Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Barzani’nin ilan ettiği referandum tarihi yaklaşırken tansiyon artıyor. Türkiye çok net bir şekilde bu referandumu kabul etmeyeceğini söylüyor. Erbil ise tüm telkinlere direniyor. İsrail dışında hiçbir devlet açık destek vermiş değil. ABD zamanlamasını yanlış buluyor, İran askeri tehditte bulunuyor, Bağdat yönetimi zaten bunu engellemek için elinden geleni yapacağını açıkladı.

        Ben birkaç ay önce kategorik olarak Kürt devleti fikrine karşı olmanın çok yanlış olduğunu, kriterin Türkiye’nin güvenliği ve toprak bütünlüğünü korumak olması gerektiğini yazmıştım. Böyle bir girişim Ortadoğu’daki dengeleri altüst edip yeni kaos, hatta savaşlara yol açabilir mi? Türkiye bundan kötü etkilenir mi? Çok kan dökülür mü? Bu soruların cevabı üzerinden bir pozisyon almanın doğru olacağını düşünüyorum.

        Öte yandan “Akıntıya kürek çekiyor gibi görünen Barzani yönetiminin havası nasıl, 25 Eylül’de referandumu yapmakta kararlılar mı ve Türkiye’ye nasıl bakıyorlar?” soruları da kafamı kurcalıyor. Bu sorulara cevap bulmak için Erbil’de Mesud ve Neçirvan Barzani’nin yakın çevresinden güvendiğim kaynaklarla konuştum. Size oradaki havayı aktarayım...

        25’İNDE KESİNLİKLE SANDIK

        Peki tüm bu zorluklara rağmen 25’inde sandığa gitmekte kararlılar mı? Konuştuğum bütün kaynakların tartışmasız tek yanıtı: Evet. “Ne olursa olsun, kim karşı durursa dursun bütün Kürdistan halkı bu konuda bir ve karşımıza kim çıkarsa mücadele etme gücüne sahip” cevabını aldım. Açıkçası bizim Dışişleri kaynaklarından edindiğim bilgi, Bağdat hükümetinin olası müdahalesine karşı Erbil’in elinde yeterli sayıda peşmerge gücü olmadığı, Barzani’nin sınırlarını korumasının imkânsız olduğu idi. Ancak Erbil’dekilere böyle söyleyince, “Sayı önemli değil, Baas rejiminin ordusu çok daha güçlüydü ama bizde moral üstünlük var” dediler.

        Mesud Barzani

        KÜRDİSTAN FEDERAL CUMHURİYETİ

        Konuşulan başka bir iddia ise Barzani’nin referanduma gidip bağımsızlık ilanı konusunda aceleci olmayacağı. Gördüğüm kadarıyla bu iddia da doğru değil. Planlanan, referandumdan sonra maksimum 1 yıl içinde bağımsızlığın ilan edilmesi. Yeni devletin isminin de Kürdistan Federal Cumhuriyeti olmasını istedikleri bilgisini aldım. Bu devlet Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Kerkük’ten oluşacak, sonra belki Halepçe de eklenebilir, deniyor. (Tabii bunlar Erbil’de planlanan ve hayal edilenler. Ben oradaki havayı aktarıyorum, neyin olup olmayacağını zaman gösterecek-N.A.)

        Neçirvan Barzani

        ‘SINIRLARI VE PETROL GELİRLERİNİ BAĞDAT’LA MÜZAKEREYE HAZIRIZ’

        KONUŞTUĞUM kaynaklar yukarıda yazdıklarımın gerçekleşeceğine kesinlikle inanmış görünüyorlar. Müdahaleyle karşılaşmayacaklarını düşünüyorlar. 2018’deki seçimlerin hesabıyla İbadi’nin karşı tavır aldığını, bunun iç siyasete yönelik bir pozisyon olduğunu söylüyorlar. Bağdat hükümetiyle de 2 konuda müzakereye açık olduklarını belirtiyorlar.

        1- Sınır meselesi: Kürdistan sınırları içinde olan ama Kürt nüfusun az olduğu Diyala bölgesindeki Sadiye Kasabası gibi bazı alanlar üzerine konuşmaya, sınırları müzakere etmeye hazırız.

        2- Petrol gelirleri meselesi.

        ‘İRAN, PETROLÜ ONA GÖNDERELİM DİYE OYUN OYNUYOR’

        Anladığım kadarıyla Erbil, İran’ın karşı çıkışını Türkiye ile Irak Kürdistan’ının arasını açma planının parçası olarak görüyor. Bu iddiaya göre Türkiye referandum üzerinden Barzani ile köprüleri atacak, petrol ihracatını durduracak, Erbil de Türkiye’ye sattığı petrolü İran’a satmaya başlayacak. Kısacası, İran’ın Kürdistan petrolünden faydalanmak için iki tarafı karşı karşıya getirmeye çalıştığına inanıyorlar.

        ‘TÜRKİYE, TÜRKMENLERE SAHİP ÇIKMAK İSTİYORSA REFERANDUMU DESTEKLEMELİ’

        Türkiye’nin en büyük kaygılarından biri de Türkmenlerin durumu. Konuştuğum isimler, Türk televizyonlarında konuşan Türkmenlere kulak asılmaması gerektiği, durumu anlamak için Erbil’e gelmemizin doğru olacağını söylüyorlar. “Bizim Türkmenlerle hiçbir sorunumuz yok, etnik çatışma yok, kardeşçe yaşıyoruz” diyorlar.

        ‘PKK REFERANDUMA KARŞI, TÜRKİYE BUNU GÖRMÜYOR MU?’

        BANA söylenenler, Erbil’de Türkiye’ye verilen önem ve geliştirilen ilişkilerin korunmasına dair beklentiye işaret ediyor. Dedikleri şu: “10 yılı geride bıraktık, Kürtler Türkiye’nin Ortadoğu’daki stratejik tek müttefiki. Yıllardır istediğimiz ve söylediğimiz bir şeyi yapmamıza karşı çıkmamalarını bekliyoruz. Bu referandum Türkiye’nin aleyhine değil ki! Aksine! Bakın, PKK referanduma sert bir şekilde karşı çıkıyor. Şayet Barzani zayıflarsa Kürt siyasetinin liderliği konusunda PKK terör örgütünün önü açılmış olacak, bu PKK’nın lehine olacak.”

        ‘HALKBANK’TAN 2 AYDIR MAAŞLAR ÇEKİLEMİYOR’

        IRAK Kürdistan bölgesinin en tanınmış gazeteci-yazarlarından Rebvar Kerim Veli ise ilginç bir ayrıntıyı dile getirdi. Türkiye’nin Barzani’yi bu işten vazgeçirmek için temaslarda bulunduğu, Bağdat ve Erbil arasında mekik diplomasi yaptığı biliniyor. Ancak başka yolları da denediğini Veli ile konuşurken anladım. Erbil’den alınan petrolün parası Halkbank’a yatıyor, oradan çekiliyormuş. Rebvar Kerim’in söylediğine göre 2 aydır Halkbank’tan maaşlar alınamıyor, bu da Erbil’de ciddi sıkıntı yaratıyormuş.

        SÖYLENENLERDEN ÇIKARDIĞIM SONUÇLAR

        Yukarıda yazdıklarım Erbil politikasının mimarları ve yakın takipçilerinin perspektifi. Yorum katmadan orada konuşulanları aktardım. Barzani 2005 yılında Irak Kürdistan bölgesinin başkanı olduğunda bağımsızlık referandumuna gideceğini açıklamıştı. Şimdi bunu gerçekleştirmek istemesi bir sürpriz değil. Kürtlerin de her halk gibi devlet kurma hakkı elbette olmalı. Bizim açımızdan tek kriter, toprak bütünlüğümüze yönelik bir tehdidin ortaya çıkmaması. Üstelik Barzani, Türkiye’nin müttefiki. O bölge adeta ülkemizin hinterlandı. Türkiye’den giden yardım ve girişimlerle büyüdü, gelişti.

        Kürtlere ve Doğu sınırımızdaki her türlü unsura düşman gözüyle bakan eski dış politika çizgisi Türkiye’ye çok şey kaybettirmişti. Bu anlayışın değişmesi sayesinde Barzani yönetimi ile Türkiye’nin lehine ilişkiler kurabildik. Ben bu tablonun değişmemesinin iki tarafın da lehine olduğunu düşünüyorum. Barzani 12 yıl önce bu referandumun yapılacağını zikretmişti ama şu an Ortadoğu’da bütün dengeler altüst. 25 Eylül’de ısrar, bir meydan okuma gibi görünüyor. Ben referandumun ertelenmesinin mevcut konjonktürde Irak Kürdistan’ında yaşayan herkes için daha doğru olacağını düşünüyorum...

        Diğer Yazılar