CHP'li belediyeyi CHP'li vekilden dinleyelim
ATAŞEHİR Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden alınması CHP’yi sarstı. Kemal Kılıçdaroğlu bu belediye başkanına, hiç laf söyletmiyor. Demek ki Ataşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden bir memnuniyet söz konusu.
Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nun isyanını anlıyorum.
Anlamadığım kendini parçalayan, Ataşehir operasyonunu “Man Adası belgelerine karşı misilleme” olarak değerlendiren milletvekili Barış Yarkadaş’ın tepkisi. İktidar, Man Adası belgelerinin yarattığı sarsıntıya tepki olarak belediye başkanlarını görevden almış. Hangi sarsıntıdan bahsettiğini bilmiyorum, ama CHP’li belediyelerden bizzat Yarkadaş’ın ne kadar şikâyetçi olduğunu çok iyi biliyorum.
AĞIR ELEŞTİRİLER
5 Kasım 2014 yılında sahibi olduğu gercekgundem.com isimli sitede Yarkadaş isyan ediyor.
Önce Kadıköy Belediyesi hakkında yazdıkları:
- CHP’li belediye TAŞ YAPI’ya ait Four Winds adlı binadaki kaçağa rağmen neden yıkım uygulaması gerçekleştirmiyor?
- Kozyatağı’nda HİLTON Oteli açıldı. Bu bina aylardır hizmete giremiyordu. Çünkü bina yasalara aykırı bir biçimde yapılmıştı. Kanunlar, bu tür binalara 18 metre yükseklik sınırı koymasına rağmen, sınır hayli aşılmıştı... CHP’li Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, bu binanın iskânını neye dayanarak verdi?
- Caddebostan’daki 45 No’lu Plan Notu için ne diyeceğiz? K Yapı’nın türlü imar oyunlarıyla inşa ettiği binaya ilişkin neden hiçbir işlem uygulanmıyor?
475 BİN TL’LİK KIYAFET
“CHP’li belediyeler gerçekten gitgide garipleşiyor” diyen Yarkadaş bu sefer sözü Beşiktaş’a getiriyor ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın Kadir Topbaş’ı bandoyla karşılamasını, bandonun “Dombra” çalarken selam durmasını eleştiriyor. Vakko’dan 475 bin TL’ye gardırobunu donatan Hazinedar’ın Topbaş’la Etiler’deki polis okulu arazisi için pazarlık yaptığını anlatıyor.
“Emin olun buna izin vermeyeceğiz, gözümüz üzerinizde olacak” diyerek kendisini polis tayin ediyor hatta. Bu vesileyle söz Çankaya’ya geliyor.
“İddialara göre, CHP’li Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, yeni yapılan belediye binasını Melih Gökçek’e satıyor” diye anlatıyor Yarkadaş, sonra da belediye başkanının yalanlamasına yer veriyor.
GÖREVDEN ALINSIN
Uyarılarını sıraladıktan sonra da Kılıçdaroğlu’na sesleniyor: “Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğü, hak yemezliği ve kamu mallarının yağmalanmasına karşı ne denli duyarlı olduğunu biliyorum. Eminim ki, tüm belediye başkanlarını çağırıp gerekenleri söyleyecektir. Gerekirse birkaç başkanla yollarını da ayıracaktır. Zira her konuşmasında yolsuzluk ve yağmadan söz eden bir genel başkanın inandırıcı olabilmesinin yolu, başta CHP’li belediyelere çekidüzen vermesinden geçmektedir.”
Üzerinden üç sene geçti, Yarkadaş’ın uyarılarına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu bu başkanları herhangi bir şekilde denetlemedi ya da görevden almadı. Onun yapamadığını İçişleri Bakanlığı yapınca neden kızıyor Yarkadaş?
*************
#TheRoom
GECE YARISI GÖSTERİMİ
TOMMY Wiseau isimli yaşı, nerede doğduğu, nasıl para kazandığı bilinmeyen gizemli bir karakter, 2003’te “The Room” diye bir film yapıyor. Hem senaryosunu yazıyor, hem yapımcılığını üstleniyor, hem de başrolünde oynayıp yönetiyor.
Bütün parasını kendi cebinden karşılıyor, 6.5 milyon dolara mal ediyor filmi. Sadece 1800 dolar kazanıyor. İki hafta boyunca yine kendi cebinden finanse edip sinemalarda kalmasını sağlıyor. Yıllarca Los Angeles’ta bir billboard’da filmin tuhaf posterini sergiliyor, buna da yüz binlerce dolar harcıyor.
Fakat yatırımlarının karşılığını bir şekilde alıyor. Yılda 500 bin dolarla bir milyon dolar arası kâr ettiği söyleniyor “The Room”dan. Çünkü film o kadar kötü, o kadar rezil ki tam da o yüzden çok eğlenceli. Yıllardır sinemalarda gece yarısı özel gösterimlerde oynuyor, tek bir koltuk bulmak bile mümkün değil.
ŞUURSUZLUK ABİDESİ
Arkadaş grupları sinemaya gidip filmin diyaloglarını yüksek sesle tekrarlıyor, millet kahkahadan gözlerinden yaş gelerek kendinden geçiyor. Ne bir olay örgüsü, ne filme girip çıkan karakterlerin bir anlamı var. Film kulaktan kulağa yayılarak kült statüsüne ulaşıyor.
Bir insan nasıl bu kadar şuursuz olabilir, şaşkınlıkla izliyorsunuz.
Türkiye’deki bir sinema salonunun hemen “The Room” gösterimlerini başlatması gerek çünkü bu aralar film hakkında çok konuşacağız.
James Franco’nun “The Disaster Artist” filmi Wiseau’nun “başyapıtını” yaratma sürecini anlatıyor. Franco filmin bazı karelerini bire bir çekmiş, kendisi de Wiseau’yu olağanüstü bir benzerlikle canlandırıyor. Oscar adayı alacağı kesin.
Sinemaları beklemektense Youtube’dan “The Room”un seçme sahnelerini görebilirsiniz. Filmi yasal yollardan izlemek mümkün değil, ama derlemeler bile yeteri kadar eğlendiriyor.
NASIL İZLEMELİ?
- İlk kez izleyenler mutlaka evde toplanmalı, ekran başına geçip birlikte izlemeli.
- Bir değil birkaç kere izlenecek bir film, sinemada gösterilirse yine bir arkadaş grubuyla filmin sözleri ezberlenip gidilmeli.
- Filmi değil, filmi izleyenleri seyretmek daha eğlenceli olabilir.
- Mutlaka ama mutlaka film hakkında hiçbir şey bilmeyen birini eve film izlemeye davet edip yaşadığı şoku bir kere olsun gözlemleyin.
*************
TARKAN MESELESİ
TABİİ ki Türkiye’den gitmez Tarkan. Zamanında gitmişti, birçok giden gibi gurbette yapamadı, yapamadığını anlayınca küçük denize döndü. Futbolcular nasıl yurtdışında başarılı olamadıysa Tarkan kürk giyip dolaştığı New York sokaklarında Splash’te birkaç kere gezdikten sonra hevesini aldı, hayalleri bıraktı.
Çünkü Tarkan sadece Türkiye’de Tarkan.