiç kimse sandığa hile karıştı filan diyerek sonuçlara isyan etmedi! Bunun üzerine taraflar yeniden kolları sıvadı, yeni bir anlaşma hazırladı ve bu anlaşma Kolombiya senatosunda oylanarak hayata geçti.
ONLAR BAŞARDI, BİZ NİYE BAŞARMAYALIM?
FARC silahları teslim etti, silah depolarına kilit asıldı. 1 Ağustos’ta da BM ve uluslararası gözlemciler eşliğinde tüm cephane ve silahlar imha edilecek.
Bu sürecin mimarı Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos. Santos bir dönem, örgütün üzerine çok sert şekilde giden şahin bir siyasetçi olarak biliniyordu. 2011’de son barış süreci başlayana kadar güvenlikçi politikalarla yürüdü, FARC’ı zayıflattı ve 2012’de kamuoyuna süreç duyurulduğunda çok zıt tepkiler aldı. Başarıya giden 5 yıl hiç de kolay olmadı. İnişler ve çıkışlar yaşandı. Ateşkes dönem dönem çöktü ama kararlılık bitmedi.
Kolombiya farklı dinamiklerden beslenen, bambaşka bir coğrafya olsa da FARC’a karşı zaferden bize düşen çok mesaj var. Bir kere barış süreçleri uzundur, inişli çıkışlıdır, birçok kez biter gibi olur ama sonuca inanırsanız başarı gelir. Bizde de benzer kararlılığın olduğunu düşünüyorum. Elbette Ortadoğu çok daha zor ve karmaşık bir coğrafya ancak PKK’nın silahları gömmesi ve kalıcı barış süreci için önümüzdeki dönem yeni bir paradigma ile bir başlangıç daha yapılabilir…