Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - DEMEK ki buraya kadarmış. Amerikan Başkanı Donald Trump’ın tweet’ine göre görev başarıyla sonuçlandı: “Mission accomplished!” Suriye’nin bundan böyle kimyasal silah kullanmasını önlemek için Amerika operasyon düzenlemişti, bu hedefe ulaşıldı mı bilinmiyor. George W. Bush bir yalan üzerine girdiği Irak’ta erkenden başarıyı ilan etmişti, ABD hâlâ Irak’taki keşmekeşten kendini kurtaramadı. Trump’ın “Hedefe ulaşıldı” sözleri de ister istemez tatsız Bush benzetmelerini beraberinde getiriyor.

        - Abartma huyu olan Trump için bile fazlasıyla kontrollü bir saldırı oldu. Irak’ta kitlesel imha silahları olduğunu iddia edip savaşa giren Bush yönetimi birkaç sene sonra özür dilemişti. Esad’ın kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine savunma bakanlığı bu sefer daha temkinli. Jim Mattis propagandaya mahal vermemek için dünyaya Esad’ın kimyasal silah kullandığına dair kanıt sunmaları gerektiğinin altını çizdi. İyi de o kanıtı kim sunacak?

        - Amerikan ordusu nokta atışı yaparak üç ayrı yeri hedef aldı. Üçü de kimyasal silah altyapısıyla ilgili hedefler. Özellikle Suriye’deki Rus ve İranlıların vurulmamasına dikkat edildi. Amerikan yönetimi “orantılı” ve “kesin” olarak tanımlıyor hedefi, bu yüzden de bölgeden doğabilecek bir tepki saldırısı beklemiyor. Operasyonun bu yüzden de sınırlı tutulduğu vurgulanıyor.

        - Trump’ın saldırının ipucunu vermesinden sonra Esad hava kuvvetlerinin bir kısmını olası bir saldırıyı önlemek adına Rus üssüne taşımıştı; ABD’nin Rus üssünü vurmayacağını hesaplayarak. Nitekim hesabı tuttu. Rusya ve ABD arasında görünürde Soğuş Savaş dönemini andıran bir gerginlik doğdu ama sonuçta cuma günü Trump bu üssü vurmadı. Amerika’nın kendi içindeki şahinleri de operasyondan pek memnun kalmadı bu yüzden. Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham: “İki kere kırmızı çizgiyi geçen bir diktatör hakkında ne yapacağımızı başka bir diktatöre sormamalıyız” dedi.

        - Bu saldırının Esad’ın elini güçlendirdiği yorumları da var. ABD’nin fazla kontrollü davranması Esad’da “Daha ileri gidemezler, yapacakları en fazla bu” hissi uyandırmış olabilir. Hatta birçok devletin elini kolunu yıllardır bağlayan “ABD ne yapar?” korkusunun hafife alınması tehlikesi var.

        - Amerikan saldırısı Suriye’deki mevcut durumu korumanın ötesine geçmedi şimdilik. Esad’ın kimyasal silahları zarar gördüyse bile Suriye’nin iç savaşı bitmedi, o da koltuğundan olmadı. Dahası, Amerika’nın Suriye’deki stratejisi konusunda da kafaları karıştırdı. ABD tam olarak bölgede ne yapmak istiyor? Esad’ı devirmek mi hedefi yoksa IŞİD’le savaşmak mı? Amerika’nın muhalif kanadı iki amacın aynı anda yürütülemeyeceğini kabulleniyor.

        ***********

        KİMYASAL SİLAH TEHDİDİ BİTTİ Mİ?

        NEW York Times, Amerikan yetkililerinin vurulan hedeflerle ilgili yaptığı temkinli yoruma dikkat çekiyor. Evet, Esad’ın istihbarat örgütleri tarafından da yıllardır takip edilen kimi kimyasal silah tesisleri vuruldu. Ama bu tesisler saldırı sırasında hâlâ aktif miydi, yakın zamanda kullanılıyor muydu bilinmiyor.

        STOK VAR

        Gazetenin dikkat çektiği bir diğer nokta da Esad’ın silah olarak klor kullandığı, 1 hafta önce sivillere klorla saldırıldığı iddiaları. Klor yaygın ve yasal olarak bulunan bir madde bilindiği gibi. Esad’ın kullandığı iddia edilen sarin gazı da özel bir tesise gerek duymadan kolayca üretilebiliyor.

        Amerikan yetkilileri Suriye’de hâlâ sarin ve klor stoku olduğunu kabul ediyor.

        Esad iddia edildiği gibi yine kendi halkının üzerine kimyasal silahlarla saldırırsa Trump’ın savaşı nasıl başarıya ulaşmış olacak?

        ***********

        BEYBİ

        BURCU Esmersoy’u yıllardır tanıyorum, oturup muhabbet etmişliğimiz var. Dün Ayşe Arman’a söyleşi vermiş, beş kere “Beybi” diye hitap etmiş. Daha önce hiç Esmersoy’un ağzından duymamıştım bu ifadeyi. Arman da sormamış.

        Bu “beybi” ne sahiden, iki kadının birbirine hitap için kullandığı ve yaygın kabul gören yeni bir sokak dili mi?

        ***********

        MEDYAYA YENİ PATRON

        SERVETİNİ tıp dalındaki yatırımlarından yapan Dr. Patrick Soon-Shiong’un adı pek bilinmiyor aslında ama Los Angeles’ın en zengin insanı. Şimdi 500 milyon dolar vererek şehrin gazetesi Los Angeles Times’ı satın alarak medya patronluğuna hazırlanıyor. Los Angeles Times, Washington bürosunun masraflarını bile kaldıramayıp kapatmayı düşünüyordu. O kadar kötü durumda.

        Şimdi yeni bir milyarder tıpkı Jeff Bezos gibi ölmek üzere olan bir gazeteyi diriltip yeniden oyun kurucu yapabilir mi?

        Soon-Shiong ünlü bir yayın yönetmenini gazetenin başına getirmeye kararlı. New York Times, Washington Post gibi gazetelerin yöneticileriyle telefonda konuşup fikir alıyor. Gazeteye yatırım yapıp podcast ve video konusunda önemli adımlar atmalarını bekliyor.

        TRUMP BAŞKANIMIZ

        Gazetecilik dalında hiç ama hiç tecrübesi olmayan yeni patron adayı aynı yazı işleri ekibinin hem gazete hem de dijital ortamda çalışıp çalışmadığını merak ediyormuş. Zamanla öğrenir, o sorun değil. (Habertürk Gazetesi’ne de danışabilir bu konuda. Bizim yazı işleri aynı ekiple her ikisini bir arada yapmayı başardı.)

        Yeni patron gazeteyi gazetecilere bırakıp asıl işine, kanserin tedavisini bulma hedefine yoğunlaşmaya devam edeceğini söylüyor.

        New York Times’ta çıkan portresinin en ilginç tarafı ise son satırlara gömülmüş... “Merhamet ve şefkati tutturmam gerek, kin güden bir gazete istemem” diyor, gazetenin Trump muhalifliğine müdahale edip etmeyeceği konusunda. “Bence en iyi yanıtım Trump’ın bizim başkanımız olduğu. Onun başarılı olması için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğini söylemem gerek çünkü ülkemiz için en hayırlısı o.”

        Nasıl bir medya patronu olacak acaba?

        Diğer Yazılar