BMGK'nın Suriye kararındaki ciddiyet boşlukları
300 bin ölü ve milyonlarca sürgünden sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi, Suriye’deki savaşı bitirmek için kolları sıvadı. ABD, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere ilgili ülkelerin de katıldığı toplantılardan hazırlanan yol haritasının kabulüne ilişkin bir karar çıktı. BMGK’nın kararında Cenevre bildirisi ve Viyana toplantılarında uzlaşılan temeller doğrultusunda siyasi geçiş sürecinin başlatılması öne çıkıyor. Ancak söz konusu hedefin nasıl gerçekleştirileceği meselesi karışık. Büyük umut bağlanan anlaşmanın küçük ama önemli sorunları var.
Anlaşma kısaca şöyle:
1) Ocak 2016’da “taraflar” arasında ateşkes sağlanacak.
2) Suriyeli muhalifler ile Beşar Esad, ateşkesle eşzamanlı olarak müzakereleri başlatacaklar. Görüşmelerin ocak ayının ilk haftasında başlayacağı karara bağlandı.
3) 6 ay içinde inandırıcı, kapsayıcı, “mezhebe dayalı olmayan” güvenilir bir geçiş hükümeti kurulacak.
4) 18 ay içinde “serbest, adil bir seçim ve yeni Anayasa yapılması” şartı var.
5) Cenevre bildirisinin esas alınması ve Suriye’nin geleceğini ancak Suriye halkının belirleyeceği yolundaki prensibe bağlı kalınması, anlaşmada yer alan hükümler arasında yer aldı.
Gelgelelim...
Suriye’de savaşan grupların hangilerinin terör örgütü olarak tanımlanacağına ve hangilerinin makbul sayılıp BM bünyesindeki müzakerelere katılacağına ilişkin en ufak bir netlik yok.
Oysa bir “ateşkes” olabilmesi için tarafların kimlerden oluştuğunun bilinmesi, tarafların kimler olduğuna dair bir tarifin yapılması gerekiyor. BMGK kararı ise şu haliyle savaşan taraflardan sadece eli kanlı diktatör Esad ile gücünün ve başarısının kapsamı konusunda pek fazla fikrimizin olmadığı ÖSO’yu tanıyor.
IŞİD taraf kabul edilmiyor. Anlaşılabilir. Zira Esad’la savaşıyor mu sevişiyor mu belli değil. Suriye halkının dostu mu düşmanı mı, o da belli değil. Geçelim.
Esad’a gerçek anlamda kayıp verdiren Nusra, taraf kabul edilmiyor. İşte bu o kadar da mantıklı bir karar değil. Sırf cihatçılardan oluşuyor diye bir grubu masaya almayacaksanız, savaş devam edecek demektir. O zaman da bu karar iç savaşı bitirme kararı olmaz.
Dahası Rusya’nın kakalamaya çalıştığı ve “Terör örgütü sayılsın” diye uğraştığı listelerde yüzlerce muhalif grubun ismi var ve Rusya’nın baskılarıyla her an terör örgütü kabul edilebilirler. Bu da söz konusu anlaşmada taraf sayılmayacakları anlamına gelir. Savaş uzadıkça dini referanslara sarılmış ve hiçbir zaman IŞİD gibi vahşi ve savaş ahlakından yoksun bir şiddetin parçası olmamış gruplar, o müzakerelerde taraf olarak yer almazlarsa söz konusu ateşkesle kendilerini bağlı sayarlar mı zannediliyor?
O kadar naif olabilir mi bu kararları alanlar?
Muhalefeti bölmeye ya da muhalifler arasındaki ayrılıkları keskinleştirmeye yarayacak olan bu tarz-ı siyasetle iç savaşı bitirme hedefi gerçekleşmez. 6 ay sürecek bir Esad’lı geçiş döneminin yeni Anayasa yapılacak ve adil seçimlerle pekişecek bir peri masalına eklemleneceğini sanmak da safdillik olsa gerek.
Desenize, masalar şimdiden boş kaldı ve sandalyelere “O zaman asıl plan ne?” sorusunun şişman gövdesi oturdu.
Çünkü tek sorun, ateşkesin taraflarının kim olacağının netleşmemesi ve kimlerin terör örgütü sayılıp kimlerin taraf hüviyeti kazanacağı değil.
Anlaşmaya göre Beşar Esad’ın ne olacağı da net değil. Altı aylık geçiş döneminin içinde var. 18 aylık zaman zarfında yapılacak seçimlerde aday olup olamayacağı, aday olup kazanırsa yeniden devlet başkanı olup olamayacağı konusu da muallak. Tercih edilen tabirlerin müphemliği pekiştirmesinden anlaşılıyor ki halkına varil bombası atmış ve savaş uçaklarıyla küçücük çocukların canını almış adam, BM eliyle Suriye’nin gelecekteki devlet başkanı yapılabilir.
Garip, çünkü BMGK’nın Suriye kararının Cenevre bildirisine dayandığı iddia ediliyor. Oysa 2012 Haziran’ında yapılan Cenevre sözleşmesinin ana teması, “Esad’sız Suriye”dir. BMGK’nın Suriye’yi kurtarma planı bu çok önemli unsurdan eksik ve bu haliyle umudun zayıf mum ışığı teşbihiyle malul. En azından şimdilik.
Bakalım yürüyecek mi? Çok az umut görüyorum, ama yanılmış olmak için dua ediyorum.