Reza artık yaşayan ölü
DÜNKÜ Habertürk Gazetesi’nde Nalan Koçak’a konuşan Amerikalı eski savcı Daniel Richman, tam olarak durumu gizemini koruyan Reza Zarrab’ın büyük ihtimalle bir otel odasında, FBI gözetiminde tutulduğunu söylüyor. Tanık koruma programına başvurma ihtimaline karşı da ABD’nin büyük bir ülke olduğunu, orada estetik bile yaptırmaya gerek kalmadan kolaylıkla gizlenebileceğini söylüyor.
“Birçok kişi bu programdan memnun değil, savcı bile nerede olduğunuzu bilmiyor” diye ekliyor.
Onca Amerikan filmi ve dizisinde defalarca işlenen o hikâye tamamen hayal ürünü mü o zaman? Hani küçük bir kasabada adını, kimliğini değiştiren, bir esnaf olarak yeni hayatına başlayan birini bulurlar ve olaylar gelişir ya...
BULUNMAK İSTERSE
Richman’ın dediği doğru: Amerika gizlenmek için dünyanın en kolay yeri.
İnsan bulunmak istemediği sürece bulunmaz. Ama o film ve dizilerde de görüldüğü gibi “kahramanımız” mutlaka bir yerde bir hata yapıyor ve öyle izini belli ediyor. Bir telefon konuşması, bir mektup, bir banka işlemi... Küçücük bir kırıntı bırakıyor ve eski hesaplaşmalar gelip onu buluyor.
Reza Zarrab’ın bir kasabada benzinci olarak hayatına devam etmesine yapısı uygun değil. Öyle biri olsa, dünyanın en karmaşık ve gizli kalması gereken ekonomik operasyonlarının birinin ortasındayken biraz daha dikkatli olur, işini dikkat çekmeden yapardı.
Oysa parayı bulur bulmaz dikkat çekme hastalığına tutuldu ve her fırsatta gösterişi biraz daha abarttı, biraz daha kendini belli etti. Alttan tünelle bağlanan yalılar, uçak fiyatına alınan mücevherler, hatta herhangi biriyle değil çok şöhretli bir assolistle evlenmesi bile...
Hayatımıza girmesinin geçmişi daha çok yeni. İster istemez birileri da bu şaşaa karşısında “Parayı takip et” kuralını uygulamıştır. Bu süreçte birilerinin de kendisine düşman olabileceğini kestiremez mi? Ya gerçekten düşük profilli kalması gerektiğini bilecek kadar zeki değil ya da gözü döndü. Bence ikisi de.
İLGİ BAĞIMLISI
Reza Zarrab gibi tiplerin tek varoluş ve ciddiye alınır tarafı paraları olduğundan bunu her fırsatta başkalarının gözünün içine sokmak isterler.
Yıllar önce Titan diye bir saadet zinciri kendi halinde halkı soyarken kimse farkında değildi. Ne zaman ki başındaki Kenan Şeranoğlu isimli soytarı abartılı bir doğum günü partisi verip medyayı davet etti, yetmedi bir de yerli moda tarihinin en tuhaf ceketlerinden birini giydi... İşte o ceket sonu oldu.
Bu bir bağımlılık ama tedavisi de yok. O yüzden gizlense, estetik ameliyat olsa, adını değiştirse bile bir şekilde bulunacaktır; çünkü bulunmak isteyecek. İlgi onun oksijeni olduğu, dikkat çekme şehveti her türlü tatminden daha öte olduğu için de sonuçlarını göze almadan yeniden bir şekilde ortaya çıkacak.
*************
BENİ DELİRTEN ŞEYLER
- TÜRK Hava Yolları’nın Safari’de açılmayan kullanıcı düşmanı internet sitesi ve yıl sonunda yanacak miller.
- Akşam çıkacağı kanalı ya da yazdığı makaleyi kısa mesajla paylaşan eskimiş siyasetçiler.
- Yeezy kurasında bir türlü şanslı olamamak.
- “Aradığınız kişi şu anda bir başkasıyla görüşüyor” anonsu. (Belki arayana sonradan “Telefon yakınımda değildi” yalanı atacağım?)
- Yükselen dolar.
*************
MAGAZİN HIRSIZLIĞI
PAZAR günü Esin Övet sosyal medya hesaplarında fotoğraf silme meselesinin yargıya taşınmasını yazıyor bizim gazetede. Dünkü Kelebek’te ise Onur Baştürk aynı konuyu neredeyse bire bir ele alıyor.
Sınırlı yeteneği olduğunu biliyordum, konu hırsızlığına da soyunduğunu bu vesileyle öğrendim.
*************
#HanutDeğilAlınteri
24 SAATTİR İPHONE X KULLANIYORUM
- BÜYÜK ekran mükemmel, telefonun cebe sığması harika. iPhone 7-8’den biraz daha büyük ve daha ağır, ama fark etmiyor.
- İki tarafı da cam, elde bir mücevher gib i duruyor. OLED ekran, yazı ve fotoğrafları mükemmel gösteriyor. Her an bir şey olacakmış, düşürüp kıracakmışım tedirginliği içindeyim.
- Tek bir “selfie” çektim şimdilik denemek için; yeni ışık filtreleri harika.
- Animoji hayat değiştirmiyor. Yolladığım kişilerden beklediğim gibi bir sevgi gösterisi gelmed i henüz.
- Eski telefondaki arka yüzeyi özlüyorum, ama siyah cam yüzey de “jet black” rengini andırıyor. Ön taraf sadece ekran olduğu için fark etmiyo r zaten.
- Ön ekranın üst tarafında kameranın olduğu küçücük dikdörtgen çıkıntı sinirimi bozacak diye düşünüyordum, rahatsız etmiyor. Kimi app’ler iPhone X boyutuna güncellenmediği için ekranın üst ve altında boşluklar oluşuyor, onlar sinir.
- Düğme olmaması bir sorun değil gibi. Hemen alıştım. Bir öğrenme süreci var tabii k i. Refleks olarak bazı şeyleri eski telefondaki gib i yapıyorum ama çabuk geçecek. Kimi kontrolleri öğrenmek (mesela yeni app. yükleme) için bir-ik i kere Google’a danışmam gerekti.
- Yüzle telefon kilidini açmak önceden sandığım gibi zor ve sinir değil, hemen alışıyor insan . Ama kilit açıldıktan sonra parmakla ekranı yukar ı itmek gerekiyor. İki hamle kısacası. Bazen yüz tanıma fonksiyonu çalışmadı ama markette alışveriş yapabildim şöyle bir bakıp ekrana sadece. Parmak izi taramayı özlemedim.
- Aslında düğme gitmiş değil. Yandaki açma-kapama düğmesi bir anlamda ortadaki yuvarlak düğmenin yerini almış. Kredi kartlarına, Siri’ye buradan ulaşılıyor. Telefonu kapatmak ise daha meşakkatli. Yeniden başlatır gibi ses ve yan düğmesine aynı anda basmak gerekiyor.
- Hanut değil alın teri. Fiyatı yüksek ama değer mi? Benim aylık planımla fazladan 10 dolar ödüyorum, ABD’deki operatörden kiraladım. 1000 doların üzerindeki fiyatını peşin bastırmamak rahatlatıcı.