Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABDÜLKADİR Selvi 5 Şubat 2015 tarihli yazısında “AK Parti’nin seçim beyannamesinde ne olacak? Kutsal dava ya da mukaddes mücadelemiz gibi bir tema işlenecek mi? Başbakan Davutoğlu’nun Kastamonu İl Kongresi’ndeki konuşmasında dahi böyle bir vurgu vardı ki, seçim beyannamesinde olmayacak mı? Biraz sabır” cümlelerini kullandı. Ceplerinde idam sehpalarıyla dolaşanları aldı bir telaş.

        Televizyon tartışmacıları “kutsal”ı referans alan bir partinin parti olamayacağına, olsa olsa hareket olduğuna hükmettiler, “AK Parti parti değil örgüttür” demelerine ramak kaldı. “Kutsal dava” her nasılsa “kutsal kavga” oluverdi ve CNN Türk’te Şirin Payzın’ın yaptığı programda konuk olan Eser Karakaş’ın “sözde” lapsusu ile iş “Kavgam” kitabını ve Hitler’i çağrıştırmaya kadar gitti.

        “Eski solculuk” gibi “eski İslamcılık”ın da prim yaptığı günümüzde yanına bir “eski İslamcı” alan ferah feza nefret kusuyor. Biri “Cehennem olsun, başka bir şey istemiyorum!” yazıyor, öbürü araya IŞİD filan da katarak İslamcılık şeytanlaştırması yapıyor. CHP’nin ve bundan böyle “vaizsiz bankacılık” yapmakla iktifa etmeyi içine sindiremeyen Cemaat tabanlı kalemlerin beraberce örgütlediği nefret söylemi, Erdoğan’ı hedef almayı geride bıraktı, AK Parti’nin “iç çatışma olmadan meşru yollarla gitmesinin zor” olduğundan dem vurmalara kadar geldi

        Bir tarafın seçim beyannamesinde “kutsal” kelimesi geçecek diye koparılan vaveyla, Kılıçdaroğlu’nun anamuhalefet lideri olarak kurtuluş savaşından ve ulusun “direnme hakkı”ndan bahsetmesi karşısında lâl.

        Referans aldıkları ileri devletlerin her biri, devlete hükümet etmekle sorumlu seçilmiş iktidarlara karşı irat edilen saldırılara karşı kendisini savunma hakkı veriyor. Ama AK Parti ya da Erdoğan “öbür yanağını” çevirmediği için suçlu, hatta cehennemlik. Öbür yanağını çevirme eğilimi olan Davutoğlu’nu “ezik” olmakla itham eden de kendileri olmasa, bir an şaşırıp “Ya evet, böyle bir yol da var” filan diyeceğiz. Gelgelelim ne tutarlılık ne samimiyet var.

        Referans aldıkları ülkelerde gazeteciler, küçük bir Siyonizm eleştirisi için bile “antisemitist” damgası yiyip işlerinden kovulabiliyor. Çok sevdikleri ABD, Twitter’dan bir yıl içinde 3 bin 299 kullanıcının hesap bilgilerini talep etmese, (Türkiye için bu sayı 496) sahiden sadece bizim ülkemizde ifade özgürlüğü sınırlanıyor zannedeceğiz.

        Referans aldıkları ülkeler tarafından maddi kısmını bilmem ama “manen” desteklendikleri de ortada.

        Anlamadığımız şu: Türkiye’nin bir yarısını diğer yarısına karşı “kurtuluş savaşı”na çağıran adam “makbul muhalefet lideri” kabul edilirken, bu milletin tercihlerinin “bir daha asla” vesayet altına alınmayacağını, demokrasinin olmazsa olmazı olan bu direnci “kutsal” bir dava olarak taşıyacağını ileri sürenler nasıl oluyor da dünyanın en berbat yöneticileri olarak damgalanıyor?

        AK Parti’nin elbette onlarca yanlış politikası, uygulaması var ve hiçbiri anlaşılamaz değil, benzersiz değil. Buna karşılık muarızı olan tutumdaki akıl tutulması ve ruh bükülmesinin eşi benzeri yok.

        Neden mi?

        Çünkü “kutsal” kavramından “medeniyet inşası” gibi ifadelerden bu kadar irrite olmak; AK Parti’nin milli iradeyi, milletin değerler sistemini savunmayı ve yok olup gitmişlerse diriltmeyi “kutsal” addetmesinin başlıca sebebi. Bu iki şey, birbirine bakan iki ayna gibi.

        Üstelik “kutsal dava” yahut “medeniyet inşası” ne bugün ortaya çıkmış bir şey, ne sır, ne de örneğin “Türkiye’nin ilerleme, kalkınma, gelişme, büyüme hamleleri” gibi başlıkları hükümden düşürecek bir gönderme.

        “Kutsal” denilen haça ve sarmısağa iliştirilmiş tahta kazık değil. (Son baktığımda sen de bir Kont Drakula değildin.)

        O mücadelenin ne olduğu, neyi hedeflediği Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olur olmaz yaptığı konuşmada “restorasyon” ifadesinde özetlendi.

        Daha önce, Temmuz 2014’te AK Parti Vizyon Belgesi’nde açıklandı.

        Vakti olanlar AK Parti’nin internet sitesine girip, “siyasi vizyon” bölümünden “dünya” butonunu tıklasın, “dava”nın ne olduğu ya da ne olmadığı, orada bütün tafsilatıyla yazılı.

        Diğer Yazılar