Atatürk'ü sevmek
CUMHURİYETİN 94. yılını kutluyoruz. Ülkenin dört bir yanında, büyük, içten, görkemli kutlamalar yapılıyor. Ben sizlere bu yazıyı Beştepe’deki resepsiyona gitmek için bindiğim Ankara uçağından yazıyorum.
Her sene 29 Ekim coşkulu kutlanır ama gördüğüm kadarıyla 15 Temmuz’dan sonra değişen bir şeyler var. O akşam hepimize yönelen tehdit ne kadar farklı olursak olalım bizleri ortak değerlerde kenetledi. Bu değerlerin başında da Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet geliyor. Cumhuriyete daha çok sahip çıkıyor, onun önemini daha net görüyoruz 2015 Temmuz’undan beri.
Ancak bu, eskinin tabularla yüklü günlerine dönmek anlamına gelmiyor, gelmemeli. Atatürk’ü sevmek, onu kutsallaştırmak değildir. Onu doğruları ve yanlışlarıyla değerlendirebilmek, hakkında konuşabilmektir. O nedenle post 15 Temmuz’un yarattığı iklimi iyi değerlendirebilir, buradan sağlıklı bir “Mustafa Kemal sevgisi” üretebilirsek toplumdaki kutuplaşmanın da, birçok gerilimin de önüne geçebiliriz. Ancak bunu başarabilmek için öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’ü, öfkeli, dogmatik Atatürkçülerin tekelinden kurtarmak gerekiyor...
**************
GÖKÇEK’İN VEDASI
MELİH Gökçek söylediği gibi cumartesi günü belediye meclisini toplayarak istifa etti. Merakla bekleniyordu konuşması. Acaba meydan mı okuyacak? Başka bir partiye göz mü kırpacak? Bir sürpriz mi yapacak?
Bunlardan hiçbiri olmadı. Zaten Gökçek’i tanıyan ya da iyi takip edenler bunların olmayacağını biliyordu. Onun yerine uzun uzun yaptıklarını anlattı ilk bölümde Melih Bey. Bu kısım beklenen kısımdı. Daha sonra ise Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin yaptıklarını anlattı. En sonunda bir üçüncü bölüme geçti ki... İşte orası çok samimi ve duygusaldı.
Apaçık üzgün olduğunu ama liderinin emrine karşı gelmeyeceğini büyük bir metanetle söyledi. Dava ahlakından geldiğini, o davada nefse uymanın olmadığını hatırlattı. Hakkındaki spekülasyonlara net bir şekilde karşı çıktı, “Her türlü soruşturmadan alnım ak çıktım” dedi. Ve “Ankara’da doğdum, büyüdüm, inşallah Ankara’da ölmek istiyorum” diye bitirdi.
Kolay değil 23 yıllık hatta ilçe belediye başkanlığından alacaksak 35 yıllık bir şapkayı çıkarmak, insanın kendisiyle özdeşleşen, hayatının ta kendisi olan bir işe beklenmedik bir şekilde veda etmek... Ama Gökçek bunu büyük bir olgunluk ve doğallıkla başardı. Ben hâlâ bu meselenin iletişimi ve gerekçeleriyle ilgili soru işaretlerimi koruyorum öte yandan AK Parti’nin başarısı da bu metanette ve sadakatte gizli galiba...
**************
YAZDIĞIM GİBİ BARZANİ BAŞKANLIĞI BIRAKIYOR
MESUD Barzani cumartesi günü, 1 Kasım’da başkanlığı bırakacağını açıkladı. Ben, Barzani’nin referandumu askıya alıp koltuğunu 1 Kasım’da bırakacağını 9 Ekim’de bu köşede yazmıştım. Tabii o zamanki plan bir zaferle bırakmaktı. Seçimlere kendi girmeyecek, siyaset üstü bir pozisyona geçecek, referandumu askıya aldığını açıklayacaktı.
Irak Ordusu İran’ın desteğiyle hiç beklenmedik şekilde müdahale etti ve Barzani büyük bir hezimete uğradı. Ancak yine de gelişmeler o yazıda yazdığıma paralel ilerliyor. Referandumun askıya alındığı açıklandı ve Barzani görevini bırakıyor.
**************
TEBRİKLER SAYIN KURTULMUŞ
GEÇEN hafta cumartesi Dalaman’da yapılacak, turizm adına çok önemli bir kongreden bahsetmiş, Turizm Bakanı’mız Numan Kurtulmuş’un bu kongreden haberi olup olmadığını sormuştum. Önemli diyorum, çünkü Hindistan turizmde çok kritik bir pazar. Türkiye yıllarca boşlamış. Halbuki 1 milyar 100 milyon Hindistan vatandaşının yüzde 1’inin pasaportu var ve bu devasa bir rakam. Dalaman’a Hindistan’ın turizm potansiyelini elinde tutan acentelerin yüzde 60’ının gelmesi bekleniyordu, bu da 18 milyon turist demek! Türkçe’sini söyleyeyim: Elbette Batılı turisti ne yapıp edip yeniden kazanmak hedeflenmeli ama böyle bir sayıyı kendimize çekmeyi başarırsak Avrupa’dan turist gelmiş gelmemiş, keyfe kalır...
Sayın Kurtulmuş böyle bir pazarın önemini çok iyi bilebilecek bir isim. Nitekim turizmi yükseltmek için hiç durmadan çabalıyor. Beni yanıltmamış ve kongrenin içeriğini öğrenir öğrenmez ilgilenmiş, geçtiğimiz hafta düzenlenen kongreye katılıp açılış konuşmasını yapmış. Bu jestin Hindistanlı acenteler için çok önemli bir motivasyon olacağına inanıyorum...
**************
RESİMDEKİ AYRINTIYA DİKKAT
SON yazımda yeniden açılan Rejans’ı anlattım. Beni ne kadar etkilediğini yazdım. Ancak detaylar için yerim yoktu. Bugün de orada gördüğüm ve çok ilgimi çeken bir tabloyu sizinle paylaşıyorum. Dikkatli bakarsanız çok ilginç bir şey göreceksiniz.
Sağ üst köşeye bakın. Uçağı fark ettiniz mi? Bu resmi Rus bir ressam çizmiş, ismini maalesef söyleyemediler. Türk-Osmanlı ilişkilerini anlatırken içine uçak krizini de koymuş. Yani artık sanat tarihinin de bir parçası olmuş düşen Rus uçağı.