'Başka bir partinin zaafa düşmesi üzerinden politika bize yakışmaz'
GENEL seçimler için geri sayım başladı, partiler arası yarış son düzlüğe varmak üzere. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la buluştuk, muhalefetin iddialarını, AK Parti’ye yönelttikleri bazı eleştirileri sorduk...
-Son zamanlarda sık sık “koalisyon” ifadesi zikredilir oldu, böyle bir risk görüyor musunuz? Eğer yoksa, neden bu olasılık sık dile getirilir oldu?
Koalisyon meselesinin konuşulmasına neden olan AK Parti değil, muhalefetin tavrı. Hem CHP hem MHP; HDP’nin barajı geçmesi yönünde ortak bir tavır geliştirdiler. HDP’nin barajı aşması üzerine seçim kampanyası yürütüyorlar, ama bunu açık açık da diyemiyorlar. Dışarının baskılarına ve başka partilere dayanarak senaryo üretiyorlar. CHP’li seçmen de MHP’li seçmen de aslında tedirgin oluyor. İnsanlar “Koalisyon” deyince irkiliyorlar. 28 Şubat sonrası koalisyon dönemini, yazar kasaların atıldığı, 25 milyon dolar için IMF’ye muhtaç hale gelinen dönemi hatırlıyorlar çünkü. Koalisyonu konuşmak onlara güç katmıyor dolayısıyla. İnsanlara “Eyvah” dedirtiyor.
-HDP’nin Meclis’e girdiği bir ihtimal için konuşuluyor koalisyon riski. Öte yandan siz HDP’nin Meclis’te olmasını olumlu bulan bir siyasetçisiniz.
Evet. Başka bir partinin zaafa düşmesi üzerinden politika yapmak bize yakışmaz . Biz milletin gücü üzerine siyaset yaparız. HDP barajı aşsa da aşmasa da AK Parti’nin tek başına iktidar olacağını görüyoruz.
-“AK Parti bir dönüşüm gerçekleştirdi ve bu dönüşümü en iyi taşıyacak da kendisi, dolayısıyla güçlü kalmalı”; öte yandan “HDP Meclis’te olmamalı” demek, AK Parti’nin iddialarına, terör yerine siyaseti adres gösteren çözüm iradesiyle çelişiyor. Burada biri kısa vadeli, diğeri uzun vadeli iki demokrasi algısı çatışmıyor mu?
Buradaki temel çatışma, sizin daha önce ifade ettiğiniz gibi eski Türkiye projesi ile yeni Türkiye projesi arasında. Eski Türkiye’de ne vardı; IMF’ye bağlılık vardı ve hâlâ CHP beyannamesine Gelirler İdaresi’nin özerkleştirilmesini koyuyor. Bu Erdoğan’ın asla imzalamadığı 20. IMF protokolüdür, Türkiye’nin Düyun-u Umumiye’ye dönmesidir. Bunu teklif edebilen, 8 yıllık kesintisiz eğitimi teklif edebilen bir CHP, çözüm projesini iptal etmeyi vaat eden bir MHP, eski Türkiye’nin projelerini öneriyorlar. Bir tarafta bunlar var, bir tarafta da eksiklikleri olsa da ekonomide demokratikleşmede yeni bir faza geçmek isteyen, yeni Anayasa yapmak isteyen, kendi ayakları üstünde durmak isteyen bir AK Parti var. Esas kavga bu.
-HDP’lilerin “AK Parti’nin Kobani’ye yaklaşım tarzı muhafazakâr Kürtleri bile HDP’ye yaklaştırdı” şeklinde iddiaları var, ne dersiniz?
Eğer AK Parti iktidarda olmasaydı DAEŞ Kobani’deki bütün Kürtleri kıtır kıtır keserdi ve bütün Türkiye izlerdi. 16-17-18 Eylül 2014. İlk önce “Kobani’den gelecek olanları sınırın öteki yanında toplayalım, ihtiyaçlarını karşılayalım” dedik. Cuma 12.00 sularında DAEŞ çok yaklaştı ve risk ortaya çıktı. Sınırı hemen açtık ve 8 ayrı bölgeden 3 günde 197 bin Kobanili kardeşimizi içeri aldık. AK Parti iktidarda olmasaydı bu asla mümkün olmazdı. Uluslararası camia ne yapacağını bilmezken biz yine yaklaşan seçime rağmen risk alıp peşmergelerin; ÖSO’nun Türkiye üzerinden geçerek yardıma gitmesini sağladık. Sincar’dan 60 bin Ezidi geldi, onları ağırladık. Bu kadar açık gerçeği istismar etmeden önce Allah’tan korksunlar. CHP-MHP koalisyonu iktidarda olsaydı Kobani için kılını kıpırdatır mıydı?
-“Ekonomik açıdan muhalefet iddialıydı ama AK Parti avantajsız kesimler için çok fazla proje vaat etmedi” eleştirisi yapıldı. Çiftçinin mazotu ve lüks tekne yakıtı gibi kalemler arasında kıyaslamalar yapıldı. Asgari ücret vergi dışı bırakılamaz mıydı mesela, bu durum düzeltilemez bir şey mi?
Diğer partilerin vaat ettiklerinin çoğu AK Parti’nin yaptığı şeyler. Eğitim yardımları, burslar. Doğum yardımları. Evlenecek gençlere yapılan destekler oldukça büyük bir yekûn. Türkiye, lüks mallardan en çok vergi alan ülke. Asgari ücretten ise hiç vergi alınmasa daha iyi olur. Temennimiz ve hedefimiz o noktaya varmak.
-Çok verilen bir örnek daha var; “Ekmeğe bile vergi var ama pırlantaya ÖTV yok, bu nasıl adalet?” diye. Sahi neden böyle?
Elmas, pırlanta, yakut gibi taşların Türkiye’de kayıtlı şirketler tarafından borsada işlem görmek koşuluyla gelmesi durumunda vergi alınmıyor sadece. Yoksa Türkiye’nin dışarıya sattığı ya da iç tüketicinin mağazadan aldığı ürünlerden vergi alınıyor. Yani eşine pırlanta yüzük alan kişi tabii ki vergisini ödeyerek alıyor.
-AK Parti tabanı sarayı, makam arabalarını mesele ediyor mu?
O kadar yer geziyoruz, o kadar insanla görüşüyoruz, bir kişinin bile bana sarayı, Diyanet’in arabasını sorduğunu görmedim. Muhalif partilere oy verenlerin böyle eleştirileri var. Ama AK Parti tabanının böyle bir rahatsızlığı yok. Böyle bir mesele yok.