Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - BURADAN bir mağduriyet masalı çıkmaz, kahraman olmaz. Her hapse giren dışarıya kitleleri peşinden sürükleyecek bir lider olarak çıkmıyor. Kılıçdaroğlu’nda böyle bir potansiyel olsaydı şimdiye kadar ortaya çıkardı zaten.

        - Türkiye’nin uluslararası alanda bir kez daha eli zayıflar. Anamuhalefet partisi liderini hapseden bir ülke algı ve yaklaşımda benzer totaliter rejimlerle birlikte anılmaya başlar, mevcut mağduriyetler ve insan hakları ihlalleriyle birlikte bu algıyı yıkmak zor olur.

        - Uluslararası alandaki algının ne önemi mi var? En basitini düşünelim. Özellikle Batı ülkeleri suçlu iadesi konusunda zaten tereddüt halinde, ellerindeki terör örgütü üyelerinin Türkiye’ye verilmesine direnir. Başkasının mağduriyetinden faydalanmakta usta kaçaklar da (başta FETÖ’cüler) Kılıçdaroğlu’nun tutukluluğunu bahane ederek kendilerini temize çekerler.

        - Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması en çok kimin işine yarar? Ömrü boyunca kendisine rakip olmayacağını bilen mevcut iktidar neden onu hapse atmak istesin? Akla yatkın gelmiyor. Ama komplo teorilerinin sınırlarında gezinecek olursak bir “gücün” Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirdiğini biliyoruz. Şimdi onda direten, bu sefer de mağduriyet senaryosu üzerine oynayan aynı “güç” mü acaba?

        - Bu işte bir FETÖ kokusu var. Başından beri MİT TIR’ları işinden pis kokular geliyor zaten. Operasyon biçimi fazlasıyla Ergenekon-Balyoz döneminden alışık olduğumuz taktikleri andırıyor. Kullanılan insanlar, Taraf yerine Cumhuriyet Gazetesi’nin konması, işin içine FETÖ’yle bağlarını bir türlü koparamayan ve mesafe koyamayan bir siyasi partinin katılması... Yoksa örgüt birkaç adım sonrasını önceden hesaplayıp bugünlerin altyapısını mı hazırladı?

        - Bir yanda “IŞİD postası” haberleri, diğer yanda FETÖ diasporası’nın yurtdışındaki lobicilik faaliyetleri... Yabancı gazetelere yazılan yazılar, siyasetçilere ikna turları... Dört bir koldan Türkiye’yi sıkıştırmak adına aktif olarak çalışan bir örgüt için bulunmaz fırsat Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması.

        - Dünyada bugün Türkiye dendiğinde üçüncü ya da dördüncü cümlede hemen Cumhuriyet davası gündeme geliyor. Kürt siyasetçilerin tutukluluğu, Sözcü soruşturması, Cumhuriyet, Enis Berberoğlu’nun hapsedilmesi falan hep mayınlı araziler ve bile bile Türkiye bu tuzaklara itiliyor adeta. Birkaç sene önceki Ergenekon-Balyoz davaları gibi göz göre göre benzer hatalar yapılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutukluluğu neden gündeme getiriliyor şimdi? Birkaç sene sonra hatalar fark edildiğinde çok geç olmaması için şimdiden uyanık olmak gerekiyor.

        ************

        #LondraNotları

        KİTAPÇILAR DİRENİYOR

        LONDRA’ya gidince ABD’de artık olmayan ama İngiltere’de hâlâ dimdik duran bir kurumu fark ettim: Kitapçılar.

        New York’ta çok vahşice, çok hızlı yaşandı değişim. Birçok büyük kitapçı kapandığı gibi bağımsız dükkânlar da ayakta kalamadı. Şimdi eskiden kitapçı olan dükkânların camları kiralık ilanlarıyla kaplı. Birkaç kere yer değiştirip ayakta kalmaya çalışanlar bile havlu attı.

        Halbuki Londra’da adeta bir gelenek gibi dimdik ayakta duruyor kitapçılar... Tabii şimdilik.

        Vitrinlerinde hâlâ bir yazarın yeni kitabıyla ilgili duyurular var, yeni çıkacak kitaplarla ilgili bir heyecan yaşanıyor. Mesela sonbaharda çıkacak yeni John Le Carré romanı bekleniyor.

        İstatistiksel bir kanıt yok elimde, sadece gözleme dayanarak girdiğim bütün kitapçıların günün herhangi bir saatinde dolu olduğunu fark ettim Londra’da.

        İngilizlerin daha gelenekçi olduğu, İngiltere’de değişen tek şeyin hava olduğu malum zaten. Kitapçılarıyla yakın zaman nostaljisi yaşatan bir şehir de olmuş Londra şimdi. Bakalım ne kadar direnecekler.

        ************

        FINDIK KABUĞU

        YILLAR sonra Ian McEwan’ın “Nutshell” romanını aldım bir kitapçıdan. Bir oturuşta okudum, epey kötü. Fındık kabuğunu bile doldurmayan bir cinayet hikâyesini anne karnındaki dokuz aylık bir bebeğin anlattığı roman.

        ************

        İKİ MODA SERGİSİ

        New York’ta Comme des Garçons

        BU sene Metropolitan Müzesi’ndeki (Met) kostüm enstitüsünün konusu Rei Kawakubo. Met, ikinci kez yaşayan bir tasarımcı için sergi açıyor. En son 1983’te Yves Saint Laurent hâlâ hayatta ve aktif olarak çalışırken sergi yapmışlardı.

        Mayıs ayında meşhur kostüm galasıyla açıldı sergi ama görmek son günlerinde nasip oldu. 4 Eylül’de de kapanıyor zaten...

        Rei Kawakubo’nun Commes des Garçons tasarımları anti-kıyafet sayılıyor.

        Comme des Garçons’un neden bu kadar önemli olduğunu, Kawakubo’nun neden sergi onuruna layık görüldüğünü anlıyorsunuz. Bunlara kıyafet demek haksızlık olur, her biri birer enstalasyon. Zaten Kawakubo’nun en büyük özelliği kıyafet adına aslında anti-kıyafet yapması. Her türlü ezberin yıkıldığı, formun deforme edildiği, mevcut kalıpların yerle bir olduğu kıyafetler.

        Londra’da Balenciaga

        Londra’daki Victoria and Albert Müzesi’nde devam eden Balenciaga sergisini de gördüm. Cristóbal Balenciaga atölyesini İspanya’dan Paris’e taşıdığında birçok tasarımcıya, başta da Hubert de Givenchy’ye yol gösteren, çok şey öğreten bir ustaydı.

        Tek bir parçadan, sadece katlanarak yaptığı dikişsiz paltonun kumaş patronu serginin en çarpıcı objelerinden biri. Adeta kâğıttan uçak gibi palto yapabiliyorsunuz. Balenciaga’nın kimi tasarımları sınırları o kadar zorladı ki müşterileri beğenmelerine rağmen hiç sipariş vermedi. Çünkü fonksiyonel değildi. Atölyesinin düzenli müşterilerinden biri, kimi kıyafetleriyle tuvalete gitmenin zorluğundan bahsediyordu.

        Balenciaga’nın başında Demna Gvasalia isimli Gürcü asıllı tasarımcı var, onun da en büyük özelliği tıpkı Cristóbal gibi ezberleri yerle bir etmesi. Bu sene mavi IKEA poşetinin benzeri deri çantayla sükse yaptı, aynı geleneği pazar poşeti hatta alışveriş torbası yorumlarıyla sürdürüyor.

        Balenciaga’nın meşhur ‘zarf’ elbisesini giyen bir müşteri tuvalete gitmenin zorluğundan yakınmıştı.

        Diğer Yazılar