Doğum gününde başlayan yarış
CHP’de haftalardır konuşulan isim bugün açıklanıyor. Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı olarak yola çıkıyor. Bu, İnce için çok anlamlı ve duygusal bir çıkış olacak. Sanki tarih ona göre ayarlanmış gibi. Zira 4 Mayıs, Muharrem Bey’in doğum günü.
Peki onca isim konuşulurken nasıl oldu da ibre İnce’ye döndü? Bu sorunun cevabını çarşamba günü yazmıştım. Partinin içinde İnce’nin bir kitlesi var. Parti yönetimi, Abdüllatif Şener gibi isimleri öne çıkarmak istese de parti, alaylı bir CHP’li olan İnce’yi istedi.
Açıkçası rakiplerine kıyasla Muharrem Bey de canla başla buna talip oldu. İsmi geçen diğer adaylar bu konuda tek kelime etmezken o her platformda Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini dile getirdi. En sonunda parti içindeki rüzgârlar onu adaylığa kadar taşıdı.
***********
İLHAN KESİCİ’NİN İLAN ETMESİ
MUHARREM İnce’nin adaylığı kadar, bu adaylığı açıklanmasından 1 gün önce İlhan Kesici’nin duyurması da önemli. Zira Kesici, İnce’nin yanı sıra adaylık için öne çıkan isimlerden biriydi. Peki nasıl oldu da kendisinin değil de İnce’nin aday olacağını o duyurdu? Acaba Kemal Bey mi Kesici’ye böyle bir görev verdi?
Partinin içinden farklı kaynaklara sordum. Kemal Bey ile İlhan Kesici arasında bu konuda bir diyalog olmamış. Ancak parti yönetimi, İnce’den bugünkü açıklamanın ertesinde yapması için bir konuşma hazırlamasını istemiş, yani adaylığını kendisine bildirmiş. Bu da parti içinde duyulunca iş netleşmiş.
***********
ARTIK KILIÇDAROĞLU’NUN DEĞİL, ERDOĞAN’IN RAKİBİ
MUHARREM İnce, CHP Genel Başkanı olma iddiasıyla dikkatleri üzerine çekmiş ve Kılıçdaroğlu yönetimine çok ciddi eleştiriler getirmiş bir isim. Bu eleştirilerini de son döneme kadar sürdürüyordu. Partinin temel prensiplerinden uzaklaştığını, Atatürkçülük ve laiklik konusunda ilkelerinden ödün verdiğini ileri sürüyordu.
Artık Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanlığı adaylığına da veda ediyor Muharrem Bey. Bundan böyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun değil, Tayyip Erdoğan’ın rakibi.
Partinin içinde onda karar kılınmasını yanlış bulan ve “Daha geniş bir tabana hitap etmek için klasik CHP çizgisinin dışında bir aday olmalıydı” diyenler, Kılıçdaroğlu’nun rakibini eleme hususunu da göz önünde bulundurarak İnce’de karar kıldığını söylüyor. Açıkçası ben buna pek ihtimal vermiyorum. Kemal Bey kendini arka planda tutarak mümkün olduğu kadar çok oy alabilecek bir isim bulmak için canla başla çalıştı. Böyle kişisel hesaplar içinde olduğunu söylemek adaletsizlik olur. Ancak istediği gibi bir isim bulamadı. Ve sonunda parti içinde, kendi tabanlarını memnun etme stratejisi ağır bastı.
***********
SULTANAHMET’TE ÖZLENEN KALABALIK
PAZARTESİ günü kendimize 1 günlük izin verdik. Ela ve Yasemin’le birlikte Sultanahmet turuna çıktık. Son zamanlarda ne zaman buraya yolum düşse moralim bozuluyor, canım sıkılıyordu. Ancak bu kez öyle bir manzarayla karşılaştık ki...
Eminönü’nden yukarı çıkan yollarda başlıyordu kalabalık, İran Başkonsolosluğu’na ulaştığımızda ise iğne atsanız yere düşmez hale gelmişti. Topkapı Sarayı’na vardığımızda “İşte özlediğimiz İstanbul bu” dedik.
Kapıdan akın akın turist giriyordu. Çinliler, gruplar halinde, yüzlerce. İspanyolca konuşanlar. (Sonra çoğunun Latin Amerikalı olduğunu öğrendik. Türk dizilerini izleyip İstanbul’u merak ediyorlarmış). Çeşitli Körfez ülkelerinden gelen Araplar. İranlılar, Ruslar. Ve Avrupalılar. Evet, evet uzun zaman sonra Fransızlar, İtalyanlar yeniden Türkiye’ye gelmeye başlamışlar. Terör saldırılarının korkusu büyük ölçüde aşılmış.
Belli ki bu yıl turizm sezonu iyi geçecek. Yalnızca güneyde değil İstanbul’da da oteller dolu olacak. Yeniden yakaladığımız bu şansı iyi değerlendirmek, İstanbul’u yeniden bir cazibe merkezi haline getirmek gerekiyor. Son yıllarda Arap turiste yönelik alışveriş turizmi çok gelişti. O nedenle alışveriş merkezleri çeşitlendi, buna uygun eğlence yerleri, lokantalar açıldı. Ancak kültür turizmi yerinde saydı. Şimdi yeniden tarihi bölgelere odaklanmak, Uzakdoğulu ve Batılı turisti çekecek mekân ve anlayışları geliştirmek gerek.