Hayranlar illa ki var
Letonya’da düzenlenen Genç Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndan altın madalyayla dönen Milli Takım’la Abdi İpekçi Spor Salonu’nda buluştuk... Avrupa Şampiyonu olarak bir ilki gerçekleştiren altın çocukları biraz tanımaya ne dersiniz?
Biraz izledim onları... O kadar hayat dolu, eğlenceliler ki; daha röportaj başlamadan işin sırrı çıktı ortaya. Onlar iyi anlaşan arkadaşlar ve oyun oynarken çok eğleniyorlar. Antrenör Taner Günay "Bundan 4 -5 sene önce çıktığımız bu yolda hedefimiz doğru oyuncularla doğru yere gelmekti" diyor. Bunu başarmak için gerçekten çalışmışlar. O zaman bu kadroyla, şimdi 2016 Olimpiyat Oyunları'nda bir derece, sonra dünya şampiyonasında bu kez şampiyonluk neden olmasın?
EMİRCAN KOŞUT
Seni tanıyalım biraz...
1995'te İstanbul'da doğdum. Yugoslav göçmeniyim. Bayrampaşa'da oturuyorum. Anadolu Efes'te oynuyorum.
Hidayet de oralarda oturuyordu...
İki sokak aşağıda, Semih Erden de öyle...
Annen, baban?
Onlar da basketbolcuydu. Babam Zülfü Koşut'un İTÜ'de, Beşiktaş'ta ve Milli Takım'da oynadığı dönemlerden fotoğrafları var. Annem Mersin'de oynamış, çok anısı yok.
Nasıl tanışmışlar?
Arkadaşları tanıştırmış, "Yakışırsınız birbirinize aynı işi de yapıyorsunuz" diye...
Ve sen olmuşsun; iyi yapmışlar o zaman... Anadolu Efes'e gelmen nasıl oldu?
Bayrampaşa Sancak'tayken birkaç yerden teklif gelmişti ama en güzeli buydu. Basketbol sadece oyun ya da iş değil gerçekten yaşam demek benim için.
Bir de basketbolcular düzgün, sakin insanlardır...
Sanırım kültürlü ailelerden yetişiyorlar, doğuştan eğitimli oluyorlar, o yüzden.
Basketbol dışında ne yaparsın?
Playstation severim, sinemaya giderim.
Kız arkadaşın var mı?
Var.
Hayranlarla aran nasıl?
Bazen aşırı tepki veriyorlar, "Oha boya bak" diye. Bir de komik olmayan espriler yapıyorlar, yok sulak alanda mı büyüdün vs... Onlar sinir bozucu oluyor.
Eğitim?
Lise bitti, üniversiteye fazla gidemeyeceğim için beden eğitimi falan düşünüyorum.
CEDİ OSMAN
Cedi ne demek?
Lider demekmiş.
Tanıyalım seni...
Makedonyalıyım ama 4 yıl orada yaşadım. 1999'da Bosna Hersek'e gittim. 9 yıl sonra Efes'ten çağırdılar. Kabul edilince ailemle birlikte buraya yerleştik. 1991'li abim Caner de ikinci ligde oynuyor. Ailem bütün işlerini bizim için bıraktı.
Nasıl başladın basketbola?
Küçükken çok hiperaktifmişim. Elime ne geçerse bulduğum uzaktaki bir kutuya fırlatırmışım. Karateye yazdırmışlar. Olmayınca sonunda basketbola başladım ama normalde bu kadar uzun değildim, bir anda uzadım. Evde oturmayım diye başladığım spor, hayatım oldu. Çok güzel bir yaşantım var Türkiye'de.
Sevgilin var mı?
Var.
O da uzun mu?
1.86. Fenerbahçe'de voleybol oynuyor.
Birbirinizin halinden iyi anlıyorsunuzdur...
Aynen. Bazen 1 ay görüşemediğimiz oluyor ama kimse şikâyet etmiyor.
Eğitim?
Doğa Koleji'ne gidiyorum, genelde sınavlara... Üzülüyorum tabii ama kitap, gazete okumaya çalışıyorum.
Bu gençler ileride ne yapar?
Bence bu takım daha çok biraraya gelir. Letonya'da geçen sene 9. olduk ve onun tekrarlanmaması için iyi bilendik. Kiminin ayağı burkuldu, kiminin eli sakatlandı ama kimse bırakmadı. Başardık...
KEREM KANTER
Seni biraz tanıyoruz, soyadından...
Evet ağabeyim Enes...1995'te Gemlik'te doğdum. Ağabeyim sayesinde Fenerbahçe'de basketbola başladım. 4 sene oynadıktan sonra ABD'ye gittim ve şimdilik oradayım.
Nasıl bir ağabeydir Enes?
İyidir... "Sizin takım çok iyi, kesin şampiyon olursunuz" dedi, olduk. "Bizim takım da çok iyiydi ama sizde arkadaşlıklar çok sağlam, bu çok önemli" demesi ilginç mesela.
Aynı takımda oynamak ister miydiniz?
Milli takımda birlikte oynamak isterim.
Hayranlar ne alemde?
İlla ki var. Ama sevgilim yok. Enes yüzünden alışığım zaten hayranlara.
"Sayesinde" değil de "yüzünden" demek; Enes duymasın!
Tamam sayesinde...
Ne zaman yolculuk?
22'sinde dönüyorum ama daha nerede oynayacağımı bilmiyorum.
EGEMEN GÜVEN
Kimdir Egemen, basketbola nasıl başladı?
Basketbola çok küçük yaşta Efes Pilsen'de başladım.7 yaşındaydım. Boyum hep çok uzundu. Benimle çok dalga geçerlerdi, ben de ağlardım. Babamın Ankara'ya tayini çıkınca ODTÜ'de oynamaya başladım. Babamın sürekli tayini çıktı. Sonra İzmir'e gittik. Karşıyaka'da oynamaya başladım. Hâlâ da oradayım. Annemle babam da basketbolcu. Annem Yükseliş Koleji'nde oynarken 7 kere üst üste Türkiye şampiyonu olmuşlar. Babam da Karşıyaka'da oynamış. Aklıma komik bir şey geldi. Taner ağabey gelmişti Karşıyaka'ya, Milli Takım için. Babamın yaşını sormuştu, 37 diyeceğime heyecandan 50 demiştim.
İyiymiş... Yeni yeni tanınıyorsun, okulda falan kızlar ne diyor?
Kız yok okulda.
Yollardaki kızlar?
Sosyal medyada bayağı bir hayranım var.
"Eyvah yandık" mı diyorsun hoşuna mı gidiyor?
Hoşuma gidiyor.
Sevgilin var mı?
Evet, o da basketbolcu...
BERK UĞURLU
Seni tanıyalım...
1996 doğumluyum. 5 yaşında Fenerbahçe'de başladım basketbola. Öncesinde de yüzüyordum.
İnsan nasıl 5 yaşında basketbola başlar, öncesinde de yüzer!
Annem eski yüzücüydü, o yüzden yüzmeye başladım. El hareketlerimden dolayı basketbola yetenekli olduğumu anlamışlar. 2003'ten beri Fenerbahçe'deyim. Geçen sene Egemen'le birlikte U-16 şampiyonu olduk. İkinci şampiyonluğumuz bu.
"Alıştık şampiyonluğa, aşağısı kurtarmaz" diyorsun...
Seneye başka şampiyonluklar da gelecek. Bence bu takımdaki herkes A Milli'de oynayabilir.
Okul durumları?
Saint Michell Fransız Lisesi'nde okuyorum.
İkisi birlikte rahat gidiyor mu?
İdare ediyorum bir şekilde, alıştım. Hukuk okumak istiyorum ama basketbolu çok seviyorum. Deneyeceğim ikisini birarada...
Hayranlarla aran nasıl?
İyi. Sürekli "Bize neden cevap yazmıyorsun" diyorlar.
METECAN BİRSEN
Sende de göçmen tipi var...
Diğer adım James, annem İrlandalı. İstanbul'da doğdum. Babamın işi yüzünden 5 sene Almanya'da yaşadık. İlkokul 3'te basketbola başladım. Şu an Fenerbahçe'de oynuyorum. Babam da oynamış ama çok uzun değil, 1.85.
Lebron James diyorlar mı sana?
Diyorlar, çok benzemesek de...
Nasıl başladın?
İlkokulda beden eğitimi hocamın dikkatini çekmişim. Ataşehir'de bir spor okuluna yazdırdı ailem, oranın antrenörü de eski zamanlarda Fenerbahçe'de çalışmış. 2006'dan beri Fenerbahçe'deyim.
Dikkatimi çeken bir şey var, hiçbiriniz şımarık değilsiniz.
Hep favoriydik ama hiçbir maçı küçümsemedik. Zordu maçlar, ufacık bir hatayı şımarıklığı kaldırmazdı.
TANER GÜNAY - ANTRENÖR
Daha önce böyle bir zafer kazanılmadığına göre, bir şey olmuş. Nasıl oldu tüm bunlar?
Her şey çocukların sayesinde... Oğuz Savaş, Ersan İlyasova, Cenk Akyol kadrosunun genç olduğu dönemde hep final oynadık kaybettik, hep bir adım kaldı. Sonuçlanmamış bir durum vardı yıllardır, noktayı koyduk. Onların hatalarından ders aldık ve hiç hata yapmadık. Basketbol bir oyun ve temelinde eğlenmek var. Bunu çocuklar çok iyi yaptı.
Antrenmanlar nasıl geçer?
Çalışmayı ne kadar güzel bırakırsanız ertesi gün aynı neşeyle gelirler. Ama boş günde bile halter yapar bu çocuklar, çalışkanlıkla ilgili hiç problem yaşamadık.
Gelelim final maçına...
Zor maçtı, aslında Letonya'yla oynadığımız yarı final maçı da zordu. Zor bir işi başardık. Herkes kulüplerinde el bebek gül bebek ama burada eşit. Çok iyi arkadaş oldular. Saha içinde kavga ettiler ama soyunma odasına giderken kol kola girdiler. Bu çok önemli.
Dertlerini anlar mısınız, filmlerde olur ya koç - oyuncu ilişkisi...
Çok yetenekli değilim o konuda ama morallerinin bozuk olduğunu anlarım tabii. Ama özel hayata çok saygım vardır; saç, sakal, küpeye karışmam, anlatmak istemiyorlarsa üstlerine varmam. Çizgiyi biraz kalın tutarım.
Antrenman dışında görüşür müsünüz?
Yok ya sıkılırım bunlardan. Şaka... Kendi başlarına daha güzel eğleniyorlar, sonra hikâyelerini dinliyorum. Onlar da beni çok aramıyorlar zaten.
Şimdi hedef ne?
Bu da en çirkin sorudur.
Meraklı gazeteci sorusudur.
En çok istediğim şey onların A Milli maçını televizyonda seyretmek. Bu röportajdaki 6 kişinin 4'ü kesin orada. Ekstra dikkatli konuşarak söylüyorum bunu.
Şimdi A Milli dereceleri de oynar değil mi, bir rüzgâr esti...
Benim 12. senem. Hayalimiz Ginobili'lerin olduğu Arjantin takımı gibi hep gelişen bir jenerasyondu. Aynı ekibin olimpiyat, dünya şampiyonlukları kazanması... Onlarla beraber olmaktan çok mutluyum.