Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çözüm sürecini PKK’yı ve yaptıklarını affetmeyenler bile benimsemişti. AK Parti hükümetinin o dönem başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği çerçeveye göre süreç “Kürt kimliğinin inkâr ve asimilasyonuna son vermek, kültürel talepleri tahakkuk ettirmek ve terör örgütüne silah bıraktırmak” idi. Silahlı mücadelenin miadının dolduğunu deklare eden ve “din kardeşliği” ortak paydasında barış için el ele veren Türklerin ve Kürtlerin Türkiye’yi güçlü ve müreffeh bir geleceğe taşıyacağını deklare eden Öcalan’ın 2013 nevruzunda yaptığı açıklama da silah bırakma taahhüdünü içermesi hasebiyle barışı samimiyetle isteyenlere umut verdi. “Barış kelimesini savaşın etiketi yapanlar” ise o kadar mutlu olmadı.

        *

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte, Çin yolundayız. Uzun bir yolculuk ve üzerinde durmaya değer tek bir konu var şu an: Ne oldu da bozuldu? Bunca cesarete, çabaya rağmen çözüm süreci nasıl oldu da çözüldü?

        Bir kronoloji çıkarmak gerekse filmi 13 Eylül 2012’de Libya Bingazi’de Amerikan Büyükelçisi Chris Stevens’in öldürüldüğü güne kadar sarmayı düşünürüm. ABD derinleri zaten mıymıntı olan Obama’yı bu korkunç olayı kullanarak “Müslüman Kardeşler” gibi o zamana dek “ılımlı” kabul edilen ve hasbelkader Sünni ve “dindar” olan hiçbir aktör ile partner olmamaya ikna ettiler. Direnirse Erdoğan da, Türkiye de nasibini alacaktı.

        Sonrasında neler oldu bakalım: Türkiye’de Taksim kalkışması ve 17-25 Aralık darbesi. Bitmek bilmeyen kamu güvenliği ihlalleri. Aşağıda IŞİD adlı bir canavarın ortaya çıkarılarak adım adım İslam’ı ve Müslümanlığı lekeleyen bir tür pornografik şiddet sergilemesi. Mısır’da Amerikan desteğiyle gerçekleşen bir darbe. Tunus’ta Nahda’nın geri plana düşmesi. Seküler diktatör olarak Esad’ın ve seküler rejime destek veren Şii İran’ın yükselişi. Aynı İran’ın Yemen’de Husileri kışkırtarak darbe yaptırtması. Suriye’den kaçan Ermeni ve Nusayri aileleri de koruyacak bir yardım çemberi oluşturan Türkiye’nin “mezhepçilik yapma” ve “IŞİD ile iş tutma” yönünde suçlanmaya başlanması.

        Çözüm süreci neden mi çözüldü?

        Türkiye İngiltere olmadığı için. 3. tarafların etkileyemediği, bilakis 3. tarafları etkileyip manipüle edebilen uluslararası siyasetin merkezinde olan bir ülke değildik. Sadece Türkiye idik. ABD’nin “laik olsun çamurdan olsun” formülüne yöneldiğini kavradıktan sonra süreci “güç tahkim etmek” için kullanan örgütün, çözüm sürecini putlaştırıp “TC”ye saldırmak için kullanacağı dikenli bir topuza dönüştürmesi yüzünden bozuldu.

        PYD’nin kendisini IŞİD’e karşı savunmak durumunda olan Kürtleri organize etmesi doğaldı ama Suriye’nin bir bölgesinde egemenlik iddiasında bulunabilmek için sürekli olarak Esad’dan yana tercih yapmak? Esad’dan altın tepsi içinde teslim aldığı yer üzerinden “Rojava Devrimi” diye bir kahramanlık hikâyesi icat edip çözüm sürecini destekleyenlere nispet etmek için sürekli ton yükseltmek? Evet, bozdu.

        Nasıl bu kadar güç kazandığı teşrihe muhtaç olan IŞİD’in gariptir, dönüp dönüp Türkiye sınırını ve Kürtleri taciz etmesi; ABD’nin IŞİD’e karşı savaşan PKK-PYD-YPG güçlerini parlatması, PKK’nın da bu fırsat üzerinden aşırı hayallere kapılması, işi demografi dizayn etmeye, tekçi totaliter bir vesayete dönüştürmeye kadar vardırması, bozdu.

        Az önceki nedenlerden rüyalara savrulan örgütün, silah bırakmak şöyle dursun, HDP eliyle “PKK’nın neden silah bırakmaması gerektiğine ikna edilmiş bir Türk kamuoyu oluşturma” çabasına girişmesi, bozdu.

        Örgütün “İslam kardeşliği” paydasında birleşen halklar üzerinden silah bırakması fikrinden çok tedirgin olan Türk sol-liberal entelijansiyasının da gazına gelmesi yüzünden bozuldu. Türk solu ve elitist liberal Erdoğanfobiklerin, devrimci şiddet romantizminden kurtulamayan Türk solunun Kandil’e yaptığı “Ne aldınız ki silah bırakıyorsunuz?” temalı seferleri sayesinde bozuldu. Çözüm sürecinin berhava olmasından mutlu olurlardı, AK Parti’yi IŞİD’ci gibi göstermek, Batı ittifakı tarafından dışlanmasını sağlamak ve tasfiye etmek için bütün bu omurgasızlıklar. Ama “Biji Obama!” işi de pek istedikleri gibi gitmedi. Ve yandaşı oldukları örgütün timsah gözyaşlarını gerçeğinden ayırma konusunda yetenekli olduğunu bilirler.

        Diğer Yazılar