Emsal karar ve normalleşmeye giden yol
HAKAN Ö., 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınmış, Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 6 yıl 3 ay mahkûm edilmesine karar verilmiş bir ziraat mühendisi. “Fermente edilmiş arpaya eşek sidiği ve nar çiçeği ekleyerek ölümcül bir biyosilah mı yapmış, Burdur’daki bir ziraat mühendisi çok istese bile darbe girişimine nasıl bir katkı sunabilir?” demeyin. Tabii ki bunları yapmamış. Mahkemede “FETÖ’nün illegal yönünü bilmediğini” ifade etmiş, ama çocuğunu örgüte müzahir okullara göndermiş, sohbetlere katılmış olması “darbeci” olarak muamele görmesine yeterli sayılmış.
‘NORMALLEŞME’ KARARI
Temyiz istemi sonrası üst mahkeme de ilk derece mahkemesinin mahkûmiyet hükmünü onaylamış ve bu arada çıkan bir KHK ile kamu görevinden de ihraç edilmiş.
Ceza 5 yıldan fazla olduğunda dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gider. Bu kez de öyle oldu, ama aynı zamanda beklenmeyen bir şey daha oldu. Daire, Hakan Ö. hakkındaki mahkûmiyet kararını bozdu, sanığın tahliyesine karar verdi ve “Sempati duymak FETÖ üyeliği için yeterli delil değil” diyerek “normalleşme” umudu taşıyanlara can suyu veren analizlere yer verdi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Hakan Ö.’yü serbest bırakan kararının önemi, emsal teşkil etmesinden ileri geliyor. Yapılan tespitler, benzer durumda olan birçok kişinin mahkûmiyetine son verebilir.
Çünkü Yargıtay, “Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir” diyor. Oysa FETÖ adını almadan önce “Gülen Grubu” ya da “Cemaat” olarak anılan yapının çoğu üyesinin bağlılığı dini toplantılara gidip bağış yapmak ve Gülen’in eserlerini okuyup Zaman Gazetesi”ne abone olmaktan ibaretti. Cemaat piramidinin alt tabakasında bulunan kişilerin çoğu, bu yapının sivil hayatta dindar ve eğitimli bir nesil, kamuda ise hukukun ve demokrasinin gereklerine göre davranan liyakat sahibi memurlar yetiştirdiğini düşünüyordu. “Hizmet” dedikleri oluşumun sokaklarda 250 kişiyi öldürecek bir eyleme kalkışacağını düşünmeleri pek de mümkün değildi.
Söylemekten dilimizi kurutan söz konusu realite, nihayet Yargıtay kararında yer bulmuş: “...FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun büyük bir kesimince böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği göze alındığında...”
HAYIRLI OLSUN
Yani Yani bir “cemaat” üyesine “FETÖ” mahkûmiyeti vermek için, müntesibin içine girdiği yapının devleti yıkmak, hükümeti silah yoluyla devirmek gibi amaçlar taşıdığını bilmesi gerekiyor. Bildiğini ispat etme sorumluluğu devletin üzerinde.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği karar ve yaptığı tespitler, hem 15 Temmuz’u gerçekleştirenlerin cezalandırılması hem de kurunun yanındaki yaşların yanmasının önüne geçilmesi bağlamında nihayet gerçek kriterler konulacağını gösteriyor. Hayırlara vesile olsun.
KEDİCİLERİN GÜNDEMİ: ‘SCOTTİSH FOLD’ TARTIŞMASI
KEDİ sevenlerin gündeminde kırık kulakları, yassı kafa yapısı ve yumuşak huyluluğu nedeniyle son zamanlarda hayli rağbet gören “scottish fold” kedi sahiplerini üzen, üreticilerini ise zan altında bırakan bir tartışma var. İddiaya göre “Scottish fold kedi ırkı, ‘mutant’ bir kedi türüdür, kırık (eğik) kulakları aslında kemik-kıkırdak yapısındaki anomalinin sonucudur. Bu kediler mütemadiyen acı çekerler, bunları üretenler kalpsiz, sahiplenenler vicdansızdır”.
İddia sahipleri tahmin edileceği gibi, sokak kedilerini sahiplenmesi gerekirken güzel kedi peşine düşen ve cins kedi edinen insanlara kızgınlık duyan hayvansever çevreler. Sokak canları için yaptıkları fedakârlıklar takdire şayan. İyi ki varlar. Ama scottish fold hakkındaki iddiaları doğru mu yoksa biraz abartıyorlar mı?
BİR BİLENE SORDUM
Benim kedim scottish fold değil, bir buçuk yıl kadar önce az farkla daha güzel olan ve karakterini daha çok sevdiğim “scottish straight”i, yani kulakları dik olan scottish cinsini tercih ettim. Kedi ırklarındaki çeşitliliği hayranlıkla izleyen biri olarak bizimkinin akrabalarıyla ilgili gelişmeleri doğal olarak takip ettim.
Dolayısıyla bir bilene sordum, WCF cattery ve felinoloji sertifikası sahibi, kedi yetiştiricisi Büşra Yazıcıoğlu’na danıştım. Yazıcıoğlu özetle şunları söyledi:
- 4 nesil boyunca bu ırka mensup şecereli (soyu bilinen) kedi büyütmüş, felinoloji eğitimi (temel olarak kedi ırkları hakkında verilen eğitim) almış biri olarak söyleyeyim: Scottish fold ile ilgili “Mutant kedi” iddiası bir karalamadan ibarettir. Eksik bilgilerle insanların vicdanlarını yaralamak ve yönlendirmek yanlış...
- Doğru eşleşme ve bu doğru eşleşmiş soydan dünyaya gelmiş, kayıtlı (şecereli) scottish fold kediler yayınlanan ve dile getirilenin aksine acı çekmezler ve tamamen sağlıklıdırlar. Üretimlerinin dünyaca ünlü kedi federasyonları CFA, WCF, TICA tarafından onaylanmış olması da bunu gösterir.
- Sert kuyruk ve kemik lezyonları ise yanlış eşleşmede, yani scottish fold+scottish fold eşleşmesi sonucunda ortaya çıkmakta. Oran % 50’leri bulduğu için WCF (Word Cat Federation) ve benzer kedi federasyonları fold+fold eşleştirilmesini onaylamamaktadır.
- Genetik mutasyon konusu ise, sadece foldlar için değil aslında başka birçok kedi türü için de söz konusu. Ankara kedilerinde de beyaz+beyaz eşleşmesi sonucunda sağırlık gözlenebilmekte. Scottish fold’larda olduğu gibi Ankara kedisinde de bu durum engellenebilir.
‘KARALAMA POLİTİKASI’
- Söz konusu sorunlar iddia edildiği gibi sadece “cins” kedilerde yaşanmaz. Sokak hayvanlarında da misal kardeş+kardeş eşleşmesi sonucunda da genetik mutasyon meydana geldiği görülmüştür. Bu tarz eşleşmeler sonucunda da üzücü bir şekilde kalp rahatsızlığı ya da organ yetmezliği söz konusu olan, otizm problemi yaşayan ya da damaksız doğan kediler söz konusu olabilmektedir, ancak takip altında olmadıkları için daha az göze çarpmaktadır.
- Veterinerler genetik mutasyon ve genetik rahatsızlık konusunda farklı görüşlere sahipler. Çünkü ülkemizdeki fakültelerde felinoloji (kedi ırkları) eğitimi verilmemektedir.
- Cins kedileri karalama politikasıyla sokak kedilerinin kurtarılması mümkün değildir.