Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’nin gündemi 17 Nisan Salı gününden itibaren değişmiştir. Bundan sonra artık erken seçime giden bir ülke var. Devlet Bahçeli’nin önerisiyle bir anda gözler 2018 Ağustos’una çevrildi. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli bir araya gelecekler ve eminim seçim kararı açıklanacak.

        Açıkçası bu yazıyı yazmak benim için hiç sürpriz değil. Aylardır herkese rağmen ısrar ve inatla bu yaz seçim olacağını söyleyen ve kaleme alan bir gazeteciyim. Daha geçen hafta Habertürk TV’de katıldığım tartışma programında aynı görüşümü tekrarladım. Neden mi?

        1) Türkiye her şeyi 2019 seçimlerine endeksledi. Hayat bir anlamda “pause” tuşuna alındı. Toplum gergin. İş dünyası bekliyor. Bu belirsizlik ülkeyi yavaşlatıyor.

        2) Mart yerel seçimleri bir ölüm kalım mücadelesi havasına büründü. Sanki orada bir kayıp yaşansa iktidar değişecek gibi bir hava oluştu. Bu yerel seçimin dinamiğine ters ve son derece sağlıksız bir durum.

        3) Ekonomi çok ciddi bir sınavdan geçiyor. Dolar tırmanıyor, dünyada belirsizlik var. Suriye’deki savaş birçok dengeyi etkiliyor. Bu da piyasaları tutmayı zorlaştırıyor.

        4) Suriye’deki gelişmeler yalnızca ekonomik anlamda değil, siyasal anlamda da ciddi bir belirsizlik yaratıyor. Yanıbaşımızda bir dünya savaşı çıkma olasılığı var. Şayet belirsizlik artarsa iktidar açısından seçim kazanmak zorlaşır.

        5) AK Parti-MHP ittifakı çok iyi bir rüzgâr yakalamış durumda. Afrin Harekâtı, bu ittifaka desteği önemli oranda artırdı. Terörle mücadele gayet iyi gidiyor. Anketler bu ittifakın sandıkta istedikleri başarıyı getireceği yönünde rakamlar gösteriyor. Siyasette yarın ne olacağı belli olmaz, böyle bir hava yakalayan aktörler açısından seçim kararı son derece mantıklı.

        ***********

        DANIŞIKLI DÖVÜŞ DEĞİL AMA...

        MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan, “AK Parti’yle görüşülmüş konu değil. Bu bir danışıklı dövüş değil” açıklaması geldi. Peki Bahçeli bu açıklamayı kimseyle paylaşmadan, önceden konuşmadan mı yaptı? Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan da o an mı öğrendi?

        Şu kadarını söyleyeyim: Evet, bu bir danışıklı dövüş değil ama bir istişarenin sonucu. Ne MHP cephesi ne de AK Parti cephesi böyle bir karar almak için karşı tarafa danışacağını kabul etmiyor, öte yandan önceden bu konu üzerinde istişare edildiği, tarafların benzer görüşleri ifade ettikleri de çok güvendiğim kaynaklardan duyduğum bilgiler...

        ***********

        MUHALEFET İÇİN AVANTAJLI MI?

        ÖTE yandan işin bir de muhalefet ayağı var. CHP de erken seçimden yana. Zaten bunu sık sık dile getiriyordu. Bahçeli’nin çağrısı üzerine “Hodri meydan” demesi bir sürpriz değil. Bunu, “Toplum gergin, iktidarı değiştirmek istiyor. İktidar ise çekiniyor” tezine dayandırıyor.

        HDP ve İYİ Parti de erken seçime destek açıklaması yaptılar. Yani karara engel çıkaran herhangi bir siyasi aktör görünmüyor. Halbuki bence muhalefet açısından daha avantajlı olan yukarıda saydığım sebeplerden ötürü 2019 seçimleridir.

        ***********

        ISRARLA ‘ERKEN SEÇİM YOK’ DİYENLER

        BU yazının üzerinden epey zaman geçti ve erken seçim ihtimalinin olmadığı birçok kişi tarafından defalarca yazıldı ve söylendi. Tabii bunu bir şeye dayandırmadan ileri sürmediler. Hükümet cephesi ısrarla seçim tarihinin değişmeyeceğini dile getirdi. AK Parti erken seçime mecbur kalınmadıkça gidilmemesi gerektiğini hep savunmuş bir parti. O nedenle bu açıklamalar bu çizginin değişmediğini göstermek bakımından manidardı.

        Ancak şimdi MHP’nin bir önerisi var ortada. Yani hükümet kendi kendine bir erken seçim kararı almıyor. Zaten CHP aylar öncesinden bir çağrı yapmış. Üstelik Ortadoğu’da işler çok kızıştı. Bir savaş ihtimaline karşı belirsizliğin hâkim olduğu bir ülke zayıflık alametidir. İşte bu tezlere dayanarak AK Parti’nin erken seçime yeşil ışık yakması son derece akılcı ve tutarlı.

        ***********

        5 AY ÖNCEKI YAZI

        25 Ekim 2017’de bu köşede “Cumhurbaşkanlığı sandığı 2018’de kurulur mu?” başlığıyla bir yazı yazmıştım. O yazıda şunları söylemiştim:

        “Türkiye, 31 Mart 2019 yerel seçimlerine kilitlendi. Sanki bu seçimler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti için ‘Tamam mı devam mı’ seçimi olacak havası yayılmaya çalışılıyor. Bu da her iki tarafta müthiş bir gerilim yaratıyor.

        Ne ilginç bir tesadüf ki bu yazıya oturduğum sırada Kemal Kılıçdaroğlu ‘Seçimleri öne alalım’ çağrısı yaptı. Benim de kulağıma son günlerde AK Parti içinde farklı noktalardan aynı şey geliyor: Cumhurbaşkanlığı seçimini ya parlamento seçiminden ayırarak (bunun için bir Anayasa değişikliği gerekiyor) ya da parlamento seçimleriyle birlikte 12 Ağustos 2018’de yapmak. Bu seçenek telaffuz ediliyor. Böyle yapılırsa çok büyük bir sürpriz olmazsa Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçilir. Öte yandan bir varlık mücadelesine dönen yerel seçimler rahatlar. 31 Mart’a çok daha huzurlu bir ortamda gidilir...’’

        12 Ağustos ya da 26 Ağustos ya da belki 15 Temmuz, sonuçta ufukta bu yaz için bir sandık görünüyor...

        Diğer Yazılar